Esas körlük dildedir, ameldedir, kalptedir

Görmek için göz değil illa vicdan gerekir

Vicdanı olmayanın özü de sözü de kirlidir

Hakka sığının bunlardan her halleri afettir.

*

Dünyanın hiçbir ülkesinde bizdeki kadar kendi insanına ve ülkesine öfke duyan başka güruhlar bulamazsınız.

Memleketimiz büyük bir afetin içinde! Yangınlardan sonra sel baskınlarıyla mücadele edilmekte! El birliği, güç birliği ve devlet-millet bütünleşmesiyle yaralar sarılırken, muhalefet etme adına ne büyük ihanetlerin yaşandığı da meydanda.

Siyasi tarihimiz içerisinde bugünkü kadar muhalefet böylesine hiç kirlenmemişti. Millet canıyla uğraşırken, bunlar iktidara ve Cumhurbaşkanına hakaret edebilmek için acılar üzerinden siyaset yapmaktalar.

……………..

Rabbim Cumhurbaşkanı Erdoğan ve devletimizin bütün kurumlarıyla birlikte; yorgunluk nedir bilmeden gece-gündüz çalışan AFAD, Kızılay ve Deniz Feneri gibi sivil toplum kuruluşlarının çalışanlarına güç-kuvvet nasip etsin.

Yangınlar ve sellerden zarar gören insanlarımız; devlet-millet bütünleşmesiyle, neler yapıldığını pek âlâ görmekte, bilmekte ve yaşamaktadır.

Eğer görmemek için direnen siyasiler ve bunların uyduları olan kesimler, menfaat odaklı kinlerini, öfkelerini bertaraf edebilseler, işte o vakit milletimizle kucaklaşabilirler.

Siyaset, akıl ile duygular arasındaki merhamet köprüsüdür. Bencilliklerine yenilenenlerin akılları-mantıkları-düşünceleri-fikirleri bu köprüden asla geçemez.

Siyaset, küfretme-hakaret etme-iftira atma-yalan söyleme yöntemi değildir. Böyle düşünen ve düşündüklerini amel edinenler, siyaset çöplüğünde yaşamayı görev bilmektedirler.

Sel bölgesini gezip, devletin ve milletin nasıl canhıraş bir biçimde çalıştığını gördüğü halde, görmelerinin tahammülsüzlüğüne dayanamayarak; “Kızılay’ı, AFAD’ı görmedim” yalanına sığınmak, merhamet köprüsünden geçmek yerine hıyanet köprüsünde yaşamaktır.

Devletin ne demek olduğunu bilebilen hiçbir siyasetçi böyle bir hataya düşmez. Aklını öfkesine esir edip kafasına estiği gibi yalan söylemez. Geçelim.

………………..

Kötüleri görmekten iyilikleri yaymaya fırsat bulamıyoruz. Batı Karadeniz’deki sel ve su baskınlarının ilk saatlerinde devletimizin kurumları, AFAD, Kızılay ve Deniz Feneri gibi bazı STK’lar derhal müdahalelere başlamıştı.

Mesela, rakamlarla Kızılay’ın neler yaptığını ve yapmaya devam ettiğine bakalım:

Sinop Ayancık, Bartın Ulus, Kastamonu Bozkurt ve buraların köylerinde selden etkilenen 350.000’den fazla kişiye insani yardım ulaştırılmış.

Bugüne kadar çalışmalara toplam 925 personel, 936 gönüllü katılmış. 15 seyyar mutfak/beslenme aracı ve 63 operasyon aracı bölgede faaliyetini sürdürmekteymiş.

Ve 245.000’den fazla kişiye sıcak yemek dağıtımı, 60.000’den fazla kumanya ile beslenme hizmeti, 104.000’den fazla ikramlık malzeme ve 2.404.000 litreden fazla temiz su dağıtımı gerçekleştirilmiş.

Ve Kızılay hayat normale dönünceye kadar bölgedeki çalışmalarına devam edecekmiş. Sel ve su baskınlarının geride bıraktığı yıkıcı etkilerinin iyileştirmesi için çalışmalar sürecek, afetten önceki duruma dönünceye kadar halkımızın yanında olacakmış.

……………..

Ezcümle:

İnsan suretinde gözükmek yetmiyor. O surette bulunan aklı ve duyguları imar etmek gerek.

Yeni Akit Gazetesi