Malazgirt Kızıl Elma’ya Kızıl Elma’ya

  • GİRİŞ26.08.2021 11:28
  • GÜNCELLEME26.08.2021 11:28

Nağramızdır bugün gök gürültüsü,

Kanımızdır bugün yerin örtüsü

Gazi atlarımın nal parıltısı.

Kılıçlarımızdır çakan şimşekler...

Ya Allah...Bismillah... Allahuekber!..

Yiğitler kan döker, bayrak solmaya,

Anadolu başlar, vatan olmaya...

Kızılelma’ya hey... Kızılelma’ya!!!

En güzel marşını vurmadan mehter

Ya Allah...Bismillah... Allahuekber...

Yukarıya bir kısmını aldığımız “Malazgirt Marşı” isimli şiir. Merhum Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’na ait.

Yine rahmetli Yahya Kemal’in deyişiyle; “Kökü mazide olan atiyiz”. Kökü mazide olmak tarih şuuruna, milli şuura sahip olmak demektir.

Malazgirt’i, Çanakkale’yi, Sakarya’yı anlamayanlar bizi anlayamaz. Şehitliklerimizi bilmeyenler; vatana-devlete-millete-dine-bayrağa sahip olmanın ne demek olduğunu bilmez.

Kökü mazide ati olmak demek; ecdadıyla, canıyla, malıyla, kanıyla, imanıyla bu topraklara bağlı olmak demektir. Bu şuurda insan olabilmek demektir.

Vatanını, bayrağını, dinini, anasını, atasını, devletini bilen ve sahiplenen bir kimsenin, şahsi düşüncesi ne olursa olsun, eğer mayasında, nutfesinde haramlık, karışıklık yoksa tarih şuuruyla yetişmiş milli şuur sahibi bir kimse demektir.

Malazgirt, Çanakkale, Sakarya şuuru, ancak bu hasletlere sahip kimselerde bulunabilir ve vatanın bekçileri bunlardır. Vatan bunların omuzlarında yükselir ve güvende olur.

Tarih şuuru ve milli şuur, bir toplumun ortak değeri ve kaderinin parçasıdır. Ancak bu şuura sahip milletler yaşadıkları toprakları sahiplenebilirler, devletlerini yaşatabilirler.

Tarih şuuruna ve milli şuura sahip olmayı besleyen duygu, düşünce ve amellerin başında manevi kuvvet gelmektedir. Maneviyatı olmayanın maddesi kadavradan ibarettir.

Bu halin adı şuursuzluktur. Bugün ülkemize içeriden ve dışarıdan düşmanlık edenlere baktığımızda, tarih ve milli şuurdan yoksun olan kişi ve kişiler olduğu pek açıktır.

Bu noktada sözü hayatını tarih şuuru ve milli şuura teksif etmiş bilim insanlarımızdan Remzi Oğuz Arık’a bırakalım.

“… Vatan, alelade bir toprak parçası değildir. Hakiki kimliğini üstünde yaşadığı insanlardan, onların eserlerinden alır… Hürriyetsiz vatan insana zindan olur. Vatan, insanların bu topraklar üzerinde verdiği mücadelenin hikâyesi olan tarihten ayrı düşünülemez.

Müşterek tarih toplumları millet yapar… Yaşanılan acı tatlı hatıralar bir potadan eriyip dökülerek coğrafyayı vatan yapar. Toprak çiğnene çiğnene vatan olur. Milliyet fikrinin doğuşu bir vatanla başlar.

Coğrafyamız her yandan o kadar çok düşmanla, rakiple sarılmıştı ki felaketler arasında durmadan bilendik. Bir toprağın coğrafyadan vatana yükselişi, kaç milyon faciaya, acıya, hatıraya mal olmuştur. Çocuğun doğarken kaç kere anasını öldürüp, dirilttiği gibi, coğrafya da vatan olurken üstündeki milleti öldürüp, öldürüp diriltir”.

……………….

Ezcümle Halide Nusret Zorlutuna’nın Alparslan Marşı’ndan olsun.

“Dokuz yüzyıl çığ gibi geçmiş de üzerinden,

Hâlâ bu mutlu günü duyuyoruz derinden,

İlk fetih günüydü bu! Yer oynadı yerinden”.

 

İsimleri zikredilenlerin ruhuna el-Fatiha!

 

Hüseyin Öztürk - Yeni Akit

İletişim: huseyinozturk@yeniakit.com.tr

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat