Yazının başlığı merhum Kemal Tahir’e ait! Kemal Tahir, Batılı insan tipini böyle tarif ediyor: “İnsan eti yiyen kravatlı yamyamlar”!

Kemal Tahir haksız mı? Asla!

Amerika, İngiltere ve diğer Batılı ülkelerin uzak veya yakın tarihleri incelendiğinde, insan katliamı yaparak sömürdükleri ülkelerin, yeraltı ve üstü kaynaklarını nasıl gasp ettikleri meydandadır.

Haydi, bir Batılı ülke gösterilsin ki, Afrika’da, Ortadoğu’da, Asya’da insan ve servet katliamı yapmamış olsun.

Bize gelince:

Haçlı Batı, tarihimiz boyunca halkımızın Müslüman olması ve coğrafi olarak stratejik bir noktada bulunmamız hasebiyle şeytanı bile şaşırtan hamleler yapmıştır-yapmaktadır.

Dolasıyla içerideki işbirlikçilerinin yardım ve yataklıkları sonucu pek çok yaralanmalara maruz kalsak da istedikleri gibi diş geçiremedikleri bir millet ve devletiz.

•

Şimdi bu zaviyeden bakıldığında, milli iradeye ve milli iradenin lideri Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’a, dışarıdan-içeriden düşman kesilenlerin gerçek yüzleri ve kimler tarafından yönetildikleri anlaşılmaktadır.

Örneğin; yıllardır Amerika ve Avrupa ülkelerinin Suriye’de terör örgütlerine silah ve para yardımı yapmasına sessiz kalan ama devlet millet kucaklaşmasına karşı mücadele eden “altılı masa” ve yandaşları, halkımızdan mı oy isteyecek Batılı efendilerinden mi?

Ayrıca ne acı ki, Haçlıların içerideki siyasi ve ideolojik yapılanmalar ile fonladıkları medya, ülkemize değil, Batıya hizmet etmektedir?

Kendi milli benliğini, medeniyetini, kültürünü, inancını, tarihini bırakın savunmayı, Batılıların önlerine koyduğu tezlerle bu değerleri çürütmeye çalışan malum güruhların tek derdi, sömürülmeye razı olmaktan başka hangi gerekçe ile izah edilebilir?

•

Kemal Tahir, “Notlar” kitabında, bugün memleket millet aleyhine yapılan iç ve dış ittifakların daha iyi anlaşılması için geçmişten şunları söyler:

“Batılılaşma hareketi, 1945’e gelene kadar aynı emperyalistler tarafından eskiden beri belli metotlarla yetiştirilen, dürtüklenerek iktidara tekrar tekrar getirilen, orada mümkün olduğu kadar uzun süre tutulan aynı ajanlarla (zümreler ve kliklerle) yürütülmüştür.

Bu zümre ve klikler her zaman ikiye bölünmüş bulunur. Birbirleriyle hazineyi elinde tutma boğuşması yaparlar.

Fakat efendi değişmediği için aslında memleket ve millet düşmanı politika pek değişmez. (Hatta hiç değişmez) Bu durumun böyle sürmesi için iki taraf arasında, hiç bozulmayan bir anlaşma vardır”.

Kemal Tahir’in bu tespitlerinin ışığında, yerli ve milli bir mutabakatla kurulmuş “Cumhur İttifakı” sonucunda, milli irade ile iş başına gelmiş Erdoğan ve hükümete karşı içten ve dıştan oluşturulan emperyalist ittifak yeniden sahnelenmektedir.

•

Ezcümle:

Milli iradeye karşı planlanmış-programlanmış ve yürürlüğe konulmuş Batı destekli ittifakların hiçbirisi ve şekli, amentüsü sağlam milletimizden vize alamayacaktır.

Müslüman halkımız böyle tezgâhları siyasi tarihi boyunca hep reddetmiş, tüm dış ve iç baskılara ve oyunlara boyun eğmemiştir.

YENİ AKİT