Soykırıma göz yuman insan suretindekiler

  • GİRİŞ12.10.2023 08:25
  • GÜNCELLEME12.10.2023 08:25

İsrail 75 yıldır Filistin topraklarında Filistin halkına karşı şiddetli bir soykırım uyguluyor ve dünyanın birçok ülkesi seyretmekten öte destekliyor.

Destekleyen ülkelere baktığımızda onların da tarihleri insanlığın yüzkarası ile dolu ve işgal ettikleri topraklarda soykırım yaparak hâkimiyet kurdular.

Amerika, İngiltere, Fransa ve İsrail’e bakmak yeterlidir. Hangisinin tarihinde beyaz bir sayfa vardır ve insanlığa dair emare görülmektedir?

Şimdi de Gazze’deki soykırımı desteklemekle birlikte silah ve para yardımı yapmaktalar. Peki, bunlar insan suretindeki soykırımcılar değil de nedir?

Kaç gündür yaşanan soykırım an be an dünya insanlığının gözü önünde cereyan etmekte. Elbet çözüm için uğraşanlar var ama caniler için bir şey ifade etmiyor.

“Esas bu noktada ne yapılabilir” meselesinin üzerinde durulmalı ve soykırımcılardan yana olmayan bütün bir insanlık âlemi harekete geçirilmeli değil midir?

Bunu söylemek kolay ama hepimizin aklına şu gelecektir.

Mesela Birleşmiş Milletlerde 193 ülke var. Malum beş ülkeye Cumhurbaşkanımız Erdoğan gibi “Dünya beşten büyüktür” demeden, sadece Filistin’de değil, diğer ülkelerdeki soykırımlara dur denilemez. Çünkü o soykırımların yüklenicileri de bu beşlidir.

Soykırımcılara “durun” diyebilecek ancak Müslüman milletler ve varsa bizimkisi gibi sağlam liderlerdir.

Müslüman halklar birlik ve beraberlik oluşturmadıkça, Filistin’de değil, dünyanın dört bir yanında savaşın yanı sıra ekonomik, sosyal ve kültürel soykırımlar sürecektir.

Müslüman topluluklar taklitten ve tenezzül etmekten kurtulmadıkça bu zulümler durdurulamaz. Maalesef, “zulümle abad olunmaz” sloganıyla zulüm bitmiyor.

Haklı olarak denilecektir ki:

“Bu nasıl olacak, Müslüman milletler kendi içerisinde bir ve beraber olamıyorlar ki, dışlarındaki soykırımlara, haksızlıklara, adaletsizliklere karşı durabilsinler”.

Böyle diyecekler elbet haksız değiller. Müslüman topluluklar önce kendi kendileriyle olan kavgalarını bitirmeliler ki, dışarıya bakabilsinler.

Yıllardır akıl erdiremediğim ve hâlâ cevabını bulamadığım soru şu:

“Kitabı bir, dini bir, Allah’ı bir, Peygamberi bir Müslümanlar birbirlerinden ne istiyorlar da esas olan “Bir”de buluşamıyor ve ittifak edemiyorlar”?

İnandığımız dine, inandığımız kitaba, inandığımız Peygambere karşı ayıp değil mi, günah değil mi? Yarın ruz-ı mahşerde hangi yüzle hangi gerekçeyle hesap vereceğiz?

Dini değerlerimiz inananları birliğe-beraberliğe davet ederken, bu kadar anlamsız ayrılıkların, parçalanmaların, hakikatten yanaymış gibi durup, hakikati mahvetmenin ve bölünmenin hesabını nasıl vereceğiz?

Ezcümle:

Bu hususta hamdolsun diğer Müslüman ülkelere göre biz bir nebze iyi durumdayız. Bizim de başımızda R. Tayyip Erdoğan gibi milletimizi birliğe ve beraberliğe sevk eden, sahiplenen lider olmasaydı bizim de halimiz perişan olacaktı.

Asrın soykırımına karşı Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve milletimiz, maddi-manevi yardımlarını sürdürmekteler.

Rabbim Filistin halkını ve tüm insanlığı böyle soykırımlardan muhafaza eylesin.

YENİ AKİT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat