Cumhuriyete nasıl sahip çıkılır biliyor musunuz? Şu örnekleri verelim de sonrasına bakalım:

29 Ekim 2013’te; Cumhuriyeti, sadece rakı ve beyaz leblebiden ibaret sayanların karşı çıktığı ve yine bütün dünyada imkânsızlık örneği olarak gösterilen Asya ve Avrupa kıtalarını denizin altından birleştiren Marmaray açıldı.

29 Ekim 2018’de bugün bütün gelişmiş ülkelerin hayranlık ve kıskançlıkla seyrettiği hatta kullanmaktan başka çareleri kalmayan dünyanın sayılı havalimanlarını geride bırakan İstanbul Havalimanı açıldı.

İstanbul Taksim’de yıkılmakta olan Atatürk Kültür Merkezinin yeniden inşası, sünepeliği sanat ve siyaset zanneden güruhların engellemelerine rağmen, yeniden yapılan ve yerli yabancı aklıselim sahibi herkesin takdir ettiği Atatürk Kültür Merkezi çok amaçlı olarak 29 Ekim 2021’de açıldı.

Seksen yıldır, milletin sırtından ve devletin imkânlarından beslenerek, cüzdan Cumhuriyetçiliği yapan CHP’lilerin ve ortaklarının hâlâ inkâr ettikleri TOGG marka yeri otomobil seri üretime başladı.

•

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesiyle son yirmi yılda yapılan ve Cumhuriyetin kuruluş tarihinde denk gelmeyen hizmetlerin hepsi bu kadar değil elbet.

Cumhuriyeti kuran milli iradenin bıraktığı devlete işte böyle sahip çıkılır. Millete ve devlete sahip çıkmak böyle olur.

Seksen yılda yapılmayanlar yirmi yılda yapıldı. Yirmi yıl öncesine kadar kalkınmanın sadece adı varken, yirmi yıldır kalkınmanın ne demek olduğu görüldü.

Yine yirmi yılda, millet-devlet barışını-kucaklaşmasını-bütünleşmesini sağlayan Cumhurbaşkanımız Erdoğan başta olmak üzere, millet olarak ne büyük badirelerden geçtiğimizi, bu badirelerin planlayıcılarının, destekçilerinin, tetikçilerinin kimler olduğu ve Cumhuriyeti keseleri ve kasaları için yıllarca nasıl kullandıkları da görüldü.

Nihayet Cumhuriyeti kuran milli iradenin hayal ettiği ve özlediği Türkiye, yirmi yılda gayesine ulaşarak, “Cumhurun iradesi böyle yaşatılır” denildi.

Dün kutlamaları izleyenler görmüşlerdir. Şimdi biraz geçmişe gidelim.

•

Cumhuriyeti kuran Birinci Millet Meclisi, Malazgirt’ten Çanakkale ve İstiklal Savaşına kadar tamamen yerli ve milli bir ruh ile Birincisi Meclis’i oluşturmuştur.

Vatanımızın, milletimizin, devletimizin, bayrağımızın ve dinimizin teminatı olarak bu ruhla Cumhuriyeti tesis ederek vazifelerini yapmışlardır.

Cumhuriyetin ilanından kısa bir süre kuruluş amaç ve gayesinin tersine rüzgârlar esmeye başlamış, milli iradenin dayanağı olan milli, dini ve bu iki ülküye bağlı değer yargıları bir bir bertaraf edilme sürecine girilmiştir.

“Ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam” diyen Meclis ve halk şaşkındır. Sanki Cumhuriyeti kurmak üzere, Ankara Hacıbayram Camii’nden Cuma namazı sonrası Kur’an’lar okunarak, dualar edilerek, ilahilerle Büyük Millet Meclisi açılmamış da başka bir irade gelip Cumhuriyeti kurmuş gibidir.

İşte seksen yıl boyunca Cumhuriyet kavramı, belli bir zümre tarafından geçim kapısı olarak kullanılmıştı. Şimdi sahip çıkanlara düşmanlıkları bu sebepledir.

YENİ AKİT