Muhteris ve kifayetsiz muhalefetin siyasete dair söylemlerinin büyük kısmı, çerden çöpten toplanıp paçozluk selesine doldurulmuş Dolapdere ağzı kelimelerden oluşmaktadır.

Paçoz, argo bir kelimedir. Yunanca kökenli olduğu söylenir ama uydurmadır, yalnız yeri geldiğinde kullanılırsa işe yarar.

Türkiye’de muhalefet, argo kelimelerden üretilmiş bir siyaset tarzı izlemektedir. Muhalefet; millet ve devlet menfaatine projeler, düşünceler, fikirler üretip topluma sunamayınca paçozluğa sığınmaktadır.

Paçozluk, “bayağılaşma, yozlaşma” sözcüklerinin argosudur. Dünyanın hiçbir yerinde bizdeki kadar küfre, ihanete, yalana, iftiraya, kine dayalı “argocu muhalefet” bulamazsınız.

Oysa siyaset; insana hizmet eden, insanlığa hizmet eden, millet ve devlet yönetiminin işleyişini sağlayan bir sistemdir ve bu sistem, ancak yönetme kabiliyeti olanların elinde işler.

Cumhuriyet tarihi boyunca, ilk defa istikrara kavuşan ülkemizde, hükümetlere yardımcı olmak için parmaklarını oynatmayanlar, muhalefete payanda olmak için yarış halindeler.

Siyasi hayatları boyunca toplum adına, devlet adına yaralı bir parmağa bırakın merhem olmayı, dönüp bakmayan nemelazımcı müstamel tiplerden siyasete fayda gelmez.

Böylelerin siyasetten anladığı; “Bir tarla bostan yan gelen Osman” keyfiyetinden ibarettir. Oysa muhalefet demek; hükümetin yanlışlarına, hatalarına karşı çözümler üretip, topluma projelerini anlatmak demektir.

Bunlar ne yapıyor? Sürekli küfrediyor, hakaret ediyor, ülkede terör çıksın, kargaşa kaos meydana gelsin istiyorlar. Erdoğan’dan ve hükümetten öç almanın tatminini yaşamak istiyorlar. Böyle bir muhalefet, paçozluktan başka ne üretebilir?

•

Allah aşkına 22 yıldır, 14 Mayıs 2003’ten (Cumhurbaşkanımızın Başbakan olma tarihi) bu yana, dıştan ve içten çekilen operasyonları bir hatırlayalım.

Başbakanlığı sırasında ve halen Cumhurbaşkanlığında, Batıdan yönetilen muhalefet ile Batılıların kendileri ve bunları sürekli besleyen küresel sermaye çevrelerinin, Erdoğan’a operasyon çekmedikleri gün var mı?

Hamdolsun ki, Cumhurbaşkanımız dümdüz bir Müslüman. Tam iman etmiş bir insan. Sırtını Allah’a dayamış, inandığı davasına ömrünü hibe etmiş, arkasında duran milletine sadakatten ayrılmayarak amentüsünün gereğini yapmaktadır.

Bu halin muhalefet tarafından anlaşılmasını ve kabul edilmesini beklemiyoruz. Yalnız hiç olmazsa, vakti zamanında hükümetlerde görev almış, görevlerini tamamlayıp kenara çekilmiş yahut çektirilmiş bir kısım kimselerin, şahsi çıkarlarını muhalefet kalıbına sokarak, Cumhurbaşkanına kin besleyen çevrelerde yapmaları, asla ahlakla izah edilemez.

İktidardayken, makam ve mevki sahibi iken her şey çok doğru. Ama sıra nöbet değişimine gelince, görevden alınınca veya topluma yansımamış birtakım arazlardan dolayı görevden el çektirilince, Tayyip Erdoğan birden kötü oluvermektedir.

•

Ezcümle:

Ayıptır, ayıp! Tayyip Erdoğan ile nice sofralara oturdunuz, nice camilerde namaz kıldınız, nice ailece görüşmeleriniz oldu, nice kader-nasip birliği yaptınız.

Hani müminler kardeşti. Bir de her birinizin hesap gününe imanı var değil mi? Peh! Saha sizlere böyle diyor efendiler!

Yeni Akit