İstiklal Harbi veya Milli Mücadele; askeriyle, siviliyle, din adamlarıyla bütün bir milletin kazanılmış zaferidir.

Bu zaferin temelini oluşturan ana kütle ise bellidir. “Devlet-Millet-Din” bölünmezliğidir.

Dünyada hiçbir devlet, vatanı için savaşıp sonra da milleti millet yapan değerlerine sırt dönmemiştir. Bizde ise bu durum, son seksen yıla kadar sürmüştür.

Mesela Cumhuriyetin kuruluşuna dair tarihi vakıalar bilinir, lakin nedense zafere giden yolda esas amiller bir türlü anlatılmaz.

İşte o esas amillerden birisi de milletimizi topyekûn cepheye sevk eden merkezlerin başında gelen camilerimiz ve din adamlarımızdır.

Mehmet Akif bile ıkına sıkına zor dile gelir. Oysa Mehmet Akif’in vaazları ve Eşref Edip ile çıkardığı Sebilürreşad Dergisi, Milli Mücadelede çok etkili olmuştur.

Şunu unutmamak ve kabullenmek lazım gelir ki, bu topraklarda dini-milli değerler olmadan hiçbir zafer kazanılmaz. Bugüne kadar da kazanılmamıştır.

Aksini iddia edenler, nice yollarla nice darbeler, kalkışmalar denediler, nice kanunsuzluk ve eşkıyalık yaptılar ama hepsi de geri tepti. Geçelim.

•

İstiklal Harbinin ulu mabetlerinden kısa kısa söz ederek, tarihe düşülmeyen notları not düşelim. İlk camilerden birisi, Balıkesir’deki Zağnos Paşa Camii’dir.

15 Mayıs 1919’da İngilizlerin paryası Yunanlıların İzmir’i işgalinden sonra Müslüman milletimiz Zağnos Paşa Camii’nin kubbesi altında toplanarak harekete geçmiştir.

Zağnos Paşa Camii yaklaşık 13 ay milli varlığımızın sembolü haline gelmiştir. Mehmet Akif Balıkesir’e giderek halkı cepheye sevk eden konuşmalar yapmıştır. Aynı hissiyatla Mustafa Kemal Paşa da Zağnos Paşa’da konuşma yapmıştır.

İkinci ulu mabet, Kastamonu Nasrullah Camii’dir. Balıkesir’de yakılan zafer meşalesi, Nasrullah Camii’nden bütün Anadolu’ya yayılmıştır.

Burada da yine Mehmet Akif vardır ve Kur’an-ı Kerim’den ayetlerle halkı sürekli uyandırdığı gibi dergide yayınladığı beyannamelerle Anadolu’yu harekete geçirmiştir.

Bütün bir Anadolu’da başlayan harekâtın merkezi Ankara’ya taşınmıştır. Ankara’daki ulu mabet ise Hacı Bayram Camii olmuştur.

Müslüman milletimiz bu sefer Hacı Bayram Camii’nin kubbeleri altında birleşmiştir. Malum Birinci Meclisin açılışı da Hacı Bayram Camii’nden başlamıştır.

•

Tabii sadece bu üç cami değil. Anadolu’nun her köyünde, kasabasında, vilayetlerindeki camilerden, kimin neye gücü yetiyorsa, cepheye sevki için din adamlarımız, âlimlerimiz mücadele etmiş, vaazlar vermiş, cepheye gitmişlerdir.

Gelin görün ki, böylesine büyük bir birlik görülmeyip, kendini bilmez neidüğü belirsiz münafık bazı kimselerin, milli mücadele aleyhine yaptıkları ihanetlerinin tarihe geçtiği kadar; haberlere-belgesellere-romanlara girdiği kadar, bu camiler ve din adamlarımız bilinmez.

Tarihi hakikatlerden kaçarak sadece kendimizi aldatmış oluruz. Her hakikat er geç ortaya çıkar. İstiklal Zaferine giden yol, secdelerden geçmiştir vesselam.

•

Ezcümle Mehmet Akif’ten gelsin:

“Cenab-ı Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın”.

Yeni Akit