Cumhuriyet tarihinin en uzun ömürlü iktidarı
- GİRİŞ30.10.2025 08:09
- GÜNCELLEME30.10.2025 08:09
102 yıllık Cumhuriyet tarihimizin en uzun ömürlü iktidarı, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın başında bulunduğu Ak Parti hükümetleridir.
Bu başarı hikâyesinin ana sebebi nedir? Sorunun cevabı çok basit! Cumhurbaşkanımızın, milletimizle devletimizi barıştırması, kucaklaştırmasıdır.
Peki, milletimizi kendi kurduğu devletiyle barıştıran, kucaklaştıran başka liderler yok mudur? Elbet vardır. Onları da zikredeceğiz.
Yalnız milletimizin kendi kurduğu devletiyle neden arası açılsın, neden barışmasın, neden kucaklaşmasın? Bu sorunun cevabı için geçmişe kısa bir yolculuk yapmalı.
Cumhuriyetin nasıl ve hangi şartlarda kurulduğu biliniyor. Yediden yetmişe bir halk; savaştan çıkmış, yorgun, aç, sefil, bitkin, bulaşıcı hastalıklar başta olmak üzere hayata yeniden tutunacak mecalleri kalmamıştır.
Bu şartlarda 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet kurulmuştur. Daha millet rahat bir nefes alıp bağdaş kurmadan, inandığı ne kadar dini-milli inancı varsa millete sormadan tırpanlanmıştır.
Kuruluştan on yıl geçmeden bütün dünyada 14 asırdır okunan ezanın aslı değiştirilmiş, ezan okuyanlar, Kur’an okuyanlar ve öğretenler cezalandırılmıştır.
Peki, bu uygulamalar; vatanı, devleti, dini için savaşan millete karşı ne demektir?
*
CHP’nin tek parti dönemi, bu uygulamaları daha da katmerleştirmiş, akla hayale gelmedik zulümler işlenmiş, milletimiz ile devletimizin arasına uçurumlar konmuş ve bugün halen aynı zihniyet muhalefetini sürdürmektedir.
CHP’li yıllarda kıtlık ve yoksulluk had safhaya ulaşmış, halk İstiklal Harbindeki senelerden daha da kötüleşmiş ve kendi mallarının hırsızı olmuşlardır.
Nihayet tarihler 14 Mayıs 1950’yi gösterdiğinde, tüm imkânsızlıklara rağmen milletimiz büyük bir teveccühle ve özgürce, Adnan Menderes’e güvenoyu vermiş, yüzü gülmüş, sırtı elbise, ayağı ayakkabı görmüştür.
On yıl süren bu iktidar, yine CHP zihniyeti tarafından devrilmiş ve halkımız ile devletinin arasına uçurumlar açılmıştır.
Ne zamana kadar? Milli cephe hükümetlerine kadar? Milli cephe hükümetlerinde milletimiz biraz daha nefes almış, devleti ve diniyle barışmıştır.
Ardından 12 Eylül darbesi yapılmış ve büyük bir hüsran yaşanmıştır. Darbeden üç yıl sonra milli irade tezahür etmiş, rahmetli Turgut Özal direksiyona geçerek, milletimizi devletimizle barıştırmış ve kucaklaştırmıştır.
Özal’dan hemen sonra vesayet rejimi ve CHP sultası musallat olmuş, tüm engellere rağmen Refahyol hükümeti bir yıl yeniden millet-devlet kucaklaşmasını sağladıysa da 28 Şubat zulmü, milli irade dönemlerinin tüm öçlerini almıştır.
*
Ezcümle:
Uzatmayalım, 1923 yılından 2003 yılına kadar 80 yıl kısa aralıklarla milletimiz devletini sahiplenme imkânı bulmuştur.
2003 yılında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın güçlü bir millet iradesiyle yönetime gelmesi, yeni bir Türkiye’nin habercisi olmuş ve devletimiz, milletimizle bütünleşmiştir.
Bir 80 yıllık geçmişe bakalım bir de son 23 yıla. Bakalım derken, aklıselim sahiplerine söylüyorum. Devlet-millet-din düşmanlarına değil. Yazı onları kapsamaz.
Yeni Akit
Yorumlar1