Asla koalisyonlara teslim edilmeyecek kadar büyük devletiz.

Zaten yıllardır Haçlı Batılılar ile içimizdeki piyonlarının yüzünden koalisyonlarla muhtaç bırakıla bırakıla, onların oyuncağı olmaktan kurtulamadık.

Şükür ki, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın 22 yıl önce ülkemizin direksiyonuna geçmesiyle; zaman içerisinde bağımsızlığımızın, gücümüzün, varlığımızın farkına vardık ve öyle büyük bir devlet haline geldik ki, asla koalisyonlara muhtaç edilmedik.

Savunma sanayiinden, toprak altı ve üstü madenlere kadar hemen her sahada kendi yağımızla kavrulmanın ne demek olduğunu öğrendik.

Hem de içten ve dıştan her türlü siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel örgütlü ihanet şebekelerine ve onların üç otuz paraya besledikleri sosyal medya trollerine rağmen.

Bu zaviyeden ana muhalefet ve yandaşlarına bakıldığında hakikat görülebilir.

•

“Tayyip Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” diyen kimse ya da kimseler; bu ülkeye ve millete zerre aidiyeti bulunmayan, hatta “Türkiye kötüleşse de biz de parsamızı, pastamızı büyüterek zenginliğimize zenginlik katsak” diyenlerdir.

22 yıldır içten ve dıştan tüm taarruzlara rağmen nasıl mücadele edildiği ortada.

Erdoğan’ın katlandığı ve taşıdığı bu yükü, normal hiçbir insan taşıyamaz.

Yedi düvelle nasıl mücadele ettiğini görmemek için amuda kalkarak yaşamak, biraz da şapşal olmak gerekir.

Bu anlamda muhalefet adı altındaki partiler, milletimizin ve devletimizin hangi yarasına merhem olmak için parmaklarını kıpırdatmışlardır?

Tam aksine millet ve devlet hesabına yapılan tüm işlere takoz ve köstek olmaktan öte gitmekten başka neler yapmışlardır?

İşin tuhafı ve şaşırtıcı hal şu ki; milli irade tarafından 22 yıldır muhalefette kalışlarını bile görmekten uzak bir siyasi vizyona sahipler.

•

Evet, öyle büyük bir devletiz ki, koalisyonlara asla muhtaç olmamalıyız meselesine bir örnek verelim.

6 Şubat 2023 yılında asrın afetini yaşadık ve iki yıl içinde afetin bütün yaraları sarıldı.

Dünyada hiçbir devlet bu yükün altından kalkamazdı.

Bu yükün altından ancak bizim gibi bir devlet ve millet kalkardı. İşte milli irade bu demektir. Millet devlet kaynaşması bu demektir.

Gelin bir de asrın felaketinin sarılmasına muhalefet cephesinden bakalım. Hiçbir katkıları olmuş mudur? Oldu elbet.

“Yapamazlar, edemezler” diye milletimizin umudunu kırmaktan ve devletimizi dünya memleketleri nezdinde küçük düşürmekten başka ne yaptılar?

Buyurun 6 Şubat depreminin yaralarının sarılmasına bir bakalım. 

“Asrın İnşası, Türkiye’nin Başarısı” neticesinde deprem bölgelerinde tamamlanan toplam 455 bin 357 bağımsız bölümün anahtar teslimi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin katılımıyla teslim edildi. Bunu da görmediler.

•

Ezcümle:

Muhalefetin deprem bölgesinde, bir kürdan kadar bile eseri var mı? Devlet ve millet olarak ihsan istemiyoruz, gölge etmesinler kâfi.

Yeni Akit