Bir Büyük Veda’nın hikayesi
- GİRİŞ02.01.2016 00:10
- GÜNCELLEME04.01.2016 07:54
Dava adamı
Mücadeleci
Mazlumların yılmaz savunucusu
Doğru bildiğini en sert şekilde savunan
Sözünü hiç eğip bükmeden söyleyen
Cevabı ne ise onu yazmaktan çekinmeyen
Cesur ve farklı bir kalem
Duygularımızın tercümanı
Basın cephesinde ümmetin siperi
Cebini değil cephesini düşünen
Zor dönemlerin adamı
Mert, yürekli, korkusuz
İşini ibadet aşkıyla yapan adam
HASAN KARAKAYA
…………….
Yazılarındaki dili ve üslubu ile hayati duruşu çok farklı olan adam.
Yazılarının aksine mülayim, yumuşak ve duyarlı bir şahsiyet.
Bir o kadar da naif, hoşgörülü ve esprili.
Yüzünden gülümseme eksik olmayan kahkaha adamı.
Vicdanının sesini dinlemeden kalem oynatmayan koca yürekli adam.
Davalar karşısında yılmayan ve inandığı konuda meydandan hiç kaçmayan tükenmez bir kalem.
……………
Ve o koca ve yorgun yürek Allah Resulü’nun şehrinde ve Peygamberin huzurunda hakka yürüdü.
Hem de tam 63 yaşında, hem de Hz. Peygamberin son namazını kıldığı Mescid-i Nebevi’de ki o mübarek mekan da son namazını kılarak.
Cidde’de ihram giydiğinde bembeyaz olan hali son nefesine kadar onunlaydı.
Tavafta da, duada da, namazda da, sayda da Kabe-i Muazzama’nın o mübarek ruhuna kendini teslim etmişti.
Kalabalık ve yoğunluk yorgun kalbini zora sokmasın diye Cumhurbaşkanımızla birlikte Kabe’nin içine yani Allah’ın evine girememişti.
Tavafını da, Say’ını da kendi halinde sessiz ve huşu içinde dinlenerek yapmıştı.
Kabe’nin içine girebilmek için bir sonraki daveti beklemeliyiz diyerek teselli bulmuş ve yeni bir davet çıkarmıştı.
Peygamberin şehri Medine’yi görmek için sabırsızdı.
O mübarek şehre vardığımızda herkesten daha çok istekli ve heyecanlıydı.
Vallahi , Ravza-i Mutahhara’da benden daha huşu ile namaz kıldığına ve dua ettiğine şahidim.
Daha da fazlasını yaparak Allah Resulu’nun son namazını kıldığı mübarek mekanda iki rekat son bir namaz kıldı ve huzurdan öyle ayrıldı.
Son nefeslerinde yanında olup, koca yüreğine güç veremediğimiz için bağışla Hasan abi.
Rabbim seni daha çok seviyormuş meğer.
Resulünün huzurunda ve onun şehrinde hakka yürüdün.
“EŞİDDAU ALEL KÜFFARİ RUHEMAU BEYNEHUM” desturuydu senin tavrın ve tarzın.
Müslümana karşı Müşfik kafire, zalime karşı şiddetliydin.
Biz seni hep öyle tanıdık ve bildik…
Yolun açık olsun, mekanın cennet olsun, ruhun şad olsun.
Daha şimdi den seni ve yazılarını özledik.
Hayatın boyunca vatanın, milletin ve inandığın değerlerin ve mukaddes her şeye fikrinle, zikrinle ve kaleminle omuz verdin.
Ve o değer verdiğin değerlerin aziz temsilcileri de son yolculuğunda tabutuna omuz vererek seni uğurladı.
Hem de mezarının başında Kuran okuyarak.
Elif. Lam. Mim diyerek.
Sen hep Elif gibi dimdik durmuştun ya!
Yorumlar7