Petersburg için 3 gün yetmez
- GİRİŞ20.12.2012 11:32
- GÜNCELLEME20.12.2012 11:32
Çılgın Petro'nun bataklık üzerine kurduğu 300 yıllık tarihi bir kent.
120 kanal ve şehri boydan boya geçen Neva nehri ile tam bir sular diyarı...
Kiliseleri, katedralleri, tarihi binaları ve mimarisiyle Açık hava müzesi.
Rusya için adeta bir "hazine sandığı".
Diğer bir adıyla kuzeyin sermayesi.
Rus çarlığının olduğu gibi bugünde Rusya'nın batıya açılan kapısı...
Batı hayranı Deli ve çılgın bir adam olan Petro'nun kurduğu ve barok mimari tarzının görkemli örneklerini görebileceğiniz tarih ve kültür şehri.
Böyle bir şehri tanımak , gezmek ve görmek için 3 gün yetmez.
Vize yok.
İstanbul'dan St. Petersburg'a haftanın üç günü Türk Hava Yolları ile direkt uçuş yapılabiliyor.
Bir imkan ayarlayın ve mutlaka bu şehri tanımaya gidin.
Rağbet fazla.
THY her gün uçmak istiyor.
Ancak Rusya haftada üç günden fazla uçuşa izin vermiyor.
Görüşmeler devam ediyor.
Sanırım kısa bir süre zarfında bu sorun da aşılacaktır.
| Uluslararası Gazeteciler basketbol turnuvası için gittik Petersburg'a. Görevi başında hayatını kaybetmiş gazeteciler anısına düzenlenen uluslararası bir turnuva bu. Davet sahibi Petersburg Rus-Türk Kültür merkezi ve Meddialog Platformu idi. Ev sahipliğini de Kültür merkezi adına genel müdür Adnan Öztürk yaptı. Petersburg başkonsolosumuz Tolga Bilgin'e de hem takıma verdiği destek hemde ev sahipliği için çok teşekkür ediyorum. Ha unutmadan şunu da belirteyim. Başkonsolos Tolga Bilgin, Gazeteciler Erkam Tufan Aytav, Serkan Kalemciler, Cemil Ertem, İvo Molinas , Tercan Ali Baştürk , Fatih Aktaşlı ve İbrahim Erdoğan'dan oluşan Basketbol takımımız Rusya karmasını yenerek turnuva tarihinde de bir ilki gerçekleştirdi. Gazeteciler anısına düzenlenen turnuva dostluk havasında geçti. Kurduğumuz ilişkiler , tanıdığımız yeni isimler , Türkiye adına yapılan güzel faaliyetlere tanık olmak bu seyahatin en önemli kazanımları idi. |
Petersburg'a Haziran ve Temmuz aylarında gitmenizi tavsiye ederim. Çünkü beyaz gecelerde şehrin romantizmini çok daha iyi yaşayabilirsiniz. Ancak karanlık gündüzler de de Petersburg'un tadı bir başka. Yine de gitmeden önce Dostoyevski'nin "Beyaz geceler" romanını okumayı ihmal etmeyin.
Evet St. Petersburg tam bir açık hava müzesi.
Müzeleri gezmekle bitiremezsiniz. Adım başı müze, adım başı tarihi eser.
Rus müzesi, Kunstkamera, Ermitaj ve diğerleri.
Sadece Petersburg'un değil dünyanın en büyük müzelerinden biri Ermitaj.
5 ayrı binadan oluşuyor.
5 bine yakın eser var.
Üç devrimin sahnesi, dünyanın en seçkin müzesi.
Leonardo Da Vinci, Michelangelo gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini burada görmeniz mümkün.
Saatlerce dolaşmamıza rağmen sadece küçük bir bölümünü gezebildik. Müzenin tamamını gezmek için yıllarınızı ayırmanız gerekir.
Müze, içinde ki eserler kadar dış güzelliğiyle de etkileyici.
Dış mimarisi, bahçe düzeni ve kapı girişlerinde bulunan heykelleriyle de çok farklı bir müze.
Bu arada Ermitaj'ın kelime anlamı olarak "İnziva yeri" "halvet yeri" anlamına geldiğini de unutmadan hatırlatayım.
Bu şehirde yaşamış Dostoyevski, Puşkin ve Korsakov gibi ünlü isimlerin evleri ve ve diğer kullandıkları mekanlarda müzeye dönüştürülmüş.
Şehrin değişik yerlerinde onların müze evlerini görmeniz mümkün.
Bataklık üzerine kurulu olan Petersburg, Neva nehri kıyısında şekillenmiş ve diğer bölgeleri de açılan kanalların etrafında sıra sıra dizilmiş görkemli binalardan oluşuyor.
Yaklaşık 300 yıldır bu binalara hiç dokunulmamış.
Orjinalleri bozulmamış.
Binaların hemen hemen tamamına yakını kazıkların üzerine oturtulmuş.
Batıdan kopya edilen bu şehrin değişmesine izin verilmiyor.
Yeni bir şey yapılamadığı için şehirde büyük bir yoğunluk var, trafik var, adım başı trafik ışıkları var.
Yoğun saatlerde en kısa mesafeye gitmeniz bile saatlerinizi alabilir.
Çünkü alternatif yolların açılmasına imkan verilmiyor.
Şehir için çok büyük harcama yapılmış bu son 10 yılda. Rusya'nın başında ki iki isim Putin ve Medvedev Petersburg'lu. Bu nedenle son yıllarda şehrin çehresi değişmiş.
Lüks oteller, alışveriş mekanları ve çok canlı bir hayat.
Hele hele Neva nehri kıyısında ki restoranların damak tadı bir başka.
Dünya mutfağının tüm örneklerini bulmanız mümkün.
Türk mutfağının kebabını, çorbasını, tatlısını, lahmacun ve pidesini yemek istiyorsanız , Petersburg'un kalbinin attığı meşhur Nevski caddesine gidip Galata restorana uğramanız gerekiyor.
Şehirde en etkileyici, en farklı, en ürkütücü mekan şüphesiz Kuntskamera Müzesi.
Görebileceğiniz en garip müze...
Neva nehri kıyısında ve dünyanın en eski müze binası.
Çok sıradışı bir müze.
2 milyonun üzerinde farklı kültürlerden eser sergileniyor bu müzede.
Ancak müzeyi ilginç kılan Çılgın Deli Petro'nun hobilerinin sergilendiği “anatomi“ bölümü.
Beyinlerinin yarısı açılmış bebekler, anne karnından çıkartılmış anomali ceninler, yarı insan yarı hayvan yaratıklar, iki başlı bebekler, anne karnından çıkartılmış beşiz ceninler, anomali doğmuş bebekler ve daha niceleri.
Uzun süre bakmanız mümkün değil. Çar Deli Petro ameliyat meraklısı bir çılgınmış. Bu ceninler ve cesetler üzerinde deneyler yapar, anne karnında ki bebekleri ve insan cesetlerini testerelerle doğrayarak incelemeler yaparmış.
Müzenin bu bölümünde aynı zamanda Petro'nun ameliyat malzemeleri ve fotoğrafları da sergileniyor.
Yolunuz Petersburg'a düşerse bu deli adam Petro'nun çılgınlıklarının sergilendiği bu müzeyi ziyaret etmeden şehirden ayrılmayın.
Aziz Peter ve Pavel Hisarı'nı, Kandaki Diriliş Kilisesi'ni, Kazan ve Aziz İsak Katedralleri'ni de gezmeyi unutmayın.
Bizim gibi Aralık ayında Petersburg'a giderseniz donmuş kanallar üzerinde yürümeyi ve sıkı giyinmeyi ihmal etmeyin. Çünkü -20 dereceyi bulan soğuk herşeyi donduruyor.
Haziran ve Temmuz aylarında giderseniz de şehrin bütün akustiğini ve güzelliğini yaşayabilmek, ihtişamına kapılmak için kesinlikle Neva nehrinde botla nehir turu yapmayı ihmal etmeyin.
Ve çok önemli bir not.
Yanınızda rehber olmadan Petersburg'u gezmeyin.
Aksi halde, her kaldırımında, her sokağında anlatılacak birçok hikayeden mahrum kalabilirsiniz.
"Muhteşem Türkçesi ve eksiksiz anlatımıyla Katya size Petersburg'u gezdirebilir."
Gazeteci dostumuz Şalom Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İvo Molinas öyle diyor.
İbrahim Erdoğan - Haber 7
ibrahim.erdogan@haber7.com
@erdoganibrahim1
Yorumlar1