Kırım savaşı: Karadeniz Basra Körfezi'ne dönüşür

  • GİRİŞ19.03.2014 09:13
  • GÜNCELLEME19.03.2014 09:13

Moskova, 16 Mart'ta bağımsızlık referandumunu kabul eden Kırım'ın Rusya'ya bağlanmasını dün onayladı. Rus lider Vladimir Putin, dünyaya meydan okuyan bir konuşma yaptı ve Kırım'ın Sovyetler döneminde, 1954'te yapılan bir yanlışlık üzerine Ukrayna'ya verildiğini, Rusya'ya ait olduğunu ve bundan vazgeçmeyeceklerini açıkladı.

Ukrayna krizi sonrası Soçi'de yapılacak G-8 Zirvesi'ni askıya alan Batılı ülkeler ise Putin'e, 'Rusya'yı zenginler kulübünden çıkardıklarını' duyurarak karşılık verdi.

Soğuk Savaş sonrası ilk kez böyle bir krizle yüzleşiyor dünya. Sovyetler Birliği'ni parçalayan irade, ikinci kez bir dağılma süreci öngörüyordu. Bugünkü Rusya Federasyonu üyelerinin içinde bulunduğu bazı bölgeler de ayrılacaktı ve Rusya'nın imparatorluk hedefleri yok edilecekti. Ancak böyle olmadı. Rusya güçlü çıktı. Kendini toparladı. Yavaş yavaş sınırlarının ötesine, okyanuslara yeniden açıldı. Son Suriye krizinde ise Ortadoğu'da değişmez aktörlerden biri olduğunu deklare etti.

İLK KEZ DOĞRUDAN HESAPLAŞMA

Ancak bu sefer durum farklı. Stratejik güç yarışı bugüne kadar hep üçüncü ülkeler üzerinden yapıldı. İlk kez Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri arasında doğrudan bir kriz patladı. Krizin hedefi ilk kez bir daimi üye oldu. Artık bu güçler üçüncü ülkeler üzerinden değil doğrudan hesaplaşma yaşıyor.

Moskova, Kırım meselesi üzerinden Sovyet sonrası Batı'ya en güçlü meydan okumayı yapıyor. Elindeki kartlar çok güçlü, bu gücün farkında, stratejik aklı bu sefer Batı'nın çok önüne geçmiş durumda.

Ukrayna'yı ayağa kaldıran ABD ve Avrupa, Moskova'nın sessizliğine aldandı. Putin'in Soğuk Savaş dönemini andıran taktiğini göremedi. Rusya'nın bu kadar öne çıkmaya cesaret edeceğini düşünemedi. Daha sessiz ve çekingen bir tavır bekledi. Böyle düşündüğü için de Ukrayna'da 'şımarıkça' eylemlere girişti.

Putin geri adım atmazsa, Batı'nın Asya güçlerine karşı stratejik üstünlüğü çok ağır darbe alacak. ABD'nin, İngiltere'nin, Fransa'nın küresel güç imajı yara alacak. Amerikan rüyası Kırım'da toprağa gömülmüş olacak.

Pekin'in Kırım meselesinde Rusya'ya arka çıkması, Japonya'nın tereddütsüz ABD safında yer alması, meselenin Kırım'ın çok ötesinde küresel ölçekte bölünme ve kriz boyutunu öne çıkarıyor.

Ukrayna'nın Rusya karşısında pek seçeneği yok. Askeri gücünü harekete geçirmesi sembolik bir anlam ifade ediyor. Aslında ABD ve Avrupa'nın durumu da Ukrayna'dan farklı değil. Ekonomik ambargo meselesini iyi değerlendirmek lazım. Küresel ekonomiyi hala elinde tutan güçler, Moskova'yı bu noktadan sıkıştırabilir. Ancak Asya ekonomileri için ambargo hiçbir şey ifade etmeyecektir. Rusya'nın 'kaynak' ekonomisi bu ambargoya direnecektir. Dahası bu yaklaşım zaten krizde olan Batı ekonomilerini daha da zora sokacaktır.

Yazının devamı için tıklayınız>>>

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat