IŞİD ve Sünni Devlet: Yeni haritalar çizilecek
- GİRİŞ08.08.2014 10:23
- GÜNCELLEME08.08.2014 10:25
El Kaide benzeri bir örgüt tanımlamasının ötesinde bu hareket hakkında derinlemesine bir analize hiç rastlamadım. En başarılı analiz IŞİD'in yaydığı korkudan, insanları kurşuna dizmesinden, nasıl büyük tehlike olduğundan, yaydığı terör dalgasından öteye geçemiyor. Evet bunlar doğru da; olay ne, ortada nasıl bir senaryo var, nasıl bir Irak şekilleniyor, Türkiye bu duruma nasıl bakmalı? Bunların cevabı yok.
Yok çünkü örgütü ya da bu gücü tanıyan yok. Kürtler kendi cephelerinden, İran çevreleri kendi cephelerinden, Suudi eksenli kaynaklar kendi çevrelerinden bir şeyler söylüyor. Bir olayın kötü olmasının ötesinde de söyleyecek sözlerimiz olmalı. Aksi takdirde bir gün sonra, bir ay sonra söyleyebileceğimiz hiçbir şey kalmayacak.
Bu yapı birden nasıl bu kadar güçlendi, bu kadar hızlı nasıl ilerliyor, arkasında kimler var, amacı ne, neden Irak ordusu karşısında tutunamadı, Kuzey Irak yönetimi bunca askeri güce rağmen IŞİD'i neden durduramıyor, Batılı ülkeler bu olaya neden müdahil olmuyor?
Sorular ve bilinmezler çok fazla.
HARİTALAR YENİDEN ÇİZİLECEK
Arap Baharı'nın tersine döndürülmesinden, darbeci bir kimlik kazanmasından ve Mısır demokrasisini alaşağı etmesinden bu yana bölgede her şey tersine gidiyor. Kaos ve çözülme hızla ilerliyor. Etnik ayrışma ve mezhep kimliği üzerinden cepheleşme hiç olmadığı kadar tehlikeli bir hal alıyor.
Suriye'deki iç savaşın beslediği belirsizlik aslında bölgedeki bütün ülkeleri tehdit ediyor. Uluslararası kamuoyu, ABD, İsrail ve İngiltere ile birlikte genelde Avrupalı güçler ve bölge ülkelerinin bazıları bu belirsizliği, kaosu besleyen adımlar atıyor.
Türkiye'ye bu kadar yüklenmelerinin, içeriden ve dışarıdan istikrarsızlaştırma girişimlerinin, bölgeye uzanan ellerini kesme çabalarının arkasında da bu kollektif girişim var. İçerideki tartışmaların bu kadar ölümcül keskinlik göstermesinin nedeni bu.
Bütün bölge değişiyor, değişecek. Birinci Dünya Savaşı sonrası haritalar yeniden çiziliyor, çizilecek. Ülkelerin birleşmesi ve parçalanması önümüze gelecek ve bir tercih yapmak zorunda kalacağız. Bu çerçevede Irak ve Suriye'nin bütünlüğünü korumak sadece parçalanmayı az da olsa ertelemenin ötesinde hiçbir işe yaramayacak.
Birileri varolan bölgesel statükoyu korumaya çalışırken geleceği, olabilecekleri görüp cesur adımlar atanlar kazanacak. Türkiye'nin kısa vadeli geleceğinde bu değişimlerin köklü etkileri olacağını söylemek durumundayız.
Birinci Dünya Savaşı'nın yüzüncü yıldönümünde bütün bölge sarsılıyor. Osmanlı coğrafyası ayakta. Bu, bölge genelinde yeniden yapılanma, yeni güç ve harita değişiklikleri demektir.
Kabul edin ya da etmeyin, birkaç yıl içinde bölgedeki bu değişimle en çok biz yüzleşeceğiz. İşte Türkiye, bu yüzleşmeyi güçlenme, büyüme yönünde stratejik bir akılla karşılamaya hazırlandığı için içeriden ve dışarıdan yoğun saldırılara maruz kalıyor.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol