Hadi bir Rus uçağı daha düşürüp ABD’ye sığınalım!

  • GİRİŞ17.02.2020 11:09
  • GÜNCELLEME17.02.2020 11:09

Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkiler İdlib üzerinden gerginleşti. ABD, İngiliz ve İsrail nüfuz alanları hemen harekete geçti. Neredeyse “Hadi bir Rus uçağı daha düşürelim ve Rusya ile savaşa girelim” noktasına geldiler. Hatırlarsanız 15 Temmuz’dan önce FETÖ üzerinden ABD ve İsrail bunu denedi.

İki ülkeyi savaşın eşiğine getirdiler. Sonradan asıl amacın Suriye değil Türkiye-Rusya savaşı çıkarmak olduğu, bu savaş çıkar çıkmaz Türkiye için bir Batılı işgalin harekete geçirileceği, bir FETÖ devleti kurulacağı, bu yönde anlaşmalar olduğu ortaya çıktı.

ABD VE İNGİLTERE KİME GAZ VERİYOR!

ABD ve İngiltere, aynı şekilde, bugünlerde Türkiye-Rusya krizi için ardı ardına açıklamalarla bu koroya destek veriyor. O proje hâlâ masada olmalı ki, şimdi FETÖ yerine başka çevreler, özellikle de muhafazakâr görünümlü çevreler üzerinden yeniden servis ediliyor.

Her şeyi yerli yerine oturtmak, doğru tespit etmek, ona göre pozisyon almak önemli. Birilerinin ajandasına teslim olmak bize her zaman çok ağır berdeller ödetti. Suriye savaşı da birileri tarafından böyle çıkarılıp Türkiye’nin kucağına bırakıldı. O dönem savaş için kamuoyu oluşturanlar daha sonra Türkiye’nin başı sıkışında sessizliklere gömüldüler.

Şu an için durum şu:

İdlib meselesi Suriye’de rejimin dışladığı milyonlarca Sünni Arap için son sığınak meselesidir. Türkiye ve Rusya arasında yapılan, İran ve Şam rejiminin de onayladığı bir “çatışmasızlık bölgesi” ilân edilmiş, milyonlarca insan korumaya alınmıştır.

RUSYA VE İRAN, PKK VE ABD’YE NEDEN TEK KELİME EDEMİYOR? İRAN, İSRAİL’E NEDEN SUSUYOR?

Rusya ve İran, rejimin gücünün arttığını düşünmüş olmalılar ki şimdi Türkiye’nin o bölgeden çekilmesini istiyor. Bunu da, “Suriye’nin bütünlüğü” söylemi üzerinden yapıyor. Bunu yaparken ülkenin üçte birini kontrol altında tutan ABD ve PKK’ya tek kelime etmiyor.

Rusya da, İran da, rejim de ABD-PKK işgaline ses çıkarmıyor. Yine bu ülkeler, özellikle İran, İsrail’in Şam’a yönelik saldırılarına ses bile çıkaramıyor.

HANGİ SURİYE? BİR MEZHEBİ AZINLIĞIN ÜLKESİ Mİ? MİLYONLARCA SÜNNİ ARAP’IN ÜLKESİ NEREDE?

Peki, hangi Suriye’nin bütünlüğü? Kim Suriyeli? Şam rejiminin onayladığı bir mezhebi azınlık mı? Sürgün edilen milyonlarca insan, İdlib’e sığınan milyonlarca insan, Türkiye’de korunan milyonlarca insan ne olacak?

Onların Suriye’si nerede? Şam rejimi bir azınlık hükümetidir ve ülkenin büyük çoğunluğu bunu tanımıyor. Rusya ve İran hangi Suriye’nin bütünlüğünden söz ediyor?

İdlib’e yönelik son saldırılarda, Türk askerine saldırılarda, Rusya kadar İran da suçludur. Hatta saldırıyı yapanların önemli bir kısmının İran’dan, İran’ın Suriye’deki uzantılarından talimat aldığı bir gerçektir. Bu iki ülkenin, Astana ve Soçi anlaşmalarını sadece rejime zaman kazandırma ve Türkiye’yi oyalama amaçlı kabul ettikleri artık bir gerçektir.

ABD de ülkenin kuzeyindeki PKK yapılanmasına zaman kazandırmak için Türkiye’ye çok söz verdi, çok anlaşmalar yaptı ama hiçbirine uymadı. Şimdi aynı taktiği Rusya kullanıyor. Bu, Türkiye ile alay etmektir.

REJİMİ HER YERDE VURACAĞIZ: TÜRKİYE’NİN KENDİNİ SAVUNMA HAKKI ‘PAZARLIK MESELESİ’ DEĞİL.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; “Yeni bir saldırı olursa rejimi her yerde vuracağız” cümlesi Suriye savaşının yeniden “tanımlandığını” gösteriyor. Elbette Rusya ile siyasi süreç esas, elbette ABD ile temaslar merkezi rolde ama Suriye savaşı artık Türkiye’nin savaşıdır.

Açıkça söyleyelim: Suriye savaşı Türkiye için çıkarıldı. Türkiye’ye yönelik “küçültme” planlarının bir parçası olarak çıkarıldı. İran sınırından Akdeniz’e uzatılan ve ABD’nin binlerce TIR dolusu mühimmatla beslediği “terör koridoru” “Türkiye karşıtı cephe” inşa etmek için planlandı ve uygulandı.

Fırat Kalkanı Harekâtı, Afrin Operasyonu, Barış Pınarı Harekâtı tamamen Türkiye’yi savunmak, Anadolu’yu korumak için yapıldı. İdlib ve sonrasından da Türkiye’nin tavrı kendini savunmaktır. Türkiye’nin kendini savunma hakkı asla ve asla pazarlık konusu değildir, olmayacaktır.

SURİYE’DEN, D. AKDENİZ’DEN, EGE’DEN VE KARADENİZ’DEN ÇEVRELEME.. KÜÇÜLMEYECEĞİZ!

ABD de Rusya da, Türkiye’nin siyasi çözüm arayışlarını bir zaaf olarak görmemeli. Türkiye’nin, ABD-Rusya veya bir başka güç ya da güçler arasında gidip gelerek politika üretmesi ve yürütmesi, var olması dönemi çoktan kapandı.

Dünyanın bütün güç haritaları değişti. Türkiye’nin bütün güç arayış kodları, coğrafya ve dünya algısı değişti. Yeni bir durumla karşı karşıyayız. Ya büyüyerek, güçlenerek var olacağız ya küçülerek ayakta kalacağız.

Bu ülke, tarihinin hiçbir döneminde “küçülerek varolma”yı tercih etmedi. Bugün Suriye’den, Doğu Akdeniz’den, Ege’den, Karadeniz’den çevreleme planlarının tamamı Türkiye’yi küçültme üzerine biçimlenmiştir. PKK üzerinden, FETÖ üzerinden, içeride kurulan siyasi cephe üzerinden yürütülen ve yürütülmekte olan bütün programlar bu amaçlıdır.

ABD, RUSYA, İRAN VE SUUDİ ARABİSTAN GÖZÜYLE GÖRENLER..

İşte Türkiye, bu “küçültme” planlarına karşı sınırın sıfır noktasından çok daha ötelerde savunma hatları kuruyor. Mücadele, hesaplaşma budur.

Bulundukları küçük alanlardan, dar cephelerden, mezhep-cemaat perspektifinden, ABD ve Rusya açısından, İran ve Suud açısından bakanlar için işler çok kolay. Bulundukları mevziden atıp tutarlar. Onların, bu çevrelerin dar ufukları Türkiye’ye bu sıkıntıları yaşatıyor biraz da. Zor olan bizim işimiz.

İŞTE O KAFA KARIŞTIRAN ORTAKLIKLAR. TÜRKİYE’YE KARŞI HEPSİ TEK CEPHE. ABD-RUSYA, İRAN-SUUD EL ELE…

Şöyle bir harita sunayım. Kim nerede duruyor bir de buradan bakalım.

Türkiye;

İran ile Halep’te, İran ile Suriye’nin her yerinde…

Rusya ile İdlib’de, Rusya ile Suriye’nin bütün kuzey bölgelerinde, Rusya ile Libya’da..

Suudi Arabistan ve BAE ile Suriye’nin her yerinde, S. Arabistan, Mısır ve BAE ile Libya’da,

ABD ile PKK ve FETÖ üzerinden, İsrail ile Libya’da, İsrail ile PKK ve FETÖ üzerinden coğrafyanın hemen tamamında…

Şimdi ABD, Fransa, Rusya, BAE, S. Arabistan, Mısır, İran, İsrail ile Libya’da..

Şimdi İran, BAE, Mısır, Suudi Arabistan, Esed yönetimi, Rusya ile İdlib’de…

Ve bu ülkelerin tamamının Türkiye içindeki nüfuz alanları ile..

Çok büyük bir mücadele yürütüyor.

BU KAVGALARIN HİÇBİRİNİ BİZ BAŞLATMADIK. TARİH DEĞİŞTİREN ÜLKEYİ DURDURMA PLANI BUNLAR..

Bu hesaplaşmanın hiçbirini Türkiye başlatmadı. Bu kavgaların hiçbirini Türkiye istemedi. Bunların tamamı “Türkiye’yi durdurma”ya dair büyük planın parçasıdır. Çünkü Türkiye’nin tarih değiştireceğini, coğrafya değiştireceğini gördüler.

Akdeniz’de bu ülkelerin hepsi birbiriyle farkı farklı anlaşmalar yaptı. Hepsi değişik projelerde ortaklıklar kurdu. Hepsinin, bütün o ortaklık anlaşmalarının tek özelliği, değişmez kuralları vardı; Türkiye’yi dışarıda tutmak.

Peki, siz hangi haritaya, hangi güç mücadelesine, hangi yeni dünyaya bakıyorsunuz?

Peki, aralarında bu kadar kavga olan ülkeler, birçok coğrafyada birbirini boğazlayan ülkeler, mesele Türkiye olunca nasıl bir araya geliyor?

Peki, ABD ile Rusya Suriye’de tam tersi hareket ederken Türkiye politikaları nasıl örtüşüyor?

Peki, İran ile S. Arabistan ve BAE, bütün coğrafyada savaşırken Türkiye olunca nasıl tek cephe olabiliyor, dayanışmaya girebiliyor?

BU ÜLKENİN ADRESİ KENDİSİDİR, “TÜRKİYE EKSENİ”DİR. BUNU KABUL EDİN ARTIK!

“Rusya ile aramız bozuldu hemen ABD-İsrail eksenine koşalım” diyen uyanıkların hesabı başka. Onlardan önce bunu FETÖ yapıyordu. Şimdi onun bıraktığı boşlukta kripto Fetöcüler, derin ABD lobisi harekete geçmiş.

Türkiye hiçbir ülkenin aparatı değil, cephesi değil, ileri karakolu değil, birbiriyle hesaplaşma aracı değil. Kimi ABD gözüyle bakar, kimi Rusya gözüyle bakar, kimi İran adına söz söyler, kimi S. Arabistan ve BAE adına söz söyler.

Bu ülkeye en büyük kötülüğü bu tür bakışlar yaptı.

Oysa Türkiye’nin adresi kendisidir, “Türkiye Ekseni”dir. Artık bu böyledir. Ancak buradan bakarsanız anlarsınız. Yoksa birilerinin planlarının aparatı olma dışında hiçbir şansınız olmayacak.

Yenişafak

Yorumlar7

  • Mehmet 4 yıl önce Şikayet Et
    Aynen bu işte. Türkiye eksenin kendisidir biz ABD/AB, İsrail ekseni, Rusya-Çin ekseni istemiyoruz biz bunların hesaplarını güdüp kendi davaları için kullanabilecekleri bir ülke değiliz. Ayrıca bunlar hiçbir zaman birbirlerine karşı savaşmamış. Kore’yi böldüler Kuzey Kore’yi Rus’lar kullandı Güney Kore’yi ABD. Savaşmak istedikleri zaman hep başkaları üzerinden bunu yaptılar. Biz Selçuklu ve Osmanlı ile 1000 yıl dünya tarihine yön vermiş bir ecdadın torunlarıyız. Biz kan ağlayan İslam aleminin tek umuduyuz. Biz Türkçe konuşaraktan Çin’e kadar gidebiliyoruz, Selamın aleyküm diyerekten Afrika’nın Güney’ine kadar inebiliyoruz.
    Cevapla
  • ismail şentürk 4 yıl önce Şikayet Et
    Bence birileri istese de , istemese de...! Allah bu millete yeniden tarihteki şanlı ordumuzu hazırlıyor. Çünkü hiçbir zaman zalimlik yapan, zalimler gücünün zirvesindeyken belasını allah vermiştir. Küdüsün kurtuluşu, şu anda Suriye diye bir devlet sınırları zalimler tarafından tarumar edilmiş..! Mazlumlara akla hayale gelmedik şikence ve zulümler yapılarak, bitirilmiş ve biz İsrail e komşu olduk..! Bütün zülüm İsrail orda yaptıklarının hesabını vermedikçe zülüm bitmeyecek..! Bizim sınırlarımız tehlikeli durumunu koruyacaktır. Onun İçin Küdüsün özgürlü İçin bu ordu hazırlanıyor..! Rabbim o orduda vizede bir yer verir inşaallah.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Mehmet 4 yıl önce Şikayet Et
    Aynen öyle bakın İslam’ın kutsal emanetleri hala bizde. Mazlumların, İslam aleminin umudu hala biziz. Allah bu hakkı bizim elimizden almadı demek ki hala bizi ordusu olarak görüyor ve birgün bu milletin özüne, aslına döneceğini biliyor
  • ozan 4 yıl önce Şikayet Et
    görünen oki bu çetin mücadele 2023 seçim sonuçlanana kadar devam edecek,o zamana kadar Türkiyenin enerjisini,umutlarını ,azmini kırpabildikleri,budayabildikleri kadar budamaya çalışacaklar ve bu hükümetin iş yapamaz ,yönetemez hale gelmesini sağlayıp sonucunda istediklerini askersiz darbeyle gerçekleştirmeye çalışacaklar,şuda bir gerçekki Allahtan başkada Türkiyeye yardım edecek varmı ben şüpheliyim,devletler vb.,bakalım bir yüzyıl daha karanlığamı gömüleceğiz yoksa mevla nın izniyle gerçekten yenibir aydınlık yüzyılamı.Allah yardımcımız olsun.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Can dizdar 4 yıl önce Şikayet Et
    İbrahim bey palyatif operasyonlar meseleyi kökünden çözmeyecek karşımızdakiler binyıl önce ne düşünüyorlarsa şimdi aynı şeyi düşünüyor Türk milletini geldiği yere göndermek Türkiye enerji sorununu ve savunma sanayi sorununu çözmek zorunda ve bir büyük savaşa hazır olmalı müslüman dünya malum kendi gücümüze dayanarak güçlenmeliyiz Misak-ı milli de kaybettiklerimizi geri almalıyız petrol ve doğalgaza acil ulaşmalıyız başkasının toprağında gözümüz yok diyoruz ama bizim dışımızdakileri bizim toprakta gözü var düşman belli zihniyet belli diplomasicilik oyunu doğalgaza ve petrole ulaşma aynı zamanda yerli savunma sanayiyi %100 ulaştıracağımız zamana kadar ama sıkıldık ya herrü yada merrü
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • ezel 4 yıl önce Şikayet Et
    Tebrikler İbrahim Bey, Dert Türkiye olunca malesef tüm benzemezler benzeşiyorlar. İçerideki koro takımı da "Bütün herkes Türkiye'ye karşı, o zaman Türkiye suçlu ve haksız" edepsizyatı yapmaya başlıyor.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • Abdulhalik27 4 yıl önce Şikayet Et
    Muhteşem bir yazı Allah razı olsun keşke bizim içerdeki muhalefete de değinseydin. Bunlar fetö ile Avrupa ve Amerikan Rus emperyalist ağzıyla konuşuyorlar. Hala içimizdeki ittihadi terakki denilen Erdoğan düşmanlarına türemiş. Bunların hepsi de Erdoğan’a düşman oldukları için birleşmiş. Batının emperyalist ve siyonistlerin derdi Türkiye onların derdi ERDOĞAN Allahın kahhar ismi onların üzerine olsun
    Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat