ABD ve Avrupa’ya sesleniyoruz.. Türkiye’yi tehdit etmeyi bırakın! Bu riyakarlığa artık bir son verin!

.

  • GİRİŞ25.02.2021 11:26
  • GÜNCELLEME25.02.2021 11:36

Bu ülkenin vatandaşı olarak, milyonlarca insanın düşünce duygularını paylaşarak, varoluş mücadelemizin parçası olarak, ulusal onur ve kimliğimizin ifadesi olarak ABD ve Avrupa’ya sesleniyoruz:

Artık Türkiye’yi tehdit etmeyi bırakın.

Baskı kuran açıklamalarınızdan, uyarı sözlerinizden, had bildirme cümlelerinizden, ayar verme alışkanlıklarınızdan, buyurgan tavırlarınızdan vazgeçin.

Bu ikiyüzlülükten, kibirden, terör silahı ile vurmaktan, “siyasi terör”den vazgeçin.

Bir yandan dost, müttefik, stratejik ortak açıklamaları yaparken diğer yandan gizli gizli ya da açık açık yürüttüğünüz düşmanca eylemlerinizden, saldırganlıklarınızdan vazgeçin.

Bu ikiyüzlülükten, bu sahtekarlıktan, bu şımarıklıktan, bu ukalalıktan, bu kibirden, bizim için tahammül edilemez ölçekte rencide edici hal alan bu bakış açınızdan vazgeçin.

Türkiye’yi bütün yönlerden terör silahı ile vurmaktan, içeride ‘siyasi terör’e yatırım yapmaktan, devşirmelerinizi kullanıp ülkenin enerjisini ve umutlarını hedef almaktan, “içeriden işgal” senaryoları yazmaktan vazgeçin.

Güney sınırlarımızı rahat bırakın. Terör oyunlarınıza bir son verin!

Akdeniz’den İran sınırına kadar Türkiye karşıtı cephe kurmaya çalıştığınızı, bütün güney sınırlarımızı kontrol altına alma düşüncenizi, Türkiye ile Arap-İslam coğrafyası arasına kalın duvarlar inşa etme planınızı anlamadık mı!

Bu kuşakta PKK, YPG ve DEAŞ üzerinden saldırılar yürüttüğünüzü, bütün örgütleri buraya çağırdığınızı, hepsini tek merkezden ve aynı amaca yönelik yönettiğinizi görmedik mi!

“Terörle mücadele” kavramına sıkıştırılmış akıl oyunlarınızla gözlerimizi kör ederek, “Türkiye ile savaşa ayarlı” askeri üsler kurduğunuzu, mühimmat yığınakları yaptığınızı, işgal orduları güneyden girecek şekilde hazırlıklar yürüttüğünüzü farketmedik mi!

Türkiye’yi küçültme hedefini görmedik mi!

Irak’ta ve Suriye’deki askeri varlığınızın terör ve bu ülkelerle sınırlı olmadığını, Akdeniz’deki çevrelemenin parçası olduğunu, bir coğrafya haritası çalıştığınızı, bu haritanın ana hedefinin Türkiye’yi durdurmak ve küçültmek olduğunu bilmiyor muyuz?

Güney’den çevreleme devam ederken “Terör Koridoru”nun, o harita çalışmasının Akdeniz kapısında neler planladığınızı, Doğu Akdeniz’e neden yoğunlaştığınızı, bütün donanmanızı buraya neden yığdığınızı, çevrelemenin Doğu Akdeniz boyunca nasıl ilmik ilmik işlendiğini görmedik mi!

Batı Kapısı’nı kapatmak: Batı Trakya’da yaptığınız hazırlıkları anlamadık mı!

Doğu Akdeniz’den Ege’ye uzanan “Denizden Çevreleme” planı ile hangi adımları attığınızı, Yunanistan’la birlikte bizi Ege kıyılarına mahkum etme stratejisi yürüttüğünüzü, Adalar’ı askeri üslere ve silah depolarına dönüştürmenizi, Batı Trakya’yı “Türkiye karşıtı Cephe” olarak yeniden tanımlamanızı anlamadık mı!

Doğu Akdeniz ve Ege’de bir Batı Cephesi kurduğunuzu, bütün Avrupa’yı bu cepheye çağırdığınızı, BAE ve S. Arabistan gibi bazı bölge ülkelerini bu koalisyona kattığınızı, Batı Kapısı’nı kapatma hesaplarınızı, Türkiye sınırı boyunca karadan ve denizden askeri bir yapılanma yürüttüğünüzü kavrayamadık mı?

Hemen her hafta bu bölgelerde yaptığınız tatbikatların, hazırlıkların amacının Yunanistan’ı korumak, göçmen politikası ya da Rusya yayılması için olmadığını, tamamen Türkiye’ye ayarlı olduğunu, Bulgaristan ve Romanya ile Batı Trakya’ya, sınırlarımızın sıfır noktasına yığdığınız askeri birliklerin bizi tehdit ettiğini bilmiyor muyuz!

Siz bizi köşeye sıkıştırırken, acaba biz neye inanıyoruz..

ABD ve Avrupa, size sesleniyoruz…

Bütün bunlar gözlerimizin önünde olurken, hala “ortak”, “müttefik” gibi saçmalıklara inanacağımızı mı sanıyorsunuz? Bunlar olurken, sözde müttefik, gerçekten düşman ülke muamelesi görürken, ne yapmamızı bekliyordunuz? Dışarıdan ve içeriden yürüttüğünüz bütün bu saldırganlıklar karşısında neye inanacaktık?

Bütün varlığınızla, bütün güvenlik stratejilerinizle, bütün ortaklıklarınızla Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışırken, yakın coğrafyada hangi ülke ile yakınlaşsak o ülkelerden saldırganlıklar başlatırken, coğrafyanın tamamında Türkiye’ye “had bildirme”ye girişirken sizce biz neye inanıyor, neler düşünüyoruz?

Türkiye’ye; Gezi’de, 17-25 Aralık’ta, 15 Temmuz’da siz saldırmadınız mı?

Gezi olaylarında kendi istihbarat aparatlarınızla hükümet devirip mezhep savaşı çıkarmaya çalışmadınız mı? 17-25 Aralık’ta finansal darbe ile ülkenin üst yönetim kadrosunu tasfiye etmeye girişmediniz mi?

15 Temmuz’da Türkiye’ye açıkça saldırmadınız mı, bu ülkenin masum insanlarını kurşuna dizmediniz mi, Meclis’ini bombalamadınız mı, Cumhurbaşkanı’nı öldürmeye kalkışmadınız mı?

Bunları sadece FETÖ mü yaptı? Başarısız olunca saldırıda kullandığınız FETÖ’cüleri ABD’de, Almanya’da, Yunanistan’da, ABD ve Avrupa’nın denetlediği ülkelerde korumaya almadınız mı?

Erdoğan düşmanlığınız hastalıklı bir hale geldi. İntikamınızı biliyoruz.

Asya’nın derinliklerinden Kuzey Afrika’ya ve Avrupa’nın derinliklerine, denizlere ve kıtalara hükmeden siyasi genetikten ve gelenekten gelen, binlerce yıllık devlet zenginliği olan bir milletin, bir devlet aklının bunları okuyamayacağını, algılayamayacağını, göremeyeceğini mi sanıyorsunuz!

Erdoğan düşmanlığınız histerik bir hal aldı. Türkiye’yi yüz yıl sonra bir kez daha tarih sahnesine taşımasının, yeni bir yükselişe liderlik etmesinin intikamını almak istiyorsunuz, biliyoruz.

Fatih’e, Kanuni’ye, 2. Abdülhamit’e ne kadar öfkeliyseniz ona da o kadar öfkelisiniz, biliyoruz. Dışarıdan ve içeriden saldırılarla onu yalnızlaştırmak, yıkmak, Türkiye’yi durdurmak istiyorsunuz, biliyoruz.

Öfke değil korku, bunu da biliyoruz.

Ama biz artık bunun bir öfke olmadığını, korku olduğunu da biliyoruz.

Türkiye korkunuz sizi amansız, kendinize bile zarar verecek bir düşmanlığa sürükledi. Bunun da frakındayız.

Ama siz saldırdıkça daha azimle mücadele edeceğiz. Siz çevreledikçe biz daha güçlü savunma kalkanları inşa edeceğiz. Siz Anadolu’yu sıkıştırdıkça biz dana geniş coğrafyalara ulaşacağız.

Hızımız ve gücümüz artacak. Eski Türkiye’yi bulamazsınız.

ABD ve Avrupa…

Fotoğraf bu haldeyken, yaptıklarınız ortadayken, niyetleriniz aşikarken o riyakar “müttefik” sözlerini biz yeniden tanımladık. Tehdit cümlelerinize, buyurganlıklarınıza, kibirli kontrol arzularınıza da yeni tanımlar ürettik.

Her tehdidiniz, her şantajınız, her kötülüğünüz hızımızı ve gücümüzü artıracak, siz de bunu bilin.

Ne yaparsanız yapın o eski Türkiye’yi bir daha asla bulamayacaksınız. İtaatkar, uysal, utangaç, yutkunan, sabırla sınanan Türkiye’yi göremeyeceksiniz.

Yirminci yüzyıl parantezini kapattık biz. Siz de; Türkiye ile ilişkilerinizi yeni gerçekler üzerine yeniden tanımlayın artık.

Böyle yürümüyor, yürümeyecek. Anlayın artık.

İbrahim Karagül / Yeni Şafak Gazetesi

Yorumlar1

  • Tahir çoban 3 yıl önce Şikayet Et
    Harikasın tebrikler kalemine sağlık
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat