İşte, İsrail'e 'depreme benzer' uyarısının sebebi

  • GİRİŞ11.12.2009 08:17
  • GÜNCELLEME11.12.2009 08:17

 Bu, Türkiye'den İsrail'e yönelen şimdiye kadarki en sert ifade bana göre. Erdoğan; İsrail'in Türkiye ile ilişkilerini "üçüncü bir tarafa saldırı için bir kart olarak kullanmaktan kaçınması" çağrısında da bulundu. Neden? Çünkü İsrail, her iki uyarıyı da haklı çıkaran provokasyonlara girişti.

Bu cümleler; sadece Arap kamuoyuna verilen mesaj olarak algılanamaz, yorumlanamaz. Bir gerçeği, çok ciddi bir endişeyi, Türkiye-İsrail ilişkilerinin bugünkü temelini ortaya koyan, geçmişte yaşanan tecrübelerden hareketle söylenen sözler bunlar. En son Anadolu Kartalı tatbikatlarından dışlanmasından sonra İsrail'e yönelik bu sert uyarının hangi endişelerden kaynaklandığına bakalım.

6 Eylül 2007'de İsrail savaş uçakları, Türk hava sahasını da kullanarak Suriye'de bir bölgeyi bombaladı. Hava sahası ihlaliyle kalmadı, İsrail uçakları yakıt tanklarını Türkiye topraklarına bıraktı. Savaş uçakları, nükleer tesis gerekçesiyle Suriye'nin El Kibar bölgesini bombalamıştı.

Aynı yıl 24 Mayıs tarihinde ABD savaş uçakları dört dakika Türk hava sahasını ihlal etmiş, olay büyük tepkiyle karşılanmış, konuyla ilgili haber Genelkurmay internet sitesine konulmuştu. Oysa yıllardır ABD uçakları, savaş makineleri Türkiye'deydi. İsrail uçakları da.

İsrail öyle dokunulmaz öyle sorumsuzdu ki, Türkiye'nin "açıklama" isteğine cevap bile vermiyordu. Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim acilen Ankara'ya gönderildi. Suriye, saldırıya uğramıştı. Bütün dünyayı bilgilendirdi. Hiçbir ülkeden tepki gelmedi. İlk kez İsrail uçakları Türkiye hava sahasını geçerek bir ülkeyi bombalıyordu. Belki bu pilotlar da Konya Ovası'nda eğitilmişti! ABD ve İsrail, hem Suriye'nin hem de İran'ın hava savunmasını test etmişti. Hem de Türkiye üzerinden, Türkiye ile bu ülkeler arasında savaşa neden olabilecek bir yöntemle. Bu, Suriye'ye yapılan ilk saldırı değildi.

Irak işgalinden hemen sonra, 2003'te, İsrail savaş uçakları Suriye'nin başkenti Şam yakınlarına kadar geldi. Bir bölgeyi bombalayıp geri döndü. Bu, İsrail'in 1982'de Irak'ın Osirak tesislerini bombalamasından sonra giriştiği en tehlikeli saldırıydı. 14 Eylül 2004: İsrail F-16'ları Suriye savaş uçaklarıyla Doğu Akdeniz üzerinde kapıştı. Suriye'ye ait iki MİG-29 düştü. Uçaklardan biri İsrail yapımı Python-4 füzesiyle, diğeri de ABD yapımı AIM-9M Sidewinder füzesiyle düşürüldü. Bu olayın ardından Suriye hava savunma sistemini güçlendirmek için Rusya ile görüşmeleri başlattı. SA-18, TOR M1, S-300PMU2 ve S-400 sistemleri istedi. İki ülke, ABD ve İsrail'in tepkilerine rağmen, SA-18 kısa menzilli füze sistemin satışı konusunda anlaştı. 26 Haziran 2006: İsrail savaş uçakları Suriye hava sahasına girip Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın Lazkiye'deki ikametgahı üzerinde alçak uçuş yaptı. Tacizin ardından, 34 gün sürecek Lübnan saldırısı başladı. 28 Temmuz 2007: İsrail'e ait pilotsuz uçaklar Lübnan üzerinden Suriye hava sahasına girdi. Güçlenen Suriye savunması, İsrail casus uçaklarını düşürdü.

Ama 6 Eylül tarihli saldırı, Türk hava sahası kullanılarak yapılmıştı. Erdoğan'ın dediği gibi; "Türkiye ile ilişkiyi üçüncü bir tarafa saldırı için kart olarak" kullanmıştı İsrail.

İsrail'in Suriye'ye yaptığı önceki saldırılardan sonra; "Türk askeri Suriye'ye karşı da kullanılacak mı" diye sormuş, tehlikeli eğilime dikkat çekmiştik. Çünkü o dönem Türk-İsrail ilişkileri zirvedeydi, Suriye düşmandı. Tam tersi gelişmeler yaşandı. İsrail-Türkiye ilişkileri soğudu, Suriye ile ortaklıklar gelişti. Artık yeni hedef bu ortaklıktı. Türk hava sahası kullanılarak yapılan son saldırı, Türkiye-Suriye ortaklığını bozmaya yönelikti. Bu yüzden Ankara çok sert tepki gösterdi. İsrail'in cevabı daha doğrusu cevapsızlığı ise utanç vericiydi. Her zamanki gibi sorumsuz, devletten ziyade örgüt vurdumduymazlığı tavrını yineledi.

12 Eylül 2007'de, yani saldırıdan hemen sonra, Başbakan'ın bugün dikkat çektiği o endişeyi gündeme taşıdık. Türkiye ile köklü ilişkilere sahip bir ülke, Türkiye üzerinden üçüncü bir ülkeye, Suriye'ye saldırıyordu. Oysa dünyanın en önemli krizi İran'dı. "İsrail Türkiye'den İran'a saldırırsa…" başlığı altında ortada Türkiye için çok ciddi tehditler içeren bir ihtimalin söz konusu olduğunu, İsrail'in Türkiye üzerinden İran'a saldırabileceğini, uçaklarının Türkiye'de eğitilme sebeplerinden birinin bu olduğunu belirterek şu cümlelere yer vermiştik:

İsrail'in İran nükleer tesislerini vurmak için iki yolu var. Ürdün/Suudi Arabistan/Irak üzerinden uçmak. 1981'de Irak tesislerini böyle vurdu. İki ülkeye haber vermeden hava sahalarını kullandı. Şimdi aynısını yapabilir mi? Bu ülkeler izin verir mi? Vermez, cesaret edemez. Ayrıca mesafe uzun. Geriye Suriye ve Türkiye hava sahasını kullanmak kalıyor. İran'ın, Suriye hava savunma sistemlerinin faturasını ödemesinin nedeni burada ortaya çıkıyor. İran aslında Suriye üzerinden kendi savunmasını güçlendiriyor. Peki ya Türkiye!

Ankara'nın önünde bir tuzak var, bilmiyorum ne kadar frakındayız! İsrail savaş uçakları, Türk hava sahasını kullanarak Suriye'ye girebiliyor. Buna niye ihtiyacı olabilir! Suriye hava sahasına Golan'dan girebilir, Akdeniz'den girebilir. Türkiye'ye ihtiyacı yok ki! Ama burada bir kötü niyet var. Türkiye üzerinden giriyor ve Türkiye-Suriye ilişkilerini riske atıyor.

İbrahim Karagül / Yeni Şafak
ibrahimkaragul@gmail.com

Yorumlar7

  • şahin şahin 15 yıl önce Şikayet Et
    plan.... İbrahim Bey akıl tutulmasının bol olduğu böyle önemli stratejik konulara değindiğiniz için teşekkür ederiz. Ayrıca, Başbakanımız,Tel Avivde iktidarın nasıl ve hangi maniplasyonlarla düşürüleceği konusunda planların yapıldığını çok iyi takip ediyor...
    Cevapla
  • dogan miroglu 15 yıl önce Şikayet Et
    guzel bir analiz..... elinize saglik guzel ir analiz ...iyi bir kose yazari icindekileri samimi olarak okuyuculari ile paylasmasi lazim...sizin yazilariniz samimi ve icten....tebrikler
    Cevapla
  • cemil can 15 yıl önce Şikayet Et
    Asıl görevi ülke savunması olanlar ne yapıyor. Ya bu şerefsizler bizim hava sahamıza nasıl bu kadar rahat girip-çıkıyorlar? Bizim hava savunma sistemlerimiz yetersiz mi? Asıl görevi ülke savunması olan ordumuz, bu tür girişimleri önleyecek güçten yoksun mu ? "Ordumuz ne yapıyor merak ettim" diyeceğim ama ne yaptıklarını herkes,her gün gazetelerden çarşaf,çarşaf okuyor !.. Hobi gibi, sürekli darbe planları ve millete komplo planları yapmaktan zaman bulamıyorlar belli ki !.. Helal size ya !.. Ne söylenir ki ?..
    Cevapla
  • KADİRUZUNKÖK 15 yıl önce Şikayet Et
    terörist israil. müslümanları birbirine düşürmek ,ve zayıf latmak için,10001 türlü planı vardır,bu tuzaklara düşmemenin tek yolu,muhattap olmamakdır,yüz vermiycen,ne israilin lolitopu şekeri,nede terörist yüzü,lalüballi olmazsan sorun çıkmaz,yüzgöz olmuycan,muslümanlarla imparatorluk kuracan,sen kurmazsan,israil imparatorluğunu pekişdirdi kurdu bile,uyursan ölürsün.
    Cevapla
  • Hüseyin Uzun 15 yıl önce Şikayet Et
    İsrail ve terör. İsrail savaş uçakları bizim ülke topraklarından Suriyeye girerken bizim hava savunma sistemimiz neredeydi? Askerlerimizin övündüğü o hava savunmamız uyuyormuydu? Yoksa bizimi kandırıyorlar. Herkes kendi işini yapsa bunlara cevapları olurdu ama suskunlar. Daha da kötüsü bundan haberdar olmamızdır ki hükümetin haberi yok bu durumda bu skandalı , bu pisliği kim temizleyecek?
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat