Bu adam mı PKK'ya silah bıraktıracak!
- GİRİŞ12.06.2012 10:42
- GÜNCELLEME12.06.2012 10:42
Tuhaftır, ne zaman bölge ile ilgili ciddi gelişmeler olsa, ne zaman Türkiye-ABD ilişkilerinde kayda değer bir hareketlilik sağlansa, ne zaman Türkiye'den bir takım beklentiler ortaya çıksa Talabani sahneye çıkar. Her çıkışında kullandığı tek bir koz vardır: PKK'yı ateşkese ikna etmek ya da örgüte silah bıraktırmak...
İddialı cümleler kurar, ciddi açıklamalar yayınlar. Talabani'nin açıklamalarını duyanlar önce bir heyecanlanır, bu birkaç gün sürer, sonra her şey unutulur.
Yeni bir Talabani çıkışıyla karşı karşıyayız. Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) sözcüsü Azad Cündiyani, Talabani'nin PKK'yı ateşkese ikna etmeye çalıştığını açıkladı.
Ki açıklama şöyle: 'Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, ateşkes ilan etmesi konusunda ikna etmek amacıyla PKK ile görüşüyor. Türk ordusuyla, PKK arasında çıkan çatışmalardaki kan duruncaya kadar Talabani'nin girişimleri devam edecek. Bu çabanın neticeleri yakın bir zamanda ortaya çıkacak. Talabani iki taraf arasında bir köprü vazifesi görüyor. Kendisi, barışçıl çözümlerin iki tarafı birbirine yakınlaştıracağına inanıyor..'
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'ın; 'silah bırakma dahil' bir takım gelişmelerin olabileceğine yönelik sözleriyle de örtüşen açıklamayı duyanlar, önceki çıkışlarını hatırlamadıkları için Talabani'nin 'Barış adamı' misyonuna inanabilirler.
O zaman bir Talabani profili koyalım ortaya. PKK konusunda, silah bırakma konusunda, ateşkes konusunda bundan önce neler yapmış, neler söylemiş ve bu açıklamaları hangi konjonktürde yapmış, bakalım:
Eylül 2006'da Talabani aynı iddialarla öne çıktı. 'PKK'yı ateşkese ikna ettiklerini, örgütün birkaç gün içinde silah bırakacağını' açıkladı. O günlerde gerilim yüksekti. Newsweek dergisinin 'Türk birlikleri Irak sınırında' hatırlatmasına Talabani; 'Öyle ama içeri girmiyorlar. PKK'yı ikna ettik, bir kaç gün içinde resmi ateşkes ilan edecek' şeklinde cevap veriyordu.
Aynı Talabani, bu keskin iddiasından sadece birkaç gün sonra ABD medyası üzerinden Türkiye'yi tehdit ediyordu. Türkiye, İran ve Suriye'nin Irak'ın içişlerini karıştığını öne sürüyor ve akılalmaz bir tehdit savuruyordu: 'Böyle giderse biz de (Irak) bu ülkelerdeki muhalif grupları destekleyeceğiz, bu ülkelerde sorun çıkaracağız..'
Birbirine zıt iki keskin iddianın yapıldığı günlerde Irak'ta önemli şeyler oluyordu: PKK Irak'ta Anayasal güvence altına alınıyor, ABD ile birlikte örgüt mensuplarının iadesini yasaklanıyordu.
Bu çıkış ayrıca, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti öncesi, Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermeye hazırlandığı bir dönemde gerçekleşiyordu.
Devam edelim:
Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz
İbrahim Karagül - Yeni Şafak
Yorumlar4