İsrail'in devam eden zulmünün belki de tek faydası zalimi tanıma fırsatı sunmasıdır. Kendi halindeki Yahudileri bir kenara koyarsak, Siyonizm dediğimiz habis ideolojiye mensup Yahudi kökenli gruplar İsrail kurulduğundan beri zulmün kitabını yazdılar. İnsan bu kadar mı acımasız olur ki direkt çocukları hedef alır? Yaptıkları doğruysa neden Rusların ve Almanların kendilerine yaptıklarından şikâyet ediyorlar? Suç işlemek bu kadar mı banal olur? İnsan düşünüyor da İkinci Dünya Savaşında Almanların yerinde onlar olsaydı belki de onlar Almanları katliamdan geçireceklerdi. Bazıları büyük katliamlar yapamıyorlarsa iyi insanlar oldukları için değil, gücü olmadıkları içindir. Kendilerinden zayıf bir toplulukla karşı karşıya geldiklerindeyse tüm acımasızlıklarıyla katliam yaparlar. 

İsrail tam da böyle bir ülkedir. Gencinden yaşlısına hepsi de Arap halkının ya gitmesini ya ölmesini istiyor. İsrailliler ki halen geldikleri ülkelerin dilini konuşurlar ama Filistin›in kendilerine ait olduğunu söylerler. Bu şımarıklık, kibir ve özgüvende şüphesiz ki onlar kadar onlara destek verenlerin de rolü büyüktür. Amerika›sından Avusturya›sına kadar bütün Batı dünyası terör devletine destek veriyor. İsrail›in kendini savunma hakkı var diyorlar. Saldıran bir ülkenin kendini savunması diye bir şey olamaz. Saldırgan bir köpek, kediye karşı kendini niye ve nasıl savunur? Filistin davasında sadece Filistinliler savunma pozisyonundalar. İsrail›in kendini savunma hakkı var demek; (1) İsrail›in saldırma hakkı var ve (2) Filistinliler bu saldırılara karşı koymayıp ölmeye razı olmalılar demektir.

Kanaatimiz odur ki batının zulmü alkışlamasının ve İsrail’in katliam yapmasının nedeni İsrail eliyle koloniciliğin/sömürgeciliğin devam etmesidir. Sömürgecilik İkinci Dünya Savaşıyla bitti ama bu savaştan hemen sonra kurulan İsrail Filistin’de yeniden başlattı. Bugün İsrail bütün Filistin ve eline fırsat geçmesi halinde civar ülkeleri işgal etmek için uğraşıyor. Batının bu durumdan memnun olmaması düşünülemez çünkü onlar ki defalarca Haçlı seferleri düzenleyip Kudüs’ü ele geçirmeye çalıştılar. Kudüs Müslümanların elinde kalacağına İsrail’in işgalinde olsun isterler. Batı medeniyeti neticede Yahudi-Hristiyan kültürü üzerine kurulmuştur. Kudüs’te Yeni Ahit okunmuyorsa bari Eski Ahit okunsun diye düşünüyorlardır. Hem Evangelistler gibi gruplar bunu ileride gerçekleşmesi gereken kehanetlerden biri olarak görüyor.

Öte yandan sömürgecilik an itibariyle yeni bir hal almış durumda. Sömürgeciler fiziken görünmeseler de aslında her yerdeler. Ancak her yerde olanların yani Batının içinde başka bir sömürgeci grup daha var; Yahudi gruplar. Bu grupların sermaye güçleri, kontrol ettikleri medya ve lobicilik faaliyetleri Batı ülkelerini ablukaya almış durumda. Birisi Filistin dedi mi apar topar gözaltına alıyorlar. Medyanın İsrail aleyhine bir şey yazması düşünülemez. Ayrıca Geert Wilders ve Sebastian Kurz gibi faşist siyasetçiler zaten para ile satın alınmış durumdalar. Bu yüzdendir ki en makul olanlar bile İsrail’in kendini savunma hakkı var diyorlar. Aksi taktirde İsrail ve Siyonist gruplara karşı kendilerini savunamazlar.

Ancak yine de, belki de ilk defa, uluslararası toplumu ikna edemediler. Propaganda savaşlarının kazananı Filistin yanlılarıdır diyebiliriz. Bilhassa Türk halkı iyi destek verdi. Öyle ki Netanyahu’nun babası kadar zalim oğlu Yair Netanyahu sosyal medyadaki İsrail karşıtlığı yüzünden sinir krizi geçirdi. Algıların değişmesi surda bir gediğin açılması olarak görülebilir. İsrail artık yaptıklarının hesabını veremez. Ancak gerçek surlarda da gediklerin açılması lazım. Bunun için de önce tüm Filistinli grupların, sonra da Müslüman ülkelerin zulme karşı birleşmesi lazım. 

YENİ AKİT GAZETESİ