Erdoğan’ın Körfez ziyaretinin muhtemel kazanımları

  • GİRİŞ24.07.2023 08:10
  • GÜNCELLEME24.07.2023 08:10

Cumhurbaşkanı Erdoğan üç gün süren ve üç ülkeyi kapsayan Körfez turunu bitirip yurda döndü. Ziyaret, son dönemde darboğaza giren ekonomiye nefes aldırmak içindi ve göründüğü kadarıyla maksat hasıl oldu. İlişkilerin zaten iyi olduğu Katar bir yana, Suudi Arabistan ve BAE ile yapılacak ticari görüşmelerin sonucunun ne olacağı merak konusuydu. 

Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadarıyla Suudiler, Türkiye tarihinin en büyük ihracat sözleşmesini Baykar grubuyla yaptılar. Baykar, başta Akıncı olmak üzere çok sayıda SİHA satmanın yanı sıra Cidde’de de üretim yapacak. Suudi hükümeti SİHA’ların yanı sıra diğer firmalardan mühimmat alımı ve ortak üretim de yapacak. Muhtemelen zırhlı araçlardan füzelere kadar birçok Türk silahı satın alınacak. Türkiye’de yatırım ve finansal destekle ilgili açıklamalar yapılmasa da bununla ilgili haberleri de yakında duyacağımızı sanıyoruz. Ziyarette herhalde en dikkat çeken gelişme BAE ile 50,7 milyar dolarlık ticari sözleşmeler yapılmasıydı. Oldukça muazzam olan bu rakam bile Türk ekonomisine büyük destek olacaktır.

Üç ülkeyle yapılan ticari anlaşmaların siyasi yönü de var ve mezkûr Arap ülkeleri için büyük kazanım olacağı söylenebilir. Öncelikle Türkiye zaviyesinden bakmak gerekirse, Suudi Arabistan ve BAE ile on yıldır gergin olan ilişkiler tamamen onarıldı denilebilir. Ancak onların kazanımı daha fazla olacak. Körfez ülkeleri her ne kadar zengin olsalar da nüfus olarak oldukça küçükler. Haliyle orduları da küçük ve savaş tecrübeleri yok. 

Hal böyleyken İran gibi yayılmacı bir komşuya sahipler ve İran gerçekten büyük bir tehlike arz ediyor. Bugüne kadar Amerika’ya güveniyorlardı. Ancak son dönemde vuku bulan bazı olaylar ve gelişmeler gösterdi ki Amerika, Körfez ülkeleri için bir savaşa girmez. Dolayısıyla söz konusu ülkelerin kendilerine daha güvenilir müttefikler bulmak dışında başka çareleri yok. 

Türkiye muhakkak onlar için güvenilir bir dost olacaktır. Böyle olacağını Katar’a abluka döneminde sahip çıkmasından anlayabilirler ve muhtemelen çoktan anlamışlardır. Eğer Suudiler ve BAE de benzer bir dostluğa girerse mutlaka fayda göreceklerdir. Şu anda nasıl ki Türkiye’nin Katar’daki üssü Katar için bir güvence ise, Suudi Arabistan ve BAE’de kurulacak muhtemel üsler bu iki ülkenin düşmanları için caydırıcı olabilir. 

Eğer üsse gerek yoksa ordular arasındaki işbirliği de büyük bir kazanım olacaktır. Türk ordusu Libya’da meşru hükümetin birliklerini eğitti, Trablus Hafter’in işgalinden kurtuldu. Azerbaycan ordusunu eğitti, Azeri Türk ordusu Karabağ’ı Ermenilerden geri aldı. Suriye’de muhalifleri eğitti, kuzeybatı Suriye’de güvenli bir bölge oluşturuldu. Tüm bu saydıklarımız son beş yılda oldu. 

Türk ordusu ve savunma sanayisi eskiye göre çok mesafe kat etti. Artık eskisi gibi içinde hainler yok. Savaş kabiliyeti zaten her zaman üst düzeydi. Tek eksiği yerli silahlardı ve onlar da son yıllarda temin edilmiş oldu. Böyle bir ordu ve savunma sanayi muhakkak ki dostlara da fayda sağlayacaktır. Bilhassa tarihi, dini ve kültürel bağlarımızın olduğu dost ülkeler için askeri işbirliğinde sınır yoktur. Ambargo gibi bir kavram hiç yoktur ve olmayacaktır. 

Eğer Suudi Arabistan ve BAE akıllı politikalar izlerse -ki izliyorlar görünümü veriyorlar- son ziyaretle taçlandırılan ilişkiler hem daha ileri bir seviyeye taşınır, hem de birçok alana yayılır. Ayrıca başka ülkeler de sürece dahil olmak isteyeceklerdir. Örneğin Kuveyt’in dahil olmamak için bir sebebi bulunmuyor. 

Özetle, Türkiye’nin askeri gücü ile Körfez bölgesinin ekonomik gücü birleşirse ortaya sarsılmaz bir ittifak çıkar. 

YENİ AKİT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat