Coğrafya (kara) kader olunca

  • GİRİŞ11.09.2023 08:18
  • GÜNCELLEME11.09.2023 08:18

Avrupa’nın en büyük, dünyanın da dördüncü büyük ekonomisi olan Alman ekonomisinin bu yıl % 0,4 küçülmesi bekleniyor. Almanya’nın gelecek yıl % 1,4 büyümesi öngörülse de bu tahminin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği henüz belli değil. Genel konuşmak gerekirse Alman ekonomisi hiç iyi gitmiyor. İspanyol El Pais gazetesi söz konusu gerileme için üç sebep sayıyor; (1) yaşlanan nüfus, (2) en çok araç sattıkları Çin’e artık eskisi gibi araba satamamaları ve Çin’in elektrikli araç sektöründe Almanya’yı geçmesi, (3) bozulan jeopolitik istikrar. Son madde çok önemli çünkü Türk ekonomisini de ilgilendiriyor. 

Almanya son 70 yıldır hiçbir savaşın olmadığı ve kaynaklara erişimin kolay olduğu huzur dolu bir kıtada ürettiğini ihraç ederek büyük bir ekonomi haline geldi. Ekonomik güç dış politikaya da yansıdı ve bu sayede Avrupa’nın liderliğini üstlendi. Belki yayılmacı bir politika izlemedi (İstese bile ABD müsaade etmezdi) ama yine de bölgesel ve küresel politikalarda etkin bir güçtü. Şimdi o güç düşüşe geçiyor. 

Zayıflamanın bir sebebinin Rusya’nın Ukrayna’yı işgali olması, bölgesel istikrarın ne kadar önemli olduğunu ve Türkiye’nin de mezkûr sebepten dolayı güçlenemediğini ispat etmesi bağlamında önemlidir. Türk ekonomisi iki sebepten dolayı nice krizler yaşadı. Birincisi iç karışıklıklar ki sağ-sol çatışması, terör ve darbeler ekonomiyi on yıllarca hırpaladı. 

Son dönemdeyse Türkiye tam da kişi başına düşen geliri 12.000 dolara çıkaracağı bir zamanda Gezi olayları oldu. Sonra FETÖ’nün 17-25 Aralık darbesi ve 2016’daki başarısız hain darbe oldu. Pandemi ve deprem ekonomiyi daha da çökertti ve çözüm çabalarını boşa çıkarttı. Bunlar iç mesele olduğu için Türkiye-Almanya kıyasında doğru parametreler olmayabilir. 

Ancak ikinci sebep yani jeopolitik istikrar kıyas için idealdir. Son 40 yıla baktığımızda etrafımızda hep bir savaş vardı. 1980’lerdeki İran-Irak Savaşı ekonomimizin bu iki komşu pazardan mahrum kalmasına neden oldu. Sonra Birinci Körfez Savaşı oldu. Savaştan sonra Irak’a bir şey satamaz olduk ve on milyarlarca dolarlık zarara uğradık. 2000’li yıllar daha iyi değildi. ABD’nin Afganistan ve Irak’ı işgali, Arap Baharı, Suriye’deki iç savaş, ABD’nin İran’a uyguladığı ambargolar, darbede FETÖ’den yana taraf tutan batılı ülkelerin uyguladığı ambargolar, Karabağ Savaşı ve Ukrayna’nın işgali ekonomiyi derinden etkiledi. 

An itibariyle birçok komşu ülke ile savaşta olmamamıza rağmen ticaret yapamıyoruz. Bunlardan ikisiyle (Rusya ve İran) Amerikan ambargoları yüzünden sınırlı ticaretimiz var. Suriye ve Irak’la ticaret eskisi gibi değil. Ermenistan’la Ermenilerin Türkiye ve Azerbaycan düşmanlığı yüzünden sınırlarımız kapalı. Gürcistan’ın bir kısmı Rus işgali altında. Arap Baharı yüzünden bir süre bazı Arap ülkelerine az ihracat yapıldı. 

Civardaki savaşların ve çatışmaların müsebbibi olmamamıza rağmen ekonomik olarak çok etkilendik ve etkilenmeye devam ediyoruz. Coğrafya kaderdir ve bizim coğrafyamızın kaderi kötü. Mevcut ekonomik gücümüz ve kurumsal devlet geleneğimizle en fazla kendimizi savaşlardan uzak tutabildik ama ekonomik olarak istediğimiz oranda büyüyemedik. Bütün ülkeler en çok ticareti komşularıyla yaparken biz uzak ülkelere komşularımızdan daha çok ihracat yapıyoruz. 

Başkasının sebep olduğu kötü jeopolitik şartlarda yaşam savaşı vermeye çalışıyoruz. Oysaki Türkiye de Almanya gibi barışçıl bir ortamda ekonomik faaliyetlerde bulunsaydı durum çok farklı olurdu. Hatta bugün Ortodoks/Ortodoks olmayan ekonomi modelleri ile ekonomiyi kurtarma gereği de duymazdık. Çünkü coğrafyadaki istikrar ekonomiye de yansır. 

Özetle bizdeki coğrafya (kara) kaderdir. Ülke ekonomisini hükümette kim olduğuna bakmaksızın olumsuz etkiliyor. Bundan sonra ekonomik kıyas yapıldığı zaman muhakkak jeopolitik kıyas da yapılmalı. Kendimize haksızlık yapıp başkalarını da sebepsiz övmeyelim. 

YENİ AKİT

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat