Erdoğan’ın Türk milleti tanımı

  • GİRİŞ18.03.2015 08:51
  • GÜNCELLEME18.03.2015 08:51

(Başında “Batılıların gözünde” diye bir kayıt olsa da cümlenin batılıların bu yargısına onay verir bir üslupla söylendiği belli. Dolayısıyla her Müslüman Türk’tür ifadesinin Erdoğan’a mal olduğu söylenebilir)

Bu tartışmanın sağlıklı olduğunu, çünkü kimlikle ilgili konuların tartışılmasının değil tartışılamamasının problem olduğunu düşünüyorum şahsen. Ancak gösterilen ezbere tepkilerin sağlıklı olmadığı kanısındayım. Bir tarafta Erdoğan ne derse tersini savunmaya hazır bazı kesimler, diğer tarafta ise Türk ve Müslüman gibi kavramların yer aldığı cümlelere otomatik tepki gösteren kesimler bu tartışmanın sağlıklı bir boyutta sürdürülebilmesi önünde engel teşkil ediyorlar ne yazık ki.

Bir de “bunlar doğru ama tam da seçim zamanı dile getirilmesi düşündürücü” diyenler var. Bunlara “ne var bunda!” diyesim geliyor. Karşınızda konuşan kişi “serbest mütefekkir” değil, üniversite profesörü hiç değil. Siyasetçi. Söyleyeceklerini belirli zamanlarda ve belirli amaçlarla söylemesi gayet normal…

Biliyorsunuz, bazılarımız tam bu mantıkla hükümetin paralel yapıya karşı mücadelesine de karşı çıktılar. Karşı çıkmayı bırakın taş koymaya, engel olmaya kalkıştılar. Sebep? Daha önce bunlarla beraber iş tutuyorlarmış, cemaatin gerçek yüzünü araştırmak şimdi mi akıllarına gelmiş… vs… vs… Diyelim ki öyle. Daha önce al takke ver külah bunlarla beraber çalıştılar; ancak tehdit kendilerine yöneldiği zaman cemaat konusunda harekete geçtiler. Peki, şimdi yaptıkları doğru mu, yanlış mı? Ona bakın. Daha önce yaptıkları yanlış yüzünden şimdiki doğrularına neden karşı çıkıyorsun? Geçmişte yaptıkları yanlışları eleştirmeye, hatta yeri geldikçe yüzlerine vurmaya devam et. Ama bugün doğru yaptıkları hususlarda da teşvik et, verebiliyorsan destek ver. Aynı şekilde, şimdi de Türk kimliğiyle ilgili sözlerini yanlış buluyorsan eleştirilerini ifade edersin; ama doğru buluyorsan neyine itiraz ediyorsun?

Aslında konunun siyaset eliyle kamuoyu gündemine gelişinin hem olumlu hem de olumsuz tarafları var. Olumlu çünkü siyasetin gündeminde olmayan hiçbir konu enine boyuna tartışılamıyor. Olumsuz çünkü siyasi angajmanlardan ve siyasi çekişmelerden bağımsız şekilde ele anması gerekiyor böylesi konuların.

Müsaade ederseniz ben her zamanki gibi bardağın dolu tarafına bakacağım. Erdoğan’ın neredeyse herkesin ve her kesimin itiraz ettiği sözlerini ben çok olumlu buldum. Çünkü bu sözler bir millet tanımını içeriyor. Ne demek istiyorum, anlatayım:

“Türk Milleti” değişik etnik toplulukların bu topraklar üzerinde bin yıllık tarihî süreçte ortak değerler etrafında kaynaşarak oluşturduğu bütünlüğün adı. Bu tanıma bazıları itiraz ediyor. “Türk bir etnisitedir, bizimse farklı bir etnik kimliğimiz olduğu için Türk adlandırmasını kabul edemeyiz” diyorlar. Oysa milli kimlik ve etnik kimlik bambaşka şeyler. Adına “Türk” de deseniz, “Türkiyeli” de deseniz, “Anadolu insanı” da deseniz -etnik kimliklerin üstünde- kapsayıcı bir millî kimlikten söz ediyorsunuz.

Ama itirazlar da büsbütün haksız sayılmaz. Zira bizdeki “Türk kimliği” bir siyasal-kültürel kimlik olarak konsolide edilemedi. Kemalist ajandada batılılaşma ve laikleşme maddelerine öncelik verilmesi, 1920’lerde tarihî, sosyolojik ve politik bir zorunluluk olan ulus devlet inşası sürecini rayından çıkardı çünkü. Laik bir ulus yaratma gayreti “milleti milleti yapan” değerleri (“ortak tarih”, “ortak kültür”) paranteze aldı. Dolayısıyla etnik kimlikler de yok sayıldı. Çünkü farklı etnik kimlikleri bir araya getirip onlardan tek bir millet yaratan değerler (“ortak tarih”, “ortak kültür”) hem ideolojik hem de birtakım güncel gerekçelerle yok sayılıyordu.

Yazının tamamı için tıklayın...

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat