Bilimsellik!
- GİRİŞ28.08.2009 14:55
- GÜNCELLEME28.08.2009 14:55
“Kur’an şifadır” başlıklı yazımı okuyan bazı okuyucularım arasında bilimsellik tartışması başlatıldığını gördüm. Bilim ve bilimsellik kavramlarının tam tanımı yapılmadan tartışılması abesle iştigaldir.
Allah rahmet etsin Prof. Mehmet Kaplan hocam sınıfta bir konu ile ilgili ortaya çıkan tartışmaya şöyle bir yaklaşım sergileyerek, “Ben bilim adamıyım evlâdım.” demiş ve ardından da bilimi şöyle tarif etmişti: “Bilim vaka tesbit eder, hüküm vermez.” O halde bilim bir şey oldurmuyor. Oldurulanı bir disiplin içinde tesbit ediyor.
Dinin en temel özelliği, her şeyi yaratan bir tek Allah'a imandır ve inançtır. O sebeple de din, hükümler manzumesidir. İlâhî kelâmı ve Hz. Muhammed'in sünnet ve hadislerini esas alarak, yeni hükümler tesis edebilmesi münasebetiyle İslâm dini, manevî şahsiyeti olan canlı organizma gibi gelişebilen bir müessesedir. Çünkü hükümlerin kaynağı, Allah'ın (CC) ilmidir. O'nun ilmi geçmişten geleceğe, ezelden ebede her şeyi kuşatmıştır.
Malûm, ilme tabidir. Yani malûm dediğimiz de tesbit edilmiş olayların bilgisidir. İlim yoksa bilim de yoktur. Bilimsellik de sözü edilen bilgiye tâbi olmak demektir. Dolayısıyla din; kaynağının ilahî olması sebebiyle kutsal bir inanç sistemidir ve hükümleri tartışılmaz. Dinin temellerini teşkil eden Allah kelâmı, kendisi için “Şifadır” diyorsa; şifadır. Bu Müslümanlar tarafından iman ile kabul edilmiştir. Bu kabul; kaziye-i muhkem(değişmez ) bir hükümdür. Bu hükmüm de bir tesbittir ve bu tesbit bilimseldir.
Bilimin tesbitleri sürekli tartışmaya açık bir alandır. Zira bir vakanın tesbitinin; zamanı, mekanı, şartları değişince sonuçları da değişebilir. Nitekim bilimsel tesbitlerin hüküm haline getirilmesi, çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Mesela, çok bilinen bir vakadır; 1930'lu yıllarda tıp biliminin tesbiti, siroz hastalarına kesinlikle su verilmemesi yönündeydi. Çünkü suyun siroz hastalığını daha da şiddetlendirdiği şeklinde bir tesbiti vardı. Bu tesbit bilimsel miydi? Evet, bilimseldi... Oysa bugün tıp, aksine siroz hastalarına suyu şiddetle tavsiye ediyor. Pekiyi; bugün bu tesbit bilimsel mi? Elbette ki bilimseldir. Eğer o gün, tıp bilimi, bilimsel tesbitinin gereğini yerine getirdiyse; bu bilimselllik M. Kemal'i susuzluktan öldürmüş olabilir midir? Bilim bu yanılgısından dolayı özür dilemeli midir? Asıl tartışılması gereken konular bunlardır.
Lütfen dikkat! Bizim bu örneklememiz de bilimsel bir vak'a sorgulamasıdır ve bu sorgulama biçimsel olarak da bilimseldir, hüküm içermez.
Kur’an sadece bedeni rahatsızlıkların şifası değil; cemiyete ait her türlü derdin ve problemin çözüm anahtarlarının bulunabileceği bir hazinedir. İnsanlığın çözülmeyi bekleyen en büyük problemi ahlakî sıkıntılardır ki; Kur’an da bütün bu dertlerin şifasıdır.
İlhan ÖZTİN / Haber7
ilhanoztin@hotmail.com
Yorumlar15