'Al-ver, ekonomiye can ver'

  • GİRİŞ19.09.2009 12:00
  • GÜNCELLEME19.09.2009 12:00

Son günlerde televizyonlarda, “Al ver, ekonomiye can ver” sloganıyla bir reklam ilişiyor gözüme. Toplumun itibarlı ve statü sahibi zevatı boy gösteriyor bu reklamlarda. Biri simit satıyor, biri oyuncak. Biri bakkallık yaparken, çiçekçi kadını pek güzel oynuyor bir diğeri.

 Esasında tavsiye edilen alış verişi yapmanın, bireysel manada bana ne faydası olacak, sorusunun cevabı yok bu reklamda. Sadece basit bir öneri. Al-ver. Pekiyi de, “Niçin alış veriş yapayım?” diye soran vatandaşa, “Sen alış veriş yapmazsan, ekonomi durağanlaşır ve bizler mahvoluruz.

Ey vatandaşlar! Sizler ekonomiyi canlı tutmazsanız bu sistem çöker. Çöken sistemden de herkes etkilenir. Ama laf aramızda en çok da biz etkileniriz. Onun için lütfen, ne olur alış veriş edin de bizlerin konumunu ve durumunu düzeltin. Yoksa sonumuz bu gördüğünüz gibi olur.

 Bizler ki ehl-i makam kişiler olarak ve cemiyetin önem verdiği mevkilerde, sizin canlı tuttuğunuz ekonomi sayesinde hayatımızı rahatla sürdürürken, böyle sürünerek hayatını idame ettirmeye çalışan -zihninizde canlandırmaya çalıştığımız- bu zavallı esnaf sınıfına dahil olmamıza gönlünüz el verir mi? Onun için ne olur, nereden bulursanız bulun ama alış veriş yapın; yapın da biz de bu rezillikten kurtulalım” diyor.

 Bu konuya nasıl yaklaşmalıyım diye bir hayli kafa yordum ama kendi normal yolumun dışında bir yaklaşım tarzını da bulamadım. Çünkü yazdığım yazılarda toplumun genel davranış tarzlarına ve ahlak anlayışına yönelik getirdiğim önerilerin dini olduğu yolunda bir serzenişle karşılaştım.

Şahsi hayatımın din eksenli bir tarzı esas aldığını anlatabilme sadedinde; hayat yollarının hepsinin din medeniyetine çıktığını söyleyerek, problemlerimizin ve dertlerimizin kalıcı ve sağlam çözümlerinin, İslâmiyette yani dinimizde olduğunu ifade etmeye çalıştım. İnsanlığın saadet ve refahı, ancak Efendimiz Aleyhisselatü Vesselâmın din-i mübin-i Ahmediyesiyle sağlanacağı fikri bende bir iman halindedir, basit bir felsefî düşünce değil. İlahi bir öneridir, beşerî değil.
 
 Şimdi diyeceksiniz ki konuyu niçin buraya sürükledin? Ben sürüklemedim. Bir TV reklam filmi benim zihnimi buraya taşıdı. Bu da 2001 krizinde yaşadığım bir hatırayı canlandırdı ki; sizlerle paylaşmak istedim.

 Kulakları çınlasın; Emin Işık Hoca, yaptığımız bir seyahat esnasında hal hatır faslından sonra, ekonomik krizden çıkış için, sadaka kültürü eksikliğinden ve sadaka kavramının doğru anlaşılmadığından dem vurarak; “Aslında bizim milletimiz sadakayı yanlış biliyor.

Sadakayı sadece karşılıksız yapılan yardım zannediyor. Oysa milletin alış-veriş yapması da bir sadakadır. Çünkü sadaka; ihtiyaç sahibinin ihtiyaçlarını gidermesi için yapılan bir yardımdır. Bu durumda yapılan alış-veriş neticesinde esnaf, kazandığıyla çoluk çocuğunun rızkını temin edecektir.” demişti. Yani hem ihtiyaçlarınızı karşılayacaksınız, hem de sevap kazanacaksınız.

Zira alış veriş yapmak suretiyle, esnafın da ihtiyaçlarını karşılamasına yardım etmiş olacaksınız. Çifte kazançlı bir ticaret. Hem dünyanı hem de ahiretini ma'mûr ediyorsun. Güzel değil mi?

 Din; ticaret hayatının krizlerine de çözüm önerileri sunuyormuş. Din sadece ibadetlerle sınırlı bir manevi ticaret alanı değilmiş. Maddi ticaretlerimizin de çözümlerini üretmiş... Hayret; biz bunları niye bilmiyoruz!

 Şimdi, Emin Işık Hoca’nın önerdiği manada, yani vatandaşın alış verişinin maddi ve manevi kârlılığını ortaya koyan bir yaklaşımla reklam filmi çekilerek vizyona sunulsaydı, ehl-i dünyanın dünyası yıkılır mıydı; yoksa aksine ma'mûr mu olurdu?

 İşte size tavsiye din ile yaşayın, iki dünyanız da ferah ve sevinç dolsun. Bayramınız mübarek olsun.
 
 
İlhan ÖZTİN / Haber 7
ilhanoztin@hotmail.com

Yorumlar3

  • Zeki Aslan 14 yıl önce Şikayet Et
    Devirdaim. Ekonomi, içerde devirdaimle krizden kurtulamaz. Mutlaka dışarıya satmak gerekir Üretimi bir şekilde ucuz+kaliteli yapıp kapasiteyi artırarak dışarıya satmak tek çözümdür. Simidi vatandaş zaten alıyor aç yaşayacak değil ya..
    Cevapla
  • İsmail ÖBEK 14 yıl önce Şikayet Et
    o iş kolay. o iş kolay alıp verilir sen paradan haber ver,sen ver parayi ben alirim
    Cevapla
  • ozon onur 14 yıl önce Şikayet Et
    şu al ver maskaralığı. adam alın verin diyor, mal alın para verin diyorlar ama. Peki ya millete kim verecek ne verecek ne zaman verecek. Milleti sakız parasıyla ticaret yaptırmaya çalışıyorlar.Zaten hükümetin verdiği zamlarla simit alınıabilir, sakız alınabilir. başka ne alınacak % 2-3 zamlarla. Sakız alın para verin, simit alın para verin. Bu alışveriş değil söyüşleyiş!
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat