27 Mayıs Dersleri...
- GİRİŞ27.05.2009 08:25
- GÜNCELLEME27.05.2009 08:25
Geçmiş zaman...
1956 yılının Ocak ayında ‘Dolmuş’ adında bir mizah dergisi çıkarmıştık...
Dolmuş’taki kimi yazılar imzasızdı...
Neden?..
Çünkü o yazıları, hapisteki Aziz Nesin yazıyordu...
Aziz Nesin sakıncalıydı, adının çıktığı dergiyi yerle yeksan ederlerdi...
Demokrat Parti iktidardaydı...
*
6-7 Eylül 1955’te İstanbul bir felaket yaşamıştı; ne kadar Rum, Ermeni, gayrimüslim varsa evleri basılmış, dükkânları, mağazaları yağmalanmış, yaşamları allak bullak edilmişti...
Kim yapmıştı bunu?..
Zamane iktidarının yönlendirdiği ve yönettiği sürüsüne bereket azgın...
Oysa Ankara’da bir Meclis vardı...
Bir de hükümet...
Başbakan Adnan Menderes’ti..
Ne hükümet çekildi..
Ne Başbakan istifa etti...
Başta Aziz Nesin olmak üzere ülkenin aydın solcuları tutuklanıp içeri atıldı...
Aziz Nesin içerden bizim Dolmuş’ta mizah yapıyordu...
İmzasını koymak olanaksızdı...
*
Menderes 1950’de iktidara geçmişti...
27 Mayıs 1960’ta bir askeri müdahaleyle devrildi...
Tam 10 yıl süreyle iktidarda kalan, yalnız adı “Demokrat Parti” ne yapmış, ne yapmamıştı?..
*
27 Mayıs’la gündeme giren 1961 Anayasası’nda bu soruya yanıt vardır...
1961 Anayasası’yla Türkiye’nin “laik, sosyal bir hukuk devleti” olduğu tescil edilmişti..
Sonra?..
Anayasa Mahkemesi..
Basın özgürlüğü..
Yargıç güvencesi..
Sendikalar..
Toplusözleşme..
Grev hakkı..
Vesaire...
*
Peki, adı ‘demokrat’ olan Menderes iktidarı tam 10 yıl bu demokratik hakları neden gündeme getirmemiştir?..
İstanbul’da 6-7 Eylül faciasını tertipledikten sonra neden suçsuz olduklarını çok iyi bildiği solcu ve sosyalist aydınları suçlayıp içeri atmıştır?..
Ve sonunda neden iktidar partisinden kimi milletvekiline yargı yetkisi tanıyıp bir “Tahkikat Komisyonu” kurarak muhalefetin canına okumak istemiştir?..
27 Mayıs’ta askeri müdahale toplumda yaratılan gerilim ve kıyamet üzerine gerçekleşmedi mi?..
*
Bugün 27 Mayıs...
27 Mayıs’tan alacağımız büyük dersler var...
Ne yazık ki bu dersleri almaya ‘istidadımız’ yok...
Bugün toplum 27 Mayıs öncesindeki gibi bir kıyameti yaşıyor... Askeri müdahalenin olanaksızlığı, sivil kesimde otoriter ve totaliter siyasetin cüretini arttırıyor...
Ama, biz 1923’te kurulan ‘laik cumhuriyet’in sivil güçlerle yaşama yetisini kanıtlayacağına inanıyoruz...
Bush Amerikası’nın AKP ile birlikte tezgâhladığı ‘Ilımlı İslam Devleti’ projesinin demokratik mücadeleyle yıkılacağını adımız gibi biliyoruz
İlhan Selçuk - Cumhuriyet
Yorumlar48
-
Ali Doğan
16 yıl önce
Şikayet Et
Askeri müdahalenin olanaksızlığı diyen biri. Yazısında Askeri müdahalenin olanaksızlığı diyen birinden ne hayır gelirki, Biraz kafası çalışıyor da olanaksızlığını algılamış.Bakın bu adamlar memleketin aydınlıları diye uzun zaman vitrin kaldılar.Aydınımız buysa vay halimize.
Beğen
Cevapla
-
idris yanar
16 yıl önce
Şikayet Et
iyiler iyilikleriyle, kötüler kötülükleriyle anılır. yazar merhum Adnan Menderes'ten bahsederken idam edilmesinin gerekliliğini savunur bir üslup kullanıyor. 27 Mayıs'tan dersler almalıyız derken mevcut hükümeti ve dolayısıyla başbakanı tehdit ediyor. "Dersler çıkaracak istidadımız yok" diyor. Oysa biz sizlerin nelerde yetenekli olduğunuzu çok iyi görüyoruz. Başbakanımızın israil ordusu için söylediğini ben de sizin için söylüyorum: Sizler adam öldürmeyi iyi bilirsiniz.
Beğen
Cevapla
-
Önder Ayaz
16 yıl önce
Şikayet Et
Adımız gibi biliyoruz ki .... sen ve senin gibi darbe destekçilerini ülkemizi çökertmeye çalışanları biliyoruz ve sizin gibilerin karşısında bizim gibi Türk Milleti'nin olduğunu bu ülkeyi sizin gibilere yedirtmiyeceğimizi adımız gibi biliyoruz .... devletim bayrağım Namusum ve şerefim üzerine .... yol gösterenim Kur'an-ı Kerim üzerine Yüce Rabbim üzerine yemin ederim ki ... sizin gibilerin karşısına dikileceğim ... imza... Kurucusu M.K.Atatürk olan bir Tükiye Cumhuriyeti vatandaşı ....
Beğen
Cevapla
-
Fatih Gök
16 yıl önce
Şikayet Et
........... güldürme adamı ilhan efendi. sen herhalde rüyalarını yazıyorsun. rüya ile gerçeğin farkına var artık.
Beğen
Cevapla
-
serdar kopan
16 yıl önce
Şikayet Et
27 mayıs tarihimizdeki kara bir lekedir. sudan bahanelerle bir başbakan iki bakan astırdınız..eğer o nedenler bugün geçerli olsa, bütün başbakanlar ve bakanların neredeyse tamamı asılırdı...idam kararlarını veren mahkemenin tarihi temizlemek adına gıyabında yargılanması gerekir... halka çözüm üretemeyenlerin sistemi çıkmazdan çıkaracak modelleri kuramayan subaşı tutmuş boşboğazların çözümü, sürekli darbe yandaşlığı olmuştur...kolaycı kafaların hastalığıdır bu...siyasetçiyi siyasetle yenmeyi öğrenin....
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle