Benim bu konudaki önerim; oylara katsayı uygulaması getirilmesi. Nasıl mı?

         1. Mesela; okuma-yazma bilmeyenler 1 puan üzerinden değerlendirilirse;
          İlkokul mezunları: 1.1
          Otaokul mezunları: 1.2
          Lise mezunları: 1.3
          Üniversite mezunları:1.4
          Yüksek lisans ve üzeri: 1.5
          Yurt dışında öğrenim görenler: 1.6
          Bu şekilde bir düzenleme yapılabilir.

          2. haritayı 10 eşit parçaya bölüp doğudan batıya doğru katsayılar artırılabilir. Mesela Hakkari 1 olarak değerlendirilip batıya doğru kademeli olarak yükseltilip Edirne’de 2 puanla noktalanabilir. Ha arada bir tek Tunceli var Orası da Edirne’nin katsayısıyla aynı olabilir.

          3. Ödenen vergiye göre katsayı getirilebilir. Hiç vergi ödemeyenler 1 üzerinden değerlendirilip en yüksek vergi ödeyenlerin oyları 2 ile çarpılabilir.

          4. hayatı boyunca hiç yanlış oy kullanmamış, oylarını hep doğru partiye kullanmış olanların katsayısı 2 olabilir. Doğru olan da bu değil mi? Adam hayatı boyunca aynı eksende gitmiş, hiç eksen kayması yaşamamış.
          Sigorta şirketleri araçlara kasko yaparken hasarsızlık indirimi yapıyorlar. Yani hiç kaza yapmamış olanlara hatırı sayılır indirimler yapılıyor.
          Hani bir de hayatı boyunca hiç trafik cezası yememiş olanlara fahri trafik polisi olarak ceza kesme yetkisi verilmişti. Belki alakasız diyeceksiniz ama bence aynı mantık.

          5.Kalabalık ailelerde katsayı düşürülebilir. Öyle kalabalık aileler var ki neredeyse ülkenin geleceğini şekillendirecekler. Bu tehlikeli bir durum. Edirne’deki, İzmir’deki ailenin bir çocuğu var, Hakkari’deki ailenin on çocuğu var. Benim önerim her aile iki çocukla birlikte dört kişi üzerinden değerlendirilip, dört oy hakkına sahip olsun. Hem de yazık değil mi? Ailenin tüm fertleri sandığa kadar neden yorulsun.

         
          6. Denizi görenlerle görmeyenler aynı olur mu? Adam hayatında deniz görmemiş, küçücük su birikintisini deniz zannediyor. Sahildeki beyefendi dünyanın dört bir yanından gelen turistlere ev sahipliği yapıyor. Donanımını, deneyimini artırıyor. İkisinin oyunun aynı değerde olması hangi mantıkla izah edilebilir?

          7. Sanatçılara da katsayı uygulaması getirilebilir. Her şeyi bilen Fazıl Say ile hiçbir şey bilmeyen Sezen Aksu’nun oyları aynı değer de mi olmalı?

          8. Ankara’nın katsayısı 1 ile sınırlandırılsın. Ankara Başkent olduğu için kültür seviyesi çok yüksekti. Şimdilerde çok göç aldı. Gelenler de hep eğitimsiz ve muhafazakar. Yazık değil mi başkentimize ya?

          9. Partilere de katsayı getirilebilir. AK Parti sekiz yıllık bir parti, BDP dünkü çocuk,
CHP ise 90 yıllık bir parti. Hem marka değerinde de CHP birinci sırada. Ama CHP’ye atılan oy da bir sayılıyor, diğerlerine atılan oy da. Adalet bunun neresinde?

          10. Oy kullanmayanlara getirilecek cezalarda da düzenleme yapılmalı. Batıda oy kullanan az, doğuda çok. Oy kullanmayanlara cezalar doğudan batıya doğru artırılarak, başka bir deyişle batıdan doğuya doğru azaltılarak uygulansın ki, batıdaki vatandaş oyuna sahip çıksın. Ayrıca batıdan gelen oydan zarar gelmez.

          11. Oy kullanacaklar için de düzenleme yapılmalı. Mesela parti başkanlarını muhtarlar arayıp bulsun. Parti başkanlarının oy kaydını yapmak muhtarların görevi olsun. Hiç işi olmayan insanla iki ayda yetmiş il gezebilecek kadar yoğun olan insanın seçmen kaydının aynı yollarla mı yapılması gerekir? Gözden kaçırılabiliyor. Sonra oy kullanamayabiliyorlar. Neden zor durumda kalsınlar ki? Yazık değil mi?

          Bu konuda acilen düzenleme yapılmalı. Benim aklıma gelenler şimdilik bunlar.

          On yıllardır demokrasinin nimetlerinden faydalanarak saltanat sürenler, on yıllardır demokrasinin üstünlüklerini, faziletlerini anlatanlar, nimetlerinden faydalandıkları demokrasinin şimdilerde ayrıcalıklarını ellerinden aldığını düşünerek demokrasiye sitem ediyorlar.

          Ülke aynı ülke. Demokrasi aynı demokrasi. Demokrasiden rahatsızlık duyanların sindirim sisteminde sorun vardır ve acilen doktora görünmeleri gerekir. Aksi taktirde sinirsel rahatsızlıklarla karşılaşma riskleri çok yüksektir.

                                                                                                         15.09.2010

                                                                                                     İSMAİL COŞKUN