Merkel sonrası Avrupa’da lider boşluğu…

.

  • GİRİŞ02.02.2021 11:32
  • GÜNCELLEME02.02.2021 11:34

Alman Hristiyan Demokrat Birliği’nin (CDU) yeni başkanı olan Armin Laschet’in Türkiye’ye ve Türklere karşı sağduyulu bir politikacı olması olumlu bir gelişme… Bakalım Merkel sonrası Avrupa nasıl olacak?..
 
 
Hâlihazırda dünyanın dördüncü büyük ekonomisi olan ve Avrupa’nın da tabii lideri pozisyonunda bulunan Almanya’da, bazı politik isimlerin özel bir yeri vardır… Mesela Almanya’nın ilk defa gerçek manada siyasi birliğini sağlayan ve 1871-1890 yılları arasında şansölyelik yapan, aynı zamanda Prens unvanlı Otto von Bismarck… (19 yıllık Şansölyelik rekoru henüz kırılamadı.) Keza II. Dünya Savaşı sonrasında Federal Almanya’nın yeniden kurulmasına öncülük eden, 1949’dan 1963’e kadar Şansölyelik yapan Konrad Adenauer… Daha 1919 yılında, Alman İmparatorluğunun birliği çerçevesinde; federal bir Almanya Cumhuriyeti kurulmasını teklif eden, 1933’te Köln Belediye Başkanı iken, Hitler'i karşılama törenine katılmayan ve gamalı haç taşıyan bayrağı indirten, bu yüzden de Köln’ü terk edip bir manastırda saklanmak mecburiyetine kalan Adenauer…  Ancak daha sonra Naziler tarafından tutuklanıp hapse girmekten kurtulamayan, bir hayli maceradan sonra 1950’den 1966’ya kadar CDU’nun başkanlığını da yürüten Adenauer… Ülkenin çok zor zamanlarında, dirayetli ve realist yönetimiyle, hâlâ daha hafızalarda yerini koruyan siyasetçidir. Hıristiyan Demokrat çizgide, 1982’den 1998’e kadar 16 yıl aralıksız Şansölyelik yapan Helmut Kohl, Bismarck’tan sonra en uzun süre bu görevi yürüten kişi olarak biliniyordu. 1990’larda, iki Almanya’nın birleşmesi politikalarının mimarı olan Kohl, hiçbir zaman Türkiye’ye ve Türkiye’nin Avrupa Birliğine üye olmasına müspet yaklaşmadı…
Angela Merkel, Modern Almanya’nın en genç ve ilk kadın Şansölyesi olarak 18 yıl görev yaptı. 2018 Aralık ayında CDU genel başkanlığından ayrılacağını ve dönem sonunda artık başbakanlık için de aday olmayacağını ilan etmişti. Helmut Kohl’ün 16 yıllık görev rekorunu elinden alan Merkel, eylül ayında yapılacak seçimlere kadar görevde kalırsa, Bismarck’ı da koltuğundan indirecek!.. Bayan Merkel, Helmut Kohl’e göre Türkiye’ye karşı daha objektif denilebilecek bir tutum sergiledi. Sosyal Demokrat Gerhard Schröder kadar olmasa da, Kohl’e göre daha ılımlı hareket etti. Merkel, iç politikada gayet başarılı bir yönetim sergilediği gibi, Avrupa Birliği içinde de liderlik koltuğunu hakkıyla doldurdu...
Merkel sonrası Avrupa Birliği’nin liderlik konusunda bir zaaf yaşayıp yaşamayacağını bekleyip göreceğiz. Hâlihazırda Avrupa’nın genel siyasi tablosu pek de olumlu bir görüntü vermiyor. Bazı ülkelerde uzun süreli yönetim krizleri devam ederken, son zamanlarda başta Fransa ve Hollanda olmak üzere, çeşitli ülkelerde devam eden sokak gösterileri ve bundan doğan şiddet olayları büyük endişe uyandırıyor. İngiltere’nin ayrılmasını hâlâ tam olarak çözemeyen Avrupa Birliği’nin, gelecekte başka ciddi problemlerle de yüz yüze gelmesi çok muhtemel. Bu atmosfer içinde, Merkel’in parti başkanlığı koltuğunu devralan Armin Laschet’in, Türkiye’ye ve Türklere karşı daha olumlu ve objektif tavır sergileyen bir kişi olması çok önemli. Öncelikli olarak Almanya’da yaşayan üç milyonu aşkın vatandaşımızın durumu ve genel olarak da Türkiye-Almanya ve Türkiye-AB ilişkilerinin müspet bir seyir izlemesi açısından pozitif bir dönem yaşanabilir. Öteden beri Türkiye-Almanya ilişkileri her devirde büyük önem arz etmiştir…
Evet, Angela Merkel özel yaşantısında da, sade bir hayat tarzıyla hep takdir topladı. Hatta bazıları bu kadar da sade bir hayat sürmesine karşı şaşkınlığını gizleyemedi. Netice olarak, Almanya’yı 18 yıl başarıyla yöneten bir politik şahsiyetten bahsediyoruz. Bu kimliğiyle Almanya tarihinin en önemli isimleri arasında yerini almış bulunuyor… Alman siyasetinde, sosyal demokrat kişiler arasında da temayüz eden isimler var şüphesiz. Mesela gençlik dönemindeki siyasi faaliyetlerinden dolayı Nazilerle başı derde giren, bu yüzden ülkeden bile kaçmak zorunda kalan ve ismini dahi değiştirmek mecburiyetiyle karşılaşan Willy Brandt… (Asıl adı Herbert Ernst Karl Frahm!) 1969-1974 yılları arasında Şansölyelik yaptı. Ekibinde çalışan bir kişinin karıştığı casusluk skandalı sebebiyle, istifa etmek zorunda kalmıştı. Buna rağmen 1976'da Sosyalist Enternasyonal’in başkanlığına getirildi ve Doğu-Batı ilişkilerinin gelişmesi için yürüttüğü gayretlerinden dolayı Nobel Ödülü verildi. 1964’ten 1987’ye kadar Sosyal Demokratların (SPD) başkanlığını da sürdürdü. Onun halefi olan Helmut Schmidt de 1974’ten 1982’ye kadar Şansölyelik yaptı. Şurası da enteresandır ki, Schmidt gençlik yıllarında, Hitler Gençliği Organizasyonu içinde grup lideri konumundaydı… Sosyal Demokrat çizgide iz bırakan bir diğer politikacı da, 1998’den 2005’e kadar Şansölyelik yapan Gerhard Schröder’dir. Onun döneminde Türkiye AB ilişkileri hayli olumlu bir seyir izledi... Dileyelim ki Armin Laschet de ona benzesin!

İsmail Kapan / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat