Virüsle imtihan ve normalleşme…

.

  • GİRİŞ20.02.2021 11:35
  • GÜNCELLEME20.02.2021 11:35


Herkesin cevabını merak ettiği soru şu; Ne zaman normalleşeceğiz? Evet, virüsle mücadelede yeni bir aşamaya geçilmesiyle birlikte, iller arasında farklı ve birbirinin tersi karar ve uygulamalara da hazır olmalıyız…
 
 
Artık 81 ilin ortak hedefi, ne yapıp edip mavi rengi yakalamak olacak… Çünkü mavi renk, salgın ortamında normalleşme sürecinin simgesi, bir başka ifadeyle virüsle imtihandaki ‘başarının’ sembolü. Daha önce yeterli sağlık ve temizlik standardını yakalamış plajlara verilen mavi bayrak gibi, bundan böyle illere de mavi renk imtiyazı verilecek veya verilemeyecek!.. Zira mavi renkle normalleşmeye yelken açıldığı gibi, tersine sarı; turuncu ve kırmızı renklerle daha sert ve kısıtlı bir uygulamaya mecbur kalmak da söz konusu. Şimdiye kadar bazı istisnalar dışında, kısıtlamalar genellikle ülke genelinde aynı şartlarda tatbik edildi. Ama artık öyle olmayacak. Mahalli karar alma düzeniyle birlikte, bakalım illerimiz yek diğerine kıyasla nasıl bir performans ortaya koyacak!.. Tam bir yıldır dünyayı cendereye sokan salgın hastalık, eğitimden ekonomiye; günlük yaşantının her safhasında ayrı bir problemle bizi baskılıyor. Normal zamanlarda, Türkiye’de istihdamın yüzde elli yedisini sağlayan hizmet sektörü, bu afetten en fazla zararı gördü. Yeme içme sektörü başta olmak üzere, bütün esnaf dört gözle işlerin bir nebze olsun açılmasını bekliyor. Herkes gayet iyi biliyor ki, normalleşme öyle hızla ve topyekûn biçimde olmayacak. Fakat hiç olmazsa kademeli geçişle normalleşmeye doğru adım atılabilsin...
Dünkü gazetemizde detaylı haberi okudunuz. Yeni kıstaslarda şehirler dört ayrı risk grubuna ayrılıyor. Risk değerlendirmeleri, öncelikle vaka sayısına ve daha sonra da aşı durumu ile ildeki sağlık altyapısına göre yapılacak. Özet olarak düşük, orta, yüksek ve çok yüksek risk durumu da; sırasıyla mavi, sarı, turuncu ve kırmızı renklerle tespit belirlenecek. Haftalık ortalama vaka sayısının nüfusa oranı, risk derecesinin ölçüsü olacak. Vaka sayısı nüfus itibarıyla, yüz binde 10’un altında kalırsa mavi, 11 ile 35 arasında olursa sarı, 36-100 aralığında seyrederse turuncu ve 100’ün üstüne çıkarsa da, o iller kırmızı kategoride uygulamalara sahne olacak. Bu durumda bazı illerde hafta sonu kısıtlamaları başta olmak üzere birtakım gevşemeler yaşanırken, kimi vilayetlerde de hiç temenni etmeyiz ama tersi yönde, daha katı uygulama mecburiyetleri doğabilir… Evet, mart ayı itibarıyla illerimiz arasında böylesine dramatik gelişmeler yaşanabilir.
Bugüne kadar farklı vilayetler, dönem dönem salgınla mücadelede zorlandı ve kimi hâllerde vaka sayıları çok arttı. Tabii beraberinde de maalesef can kayıpları geldi. Ancak il bazında alınan yeni ve daha sıkı tedbirlerle, belli süre içinde tablonun değişmesi de sağlandı. Hâlihazırda Doğu Karadeniz’de Samsun, Giresun, Trabzon ve Rize’de vaka sayısı yüksek risk grubunda devam ederken; Güneydoğu Bölgesi, başta Bingöl, Hakkâri, Şırnak olmak üzere düşük risk ölçeğinde görünüyor. İllerin risk durumu iki haftada bir kontrol edilecek ve gelişmelere göre tedbirler gevşetilecek yahut daha da sıkılaştırılacak. Ne kadar çabuk normalleşme istiyorsak, o derece dikkatli olmalıyız. Bu da korunma tedbirlerine azami derecede riayet gerektirir. Mesele bu kadar açık ve net!
Salgınla mücadelede mahallî karar uygulamasının getirilmesi şüphesiz isabetli. Böylelikle her vilayette en uygun kararın lokal ölçekte alınması imkânı doğdu. Dünya genelinde de zaten bu uygulama devam ediyor… Vaka sayısı, aşı durumu ve sağlık sisteminin kapasitesi ve işleyişine paralel olarak, en doğru kararların verilmesi mümkün olacak. Bu arada her il kendi durumunu daha yakından ve daha titiz biçimde takip edip, gerekli tedbirleri hızla devreye sokabilecek. Açıkçası bir ildeki gevşeklik veya tedbirsizliğin neticesinde, kötüleşen tablonun etkisi orayla sınırlı kalacak ve diğer vilayetleri aynı cendereye sokmayacak. Bu da önemli bir sonuç. Herkesin kendi evinin önünü temiz tutması gibi, her ilin kendi sınırları dâhilinde virüsle gerektiği gibi mücadele etmesi, bizi umumi hedefe daha çabuk ulaştırır. Bu virüsün henüz ilacı elimizde olmadığına ve aşının koruma gücü de sınırlı olduğuna göre, geriye en başından beri almamız gereken tedbirlere daha da sıkı sarılmak kalıyor. Varsın virüs mutasyona uğramaya devam etsin!..  Hâsılı, virüsle imtihanımızın başarılı geçmesi, tedbirlere riayetle doğru orantılı olacak.

Türkiye
 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat