“Zaferlerin Anası Malazgirt” ve o muhteşem ruh…

  • GİRİŞ27.08.2022 09:05
  • GÜNCELLEME27.08.2022 09:05


Anadolu’yu bize vatan kılan Malazgirt Zaferi’nin 951. yıl dönümünde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği mesajlar çok dikkat çekici. Tarih şuuru, milletlerin “beka ve temadisinde” ve yükselmesinde temel unsurdur.
 
 
“Malazgirt, milletimizle birlikte tüm İslâm dünyasının, Müslümanların da bir zaferidir. Malazgirt bu coğrafyada kazandığımız tüm zaferlerin ilk adımıdır, anasıdır, bereketli kaynağıdır…” İşte bu kavrayış çok önemli. Zira bu kavrayış, tarih şuurunun çarpıcı bir yansıması, yönlendirmesidir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dün Malazgirt Ovası’nda, Anadolu’yu bize vatan kılan o muhteşem zaferin 951’inci yıl dönümünde verdiği açık ve net mesajlar, dosta da düşmana da çok şeyler anlatıyor. Sayın Erdoğan, Malazgirt Zaferinin muhteşem ruhunu en doğru seçimle şairlerimizin dilinden aktardı. Zira böyle eşsiz destanların mahiyetini, ancak manzum dilde en güçlü şekilde aktarabilirsiniz… O sebeple Malazgirt Zaferinin yukarıda işaret edilen vasfını, Halide Nusret’in (Zorlutuna) şiiriyle özetledi: “Atlanmış, pusatlanmış erleri sanki yeldi / Nal sesleri bir zafer marşı gibi yükseldi / Şimşek şimşek hızlandı, zulmü, zulmeti deldi / Her savaşa benzemez bu bir kutsal savaştı / Ay parçası yiğitler Hak yolunda savaştı…” Cumhurbaşkanı konuşmasının en başında Malazgirt Savaşının İslâm Dünyası için taşıdığı stratejik ehemmiyete dikkat çekti. Zira “Bizans ve Selçuklu ordusu Malazgirt’te karşı karşıya geldiğinde, İslâm Dünyasının her yanında Sultan Alparslan’ın zaferi için dualar ediliyordu.” Unutmayalım ki, İslâmiyette dua ordusunun (Leşker-i dua) kıymeti çok yüksektir!..
Evet, Sultan Alparslan da, bu savaşın farkını zaten yaptığı halisane duada seslendiriyordu: “… Ey Allah’ım sana müvekkil oldum ve bu cihatla sana yaklaştım. Senin katında secdeye kapanıyor ve yalvarıyorum. Eğer samimiyetimi kabul ediyorsan, düşmanlara karşı bu cihatta bana yardım et ve beni muzaffer kıl.” Sayın Erdoğan’ın ifade ettiği gibi, “Niyet hayır, dua samimi, yürek pek, dilek sağlam olunca, akıbet yani zafer de bunları izliyor…” Ve işte merhum Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nun “Aylardan ağustos, günlerden cuma” diye başlayan şiirinde tasvir ettiği tablo tecessüm ediyor: “Yiğitler kan döker, bayrak solmaya / Başlar Anadolu vatan olmaya / Kızılelmaya hey Kızılelmaya / En güzel marşını vurmada mehter / Ya Allah… Bismillah… Allahü Ekber…”  Sultan Alparslan’ın 951 sene önce yaptığı gibi, dün Malazgirt Ovasında; yüz bin kişiyle birlikte kılınan cuma namazı, Türk milletinin yüzlerce yıl öteden bu tarafa, hangi ruhla medeniyetler inşa ettiğinin de resmidir…  Cumhurbaşkanı Malazgirt Zaferinin Türk tarihinde ne anlama geldiğini şöyle hülasa etti: “Malazgirt Zaferinden 3-4 yıl sonra kurulan Anadolu Selçuklu Devleti, 228 yıl sonra kurulan Osmanlı Devleti ve 852 yıl sonra kurulan Cumhuriyet hep bu zaferin meyveleri. Şayet Sultan Alparslan Anadolu kapılarını bir daha kapanmamak üzere bize açmamış olsaydı, bu coğrafyadaki küçük gruplar hâlinde süregelen varlığımızı daimî kılabilir miydik bilmiyorum? İşte bunun için Malazgirt’i unutmayacağız, unutturmayacağız. Daima gönül dünyamızda ve zihnimizde yaşatacağız.” Hakikaten bunu yapmak boynumuzun borcu.
Arif Nihat Asya tarihî seyri o kadar güzel anlatıyor ki… “Torunlarım dört yana kol kol gitsin / Malazgirt’ten İstanbul’a yol gitsin / Gelip sana çarpan gücü yavaştan/ Anlamazsa haritadan sil gitsin / Çekilirmiş gibi davran merkezde / İki yandan sağ yürüsün sol gitsin / Olsa da son saatin son dakikası / Senden aman dileyeni sal gitsin/ Şehitlerim Allah’a al al gitsin / Yaralıma su verene bal gitsin…” Şairlerimizin her biri kendi üslubuyla ve fakat hep aynı gerçeği haykırmış.  Sahi, “Yahya Kemal’in şiiri bin yıldır girdiğimiz her gazanın âdeta özetidir” diyor, Cumhurbaşkanımız. “Şu kopan fırtına Türk Ordusudur ya Rabbi / Senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi / Ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın / Galib et çünkü bu son ordusudur İslâm’ın.” Türk Ordusu dün hangi inanç ve azimle, tarihe altın harflerle geçen zaferlere imza attıysa, bugün de aynı ruh ve heyecanla sulh ve sükûn için savaşıyor. Erdoğan konuşmasında bir kere daha bu noktaya işaret etti: “Sınır ötesi harekâtlarımızın her birinde, dostlarımıza yardım için gittiğimiz her yerde bu şiirin ifade ettiği ruhla mücadelemizi yürüttük ve başarıya ulaştırdık…”
Yazıyı merhum Ömer Öztürkmen’in şiiriyle bitirelim: “Bir Cuma sabahı Allah’a karşı / Malazgirt’te elli dört bin er / Bestelediler en güzel marşı / Allahü Ekber… Allahü Ekber…”
TÜRKİYE GAZETESİ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat