Dünya Pakistan felaketine ilgisiz kalmamalı

  • GİRİŞ01.09.2022 08:24
  • GÜNCELLEME01.09.2022 08:24

Dost ve kardeş Pakistan, 230 milyonluk büyük nüfusuyla; devasa ekonomik ve siyasi krizler yanında, sık sık yıkıcı tabii afetlerle de yüz yüze geliyor. Son sel felaketi, en az 34 milyon kişiyi fena hâlde etkiledi!..

Ne yazık ki dost ve kardeş ülke Pakistan’ın başından sıkıntılar eksik olmuyor!..

Ülke bir taraftan sabah akşam siyasi buhranlarla boğuşurken, tarihindeki en büyük tabii afetlerinden birine maruz kaldı. Şiddetli muson yağmurları neticesinde meydana gelen sel ve su baskınlar, koca ülkenin tamamını etkisi altına aldı. Sind, Belucistan, Pencap ve Hayber Pahtunhva eyaletlerinde en verimli tarım arazileri ve ürünler su altında kalırken, en az 34 milyon kişi doğrudan ve şiddetli biçimde bu felaketten mutazarrır oldu.

En az, bin yüz yetmiş kişi öldü! 230 milyonluk büyük nüfusu ile zaten ciddi ekonomik sıkıntılar içinde olan Pakistan, bu son felaketle çok daha zor bir duruma düştü maalesef. Öyle ki, bu felaket sebebiyle, beş milyon kişinin 4 ila 12 hafta içinde salgın hastalıklara yakalanma tehlikesi çok yüksek. Gıda ve temiz içme suyu sıkıntısı had safhada…

Susuzluk bilhassa çocuklar için çok büyük risk ve bundan dolayı çok kişinin hayatını kaybetme ihtimali söz konusu. Başta mide ve bağırsak iltihabı olmak üzere, ishal, kolera, tifo gibi tehlikeli salgın hastalıklara karşı, acil olarak aşılanma ihtiyacı var. Ancak tifo, kolera ve diğer hastalıklar (sıtma vs.) için aşı temini hiç kolay değil. Vaziyet kısaca şu ki, Pakistan çok görülmemiş bir felaketle karşı karşıya ve bunun için dünyanın acilen bu ülkeye el uzatması gerekiyor.

Türkiye her zamanki gibi, en hızlı şekilde Pakistan’a yardım için harekete geçti…

Hava ve demir yoluyla yardım gönderme faaliyeti devam ediyor. Kızılay, kardeş ülkede yaraları sarmak için, derhal geniş bir yardım ve destek operasyonu başlattı. Ancak yıkım o kadar büyük ki, tek başına bir ülkenin yardım eli yetmez. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, bir video mesaj yayınlayarak, Pakistan’ın uğradığı felaketi özetledi ve acil yardım çağrısında bulundu. En az on milyar dolarlık maddi zarar-ziyanın meydana geldiği Pakistan’da, vaziyetin çok vahim olduğunu belirterek dünya devletlerinin gecikmeden el uzatmasını istedi.

Guterres özetle şunları söyledi: “Bu iklim felaketi, binden fazla insanı öldürdü ve çok daha fazlası da yaralandı. Milyonlarca insan evsiz kaldı. Okullar ve sağlık tesisleri yıkıldı. Geçim kaynakları paramparça oldu. Kritik altyapı yok oldu. İnsanların ümidi kırıldı… Mülteciler Yüksek Komiserliği görevimde, milyonlarca Afgan mülteciyi karşılayan ve koruyan ve çoğu durumda sınırlı kaynaklarını paylaşan Pakistan halkının muazzam bağışlayıcı ruhuna şahit oldum. Bu cömert inanların bu kadar acı çekmesi kalbimi kırıyor…”

Sel felaketine müdahaleyi desteklemek için, 160 milyon dolarlık bir fon kurulduğunu ifade eden BM Genel Sekreteri, bu fonun 5,2 milyon insanın gıda, su, sanitasyon, acil yardım, koruma ve sağlık ihtiyaçları için kullanılacağını belirtti ve dünyaya şöyle seslendi: “Bu devasa krize hızlı ve iş birliği içinde cevap vermek için birlikte çalışalım. Hepimiz dayanışma içinde adım atalım ve Pakistan halkını destekleyelim… Gezegenimizin iklim değişikliğiyle yok olmasına doğru uyurgezerliğe son verelim. Bugün Pakistan, yarın senin ülken!..” 

Genel Sekreter mesajında, Güney Asya’nın dünyanın küresel iklim krizi noktalarından biri olduğuna da dikkat çekerek, bu sıcak noktalarda yaşayan insanların, iklim etkilerinden ölme ihtimalinin on beş kat daha fazla olduğuna işaret etti.

Evet, görüldüğü üzere kardeş Pakistan çok büyük acılar içinde…

Televizyon ekranlarında, o sıcaklardan yüzü kavrulmuş insanların çaresizce bakışlarını gördükçe insan fena hâlde sarsılıyor…

Pakistan halkının Türkiye’ye karşı özel bir muhabbeti olduğunu hepimiz biliyoruz. Millî Mücadele yıllarında, Pakistan halkı henüz İngiliz esareti altında iken dahi, imkânlarını zorlayarak Türkiye’ye maddi yardımlarda bulunmuştur. Bununla ilgili çok duygulandırıcı hikâyeler var ve çoğumuz bunları ya okumuş ya da dinlemişizdir. Pakistan idarecileri de her zaman Türkiye’ye karşı çok hassas davranmıştır…

200’li yıllarda, yine bir tabii afet sonrası; dönemin devlet başkanı Perviz Müşerref, gelen yardımlar için teşekkür konuşmasını yapmak üzere, ABD tarafından kurulan gösterişli yardım çadırının önündeki ses düzeni platformuna doğru giderken, Türkiye’nin çadırını görüyor. Ve “Türkiye çadırı burada dururken, başka yerde konuşma yapmam” diyerek, ses düzenini oraya taşıtarak, konuşmasını bizim yardım çadırımızın önünde gerçekleştirmiştir. İşte Pakistan budur!
 

Not: Bu anekdotu, o yıllarda Kızılay Genel Başkanı olan Sayın Tekin Küçükali’den bizzat dinlemiştim.

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat