Kuzey Akım-1 ve 2 boru şebekelerine yapılan sabotajlarla, Avrupa’daki enerji krizi iyice tırmandırıldı… 

Önce Baltık üzerinden giden boru hattına, ardından da Polonya üzerinden Almanya’ya gaz taşıyan sisteme, apaçık şekilde saldırı yapıldı. Daha sonra da Rusya ile Batı Cenahı (Özellikle ABD) arasında karşılıklı suçlamalar cereyan etti. Ama olan boru hatlarına oldu. Avrupa’nın Rus gazını almaması için gerekli tezgâh, herhâlde böyle örtülü operasyonlarla kuruluyordu demek ki! Putin ise bunun üzerine, alternatif çözüm olarak, Türkiye üzerinden sağlanacak şebeke ile aynı pazara gaz verilebileceğini, dolayısıyla Türkiye’de yeni ve büyük bir gaz merkezi kurulabileceğini ilan etti. Hâlihazırda fikir planında bunun üzerinde çalışılıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu hususu birkaç kere teyit etti. Diğer taraftan, pandemi sebebiyle zaten büyük oranda aksamalara maruz kalmış olan gıda dağıtım ve tedarik zinciri, Rusya-Ukrayna savaşı dolayısıyla bir kat daha sıkıntıya girmişti. Karadeniz ve Boğazlar üzerinden âdeta bir nefes borusu açılarak, dünya ülkelerine milyonlarca ton tahılın ulaştırılması, bir nebze olsun ümit veriyordu… Tahıl koridoruna dair anlaşma sayesinde, Ukrayna, dört ayda 409 gemi ile toplamda 9,3 milyon ton buğday, mısır ve arpa ihraç etti. Bu anlaşmanın kasım ortalarında dört aylık bir süre için yeniden uzatılması bekleniyordu. Fakat buna zemin bırakmamak için, yine şüpheli ve gölgeli bir saldırı devreye sokuldu…

Üç gün önce Kırım’ın Sivastopol şehrindeki Karadeniz Rus Filosunun karargâhına, insansız hava ve deniz araçlarıyla bir saldırı yapıldı. Rusya tarafından yapılan açıklamaya göre gece sabaha karşı yapılan saldırıya 9 İHA ve 7 tane de insansız donanma aracı katıldı. Saldırıda en az bir tane Rus gemisi hasar aldı. Buna karşılık bütün İHA ve deniz araçları vuruldu. Asıl dikkat çekici nokta, Rusya’nın bu saldırı ve daha önceki doğalgaz boru hatlarına yapılan sabotajlar konusunda Ukrayna ile birlikte İngiltere’yi hedef alan suçlamada bulunması… Her ne kadar Rusya, burada müşahhas bir delil ortaya koymasa da bu suçlamayı yapması çok dikkat çekici. İngiltere Savunma Bakanlığı da; buna karşılık, Rusya’nın efsane boyutlarında sahte iddialar ortaya attığını söyledi.

Ama daha önce defalarca, bu ülke Ukrayna’ya etkili silah sistemleri gönderdiğini resmen açıkladığına göre, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” sözü icabı, olağan şüpheli durumunda!.. Şurası gayet açık ki, Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel bir çatışma olmaktan çıkıp, küresel boyutlara yayılması için gereken her şey yapılıyor. Bu noktada Ukrayna’nın iradesi başından beri ipotek altında. Batı’nın verdiği yetersiz silah desteği ile bu savaşı sonuna kadar götürmeyi hesaplıyorsa, Ukrayna fena hâlde açmaza düşebilir. Ve neticede, bugün kendisini savaşa zorlayan aktörler de yarın onu dımdızlak ortada bırakabilirler!

Rusya son saldırıyı bahane ederek, tahıl anlaşmasını askıya aldığını ilan etti. Şüphesiz tahıl koridorunun işlemeye devam etmesi en fazla Ukrayna yararına. Rusya başından beri bir noktaya itiraz ediyordu: Gönderilen tahıl, ihtiyaç sahibi ülkeler yerine zengin Avrupa devletlerine gidiyordu. Gerçekten 9,3 milyon tonluk miktarın yüzde 61’i Avrupa ülkelerine, yüzde 26’sı Asya’ya ve yüzde 13’ü de Afrika’ya gitmiş… Şimdi Rusya, yeni bir anlaşmaya vize vermek için, kendi tahıl ve gübresinin de aynı şekilde sevk edilmesini isteyecek. Zaten öteden beri bunu seslendiriyordu. Belli ki bu konuda, Avrupa ile yeni bir pazarlık kapısı açmak istiyor. Enerjiden sonra gıda konusunda da yeni bir sıkıntının baş göstermesi, dünyanın selameti açısından hiç iyi bir şey değil. Velakin mevcut şartlarda, gaz konusunda olduğu gibi, gıda meselesinde de Avrupa, Amerika’nın sözünden çıkmayı göze alabilecek bir görüntü vermiyor. Bakalım ne olacak?

Bütün olumsuzluklara rağmen, Türkiye en başından beri Ukrayna’da savaşın sona ermesi için çok büyük bir gayret gösteriyor. Şu ana kadar önemli sonuçlar da aldı. Ve bu dünya tarafından da takdir görüyor. Hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem Savunma Bakanı Hulûsi Akar, tahıl koridorunun açık tutulması için, gerekli çalışmaların yürütüleceğini açıkladı. Evet, bu koridorun kapanmasının hiç kimseye faydası yok. Tam aksine bütün dünya için son derece menfi bir durum. Yani tahıl koridorunun tıkanması, insanlık adına hiç istenmeyecek bir netice. Bir an evvel açılmasını temenni ederiz...

TÜRKİYE GAZETESİ