Elbette kendimizi savunma hakkımız var!..

.

  • GİRİŞ24.11.2022 08:42
  • GÜNCELLEME24.11.2022 08:42

Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki, terör yuvalarına yönelik hava operasyonu karşısında; önce mugalata yapan ABD yönetimi, daha sonra “Türkiye’nin kendisini savunma hakkı var…” demek zorunda kaldı.

 

Hangi devlet kendi topraklarına yönelen terör saldırısı karşısında sessiz kalabilir ki? Kırk seneyi aşkın zamandır, hem sınırlarının içinden hem de sınır ötesinden; ulusal güvenliğine yönelik terörist saldırılardan dolayı, maddi-manevi, Türkiye kadar büyük kayıplara maruz kalmış başka kaç ülke gösterilebilir? Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AK Parti Grup Toplantısında son dönemlerdeki terörist saldırılara dair, geniş bir değerlendirme yaptı. Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin ve Şırnak illerimize yönelik 764 havan, roket ve füze saldırısı sonucunda 32 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 261 vatandaşımız da yaralanmış… Geçen yedi yılda, sınırlarımız içindeki yerleşim yerlerinde meydana gelen terör eylemleri neticesinde 153 güvenlik görevlimiz şehit düşmüş, 173 vatandaşımız da hayatını kaybetmiş. Bu rakamlar Türkiye’nin kırk yılı aşan terörle mücadelesindeki son yedi yılın özeti. Etkili ve kararlı bir terör mücadelesi sonucunda, özellikle son yedi yılda yurt içindeki terörist eylemler bitiş noktasına gelmiş. 2015 yılında 26 eylem, 2016’da 44 eylem gerçekleşirken, bu rakam 2017’de 9’a düşmüş. Son yıllarda, iyice azalarak sayı ikiye, üçe kadar düşmüş. Bu dönem zarfında yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda etkisiz hâle getirilen terörist sayısı ise 13 bin beş yüzü bulmuş. Millî Savunma Bakanı Hulûsi Akar’ın yaptığı açıklamaya göre, son Pençe-Kılıç operasyonlarında 254 terörist etkisiz hâle getirilmiş.

Sadece bu rakamlar bile, Türkiye’nin maruz kaldığı tehlikenin ne denli büyük olduğunu yeterince ortaya koyuyor. Ama her fırsatta bölücü terör örgütünü arkalamaya çalışan sözde dost(!) bazı ülkeler, Türkiye’nin en haklı mücadelesine her yoldan köstek olmaya çalışıyorlar… Polonya topraklarına, üstelik Ukrayna’dan atılmış olan iki füze parçasının düşmesi üzerine, alarma geçen NATO, Türkiye’nin on yıllardır canhıraş şekilde mücadele ettiği terör belasına karşı hiç kılını kıpırdatmadı. Tam aksine, ülkemiz hava sahasının ciddi şekilde tehlike ve tehditlere maruz kaldığı bir dönemde, Patriot hava savunma sistemlerini sınırlarımızdan söküp götürdüler!.. Yetmiş seneden beri, NATO’da müttefik olduğumuz ülkelerin dostluk derecesi bu kıvamda! Üstüne üstlük, Gaziantep Karkamış’a, Kilis Öncüpınar’a atılan havan ve roketlere ses çıkarmayan aynı dost ve müttefikler, Türkiye’nin şüphesiz haklı olarak icra ettiği Pençe-Kılıç operasyonu karşısında hemen karın ağrısı yaşadılar. Bu ikiyüzlülük, bu samimiyetsizlik gerçekten kabul edilebilecek bir şey değil. Önce bir hayli mugalata yapan ABD yönetimi, ülkemizden yükselen tepkiler üzerine nihayet “TÜRKİYE’NİN KENDİSİNİ SAVUNMA HAKKI VARDIR…” açıklamasını yapmak zorunda kaldı. Pek tabii kendimizi savunma hakkımız vardır ve bunu nasıl yapacağımızı yine biz kendimiz belirleriz.

O yüzdendir ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan dünkü konuşmasında,“Sadece hava harekâtı ile değil, kara operasyonunu da uygun zamanda başlatıp, teröristlerin tepesine tepesine bineceğiz” dedi. Evet, mutlaka tepelerine binmeliyiz. Çünkü bu terör belasını artık kökünden nihai biçimde halledip asıl işlerimize dönmek durumundayız. Bunca yıl verdiğimiz mücadelenin tamamlanması ve uğradığımız kayıpların en kısa zamanda noktalanması lazım. Daha fazla uzamasına asla tahammülümüz yoktur. Elbette Sayın Erdoğan’ın dün ifade ettiği üzere; “Son zamanlarda ülke içi ve sınır bölgelerinde yoğunlaşan saldırılar, terör örgütünün ve onu üzerimize salanların, Türkiye’nin geleceğine yönelik hesapları ile yakından ilişkilidir…” Zira terör örgütünün ipini elinde tutanların karın ağrısı var!.. “Türkiye’nin kendi siyasi ve ekonomik kararlarını kendi menfaatlerine göre, bağımsız şekilde vermesinden rahatsızlar. Küresel krizleri fırsata dönüştürmemizden rahatsızlar. Bölgesel liderliğimizin güçlenmesinden rahatsızlar.” Vs. vs... Bu odaklar, İstanbul’da bomba patlatarak Türkiye’nin canını acıtacaklarını, sınır şehirlerimize yönelik füze ve havan saldırıları ile milletimizin cesaretini kıracaklarını zannediyor. Bunların hepsi beyhude ve sonuçsuz kalmaya mahkûm.

Türkiye’nin kırk küsur yıldır ortaya koyduğu irade ve kararlılık, nasıl ki bugüne kadar düşmanlarımızın hevesini kursaklarında bırakmışsa, bundan sonra da, daha güçlü şekilde bütün sinsi tezgâhları dağıtıp imha edecektir. Türkiye’nin kendisini savunma hakkı olduğunu ille de birilerinin söylemesine gerek yok. Her bağımsız ve egemen devletin kendi ulusal güvenliğini sağlama noktasında, meşru tedbirleri alma hakkı vardır ve bu tartışmasızdır… Fakat ne yazık ki, oldum olası çifte standartlı ve ikiyüzlü tavırlar içinde olan ülkeler, hiçbir etik değere sığmayan davranışlarından vazgeçmiyorlar ve zinhar utanmıyorlar!..

TÜRKİYE GAZETESİ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat