CHP için istikrar: Çöldeki kum tepeleri…
- GİRİŞ08.07.2022 08:18
- GÜNCELLEME08.07.2022 08:19
Patinajlı, gelgitli, savruk bir siyaset örneğinin en tecessüm etmiş hali, CHP’nin vitrinini temsil eden siyasi figürlerdir…
CHP’nin, dünyada yaşanan ciddi ekonomik sorunların, kendi iç dinamiklerimizle de harmanlanarak sebep olduğu ekonomik kırılganlıklar sebebiyle oluşan atmosferi kendi lehine çevirememesinin en büyük sebebi de işte bu siyaset biçimidir…
CHP’nin liderine ait her seçmenin, anında sayabileceği birkaç tane büyük U dönüşü vardır…
Dün başka bugün başka, akşam söylediğini sabah değiştiren ya da inkâr eden bir zihniyet, akşama ya da yarın sabaha nerede konumlanacağını rüzgârın belirlediği çöldeki kum tepelerinden farksız bir güvene layıktır zira…
1950’den beri tek başına iktidar yüzü görmemiş, iktidar ortaklığını da ancak imdadına çağırdığı vesayetin zorbalığıyla alabilmiş bir CHP’nin, kum tepeleri metaforu ile temsili bir abartı değildir…
-Birinin yüzü PKK’ya dönük- yedi başlı bir iktidar heveslisi masanın da benzer bir savruklukla ilerlediği çok aşikârdır; hep birlikte gülümsedikleri FETÖ artıklarını da unutmadan…
Kum tepelerinin, istikrarsız olsalar da ulaşılabilir bir gerçeği vardır; sadece rüzgârsız anına denk gelenler için…
Lakin altılı masayı adeta bir “serap” gibi görenlerin uğrayacakları sukut-i hayal çok daha derindir…
Ulaşacaklarını düşündükleri “istikrar” her adımda daha da uzaklaşacağı için…
“Dağ, fare doğuracak”serap yok olacak ve her şey tuzla buz olacak; bizde Allâh'ın izniyle, her akşamımızı esir alan bu bıktırıcı temcitten kurtulacağız yakında...
Karanlık dünün mimarları, aydınlık geleceği inşa etmekten bahsediyor ya birde utanmadan...
“Ah nisyan ile malul insan...” diyesi geliyor unutmayan/unutamayanların…
İstikrarsızlık üretenlerin sebep olduğu en acı şeylerden biride zihniyet odaklarını kaybetmiş olmalarıdır…
Ulaşmak istediği ve her iki ucundan da marjinal yapılar olan saha, masayı heteredoks (çok merkezli) bir karaktere evriltmiş durumda…
Bu sebeple muhalifler, konuşurken komünist manifestodan konuşup, yaşarken, talep ederken vahşi kapitalizmde yaşıyor görüntüsü içerisindeler...
Zira bu denli taleplerin gerçeklerle örtüşmediği başka bir "izm" de pek mümkün değil...
Aklıselim herkes sunulanların karmaşıklığını, vaatlerin sadece “masanın tercihleriyle ve iradesiyle sınırlı olmadığını” çok iyi görüyor...
Meseleye ait bütün değişkenleri laboratuvar koşullarında sabitler gibi masada sabitlemeye çalışan aktörler, gerçeklerden kopamayacaklarının farkında olmayabilirler mi?
Ki olmadıkları açık; Cumhurbaşkanının nasıl seçileceğini, parlamento çoğunluğu yakalanamazsa ne yapacakları konularını, “sıcak patates” olarak ellerinde tutamayacaklarını çok iyi gördükleri için hala sessizler…
En dar zamana bırakarak tartışılmasını engelleyip, bir oldu-bitti planladıkları kesin…
Çünkü meselenin buralarda düğümlendiğini onlar da görüyorlar…
Dünyada eşi benzeri olmayan, Anayasaya aykırı uçuk-kaçık modelleri bile konuşurken; “Yarabbi aklımıza mukayyet ol” demekten kendimi alamadığımı ifade etmek isterim…
Meclis çoğunluğu sağlanıp, kanun değişiklikleri yapılamaz ise “Cumhurbaşkanı yardımcılarından biri Başbakan gibi davranacakmış” mesela…
Düşüne biliyor musunuz üretebileceği kaosu; üstelik sadece görünen başları bile yedi olacak bir iktidarın…
Allah, bu ülkeye ve bu millete bu acınası tabloyu yaşatmasın…
DİRİLİŞ POSTASI
Yorumlar2