Her çağ kendi fırsatlarıyla ya da sorunlarıyla birlikte geliyor…

Fırsatlar ya da sorunlar her toplumsal kesimde aynı şekilde kendisini göstermiyor…

Özellikle ülkemizde siyasetin çok sıcak gelişen atmosferinde her şeyi çok fazla uçlarda yaşıyoruz…

Her şeyi çok fazlaca abartılı yansıtan hipomanik yaklaşımlara, yalancılığı temsil eden mitomani hatta ikiyüzlülük olan hipokrasi eşlik ediyor…

Aslında bahsettiğim kavramlara çok daha fazlasını eklemek de mümkün; lakin her eklemeyle birlikte acımızı ve üzüntümüzü artırmak istemem…

Zira bu kavramların her biri aslında psikolojinin -tedavi edilmesi gerekir- dediği haslık türlerine de tekabül ediyor…

Modern çağın insana sunduğu hayat biçiminin ürettiği ne çok hastalıkla birlikte yaşıyoruz; bedensel ya da ruhsal…

Burada asıl sorun artık ciddi psikolojik yardım alınması gereken hallerin, hayatın normali gibi algılanması ve bu hastalıklı hallerden, sağlıklı bir sonucun beklenmesidir…

Sosyal medyanın daha da alevlendirdiği bu hastalıklı haller, farkında olmadan insanlığı büyük bir felakete, hatta birçoğunu çıldırmışlığa sürüklüyor…

Özelikle arkasında kimin olduğu belli olmayan troll hesapların ürettiği hipomanik dil, farkında olmadan önce sosyal medyadaki “gerçek” hesapların sonra da “gerçek” hayatın içine sızıyor…

Bu troll hesapların aldığı etkileşim, yazılan yorumlar çoğu zaman gerçek hesaplardan daha fazla…

Toplumları manipüle etmek için çabalayan bu sahte hesapların arkasında kimlerin olduğu meçhul haldeyken bu ilgiyi görüyor olmaları, ciddi olarak irdelenmeyi hak ediyor…

Aynı hesaplar gündeme göre anında kabuk değiştirerek topluma yalan ve ikiyüzlü tavırlarla paylaşımlar sunuyorlar…

Duruma göre bir anda doktor, öğretmen, ormancı, öğrenci olabilen bu hesaplar adeta standardize edilmiş içeriklerle ve belirli bir haberdarlıkla harekete geçiyor…

Bu hesapların tahribat gücü ve sayısı ne yazık ki hiç bilinemeyecek…

ZiraElonMask’ı anlaşmadan vazgeçirecek kadar büyük olduğu kesin görünüyor…

Siyasetin dilinin bu hastalıklı yaklaşımlara kaptırılmaması gerekiyor; çok fazla mesafe aldıkları gerçeğini de unutmadan ifade edeyim…

Her şeyi uçlarda yaşayan, anlık zevkleri önceleyen, bir anda parlayıp sonra hızlıca sönen hisleriyle arzı-ı endam eden çağ seçmenini hastalıklı bilgilenme ağından kurtarmak, geleceğimiz adına oldukça önemlidir…

“Kuzu”larımızı kapmak üzere bekleyen “kurt”ların farkında olmak zorundayız…

Bunun için yeterince dinginve uyanık mıyız?

Özellikle her şeyi uçlarda sunun, makulünü kaybetmiş muhalefeti etkisi altına almış bu hastalıklı dilin…