Berke Vardar, dilin dokunulmaz olduğu, ama bozulmaz olmadığını ifade ediyor…

Son dönemlerde bütün hakikatlerimiz, ‘görüneni aynı ama, görüneni ifade eden dilleri çok farklı’ bir çürütme operasyonu ile karşı karşıya…

Herkes için görünen şey, 2023 seçimleri ve o çerçevede konuşulanlardan ibaret…

Lakin bazıları iktidarı elde edebilmek uğruna insafını ve ölçüsünü kaybetmiş, sınırsız bir yalan diliyle ifade ediyor seçimle ilgili olanları…  

Yine aynı çerçevede vaatler de uçuk ve hayatın olağan akışından kopuk, dünya gerçeklerine kapalı ve ülke kapasitesinden bihaber olarak savrulup duruyor seçmenin üzerine…

Hatta bazı partiler, seçmeni adeta bir “dilenci” pozisyonuna iterek onların sadece maddi beklentiler içerisinde olduğu vehmiyle hareket ediyorlar…

Tıpkı Binbir Gece Masalları’ındaki Bağdatlı Prens Barmecide’nin boş tabaklarla dilenciye verdiği o hayalî ziyafeti hatırlatan hâlleriyle…

Hiçbir sorumluluğu olmayan, sırtında yumurta küfesi taşımayan liderler boş tabaklarındakini sayınca, gerçekten de seçmeni bir an için sağlam hülyalara daldırıyor olabilir…

Fakat kısa süre sonra bu hülyadan uyanan biri, hayatın ve ülkenin gerçeklerini de çok iyi görecektir…

Seçmene sanki hiç çalışmadan, üretmeden ve neye ihtiyaçları varsa onu vererek, hiçbir düşmanı da olmayan ülkelerinde de saraylarda yaşatacak ve herkesi aynı ücretlerle eşitleyeceklermiş gibi konuşup duruyorlar…

Allah aşkına bu masal ülkesi dünyanın neresinde var?

Varsa eğer bizde hiç durmayalım ve onlara eşlik edelim…

“Hayatın bir mücadele” olduğu gerçeğini bize anlatan herkes yanıldıysa eğer, onlardan da hesap soralım; bize bunca çile çektirdikleri için…

“Tecrübe aktarımında bu kadar da yanılma olur mu?” diyelim onlara…

Bu “boş tabaklarda ziyafet” hayali kurduranlara çok kandık değil mi?

“İki anahtar”ı olacaktı hepimizin; en bilinen örneği ile…

Eğer bunca savurma haklı ise, neden birileri muhayyel iktidarları için bunu yaparken, iktidarı halihazırda elinde bulunduranlar yapamıyor diye iyi düşünmek lazım?

Öyle ya, birileri için iktidara gitmek adına “her şey mübah değil” demek oluyor bu…

Gerisi akıllara ve vicdanlara dairdir…

DİRİLİŞ POSTASI