Yalanlarla simbiyotik ilişki…

  • GİRİŞ30.12.2022 08:16
  • GÜNCELLEME30.12.2022 08:16

Ne yazık ki tarihin her döneminde sade insanlar ya da hayatın herhangi bir kademesinde yer alan birileri, çıkarları için yalanla simbiyotik/besleyici bir ilişki kurmuşlardır…

Bu, -ne yazık ki- bugün de gelişen iletişim imkânlarıyla doğru orantılı bir şekilde artmaktadır…

Öyle ki, yalanlar sosyal medyanın da sunduğu avantajlarla artık komiklik derecesinde sınırlarını zorluyorlar…

İktidarı -kendi hezeyanlarını görmezden gelerek- suçlayan muhalefetin, devasa projeleri bile inkâr mertebesine gelmiştir…

Bütün gerçeklere rağmen çalışan, emek veren binlerce insanı da töhmet altında bırakan büyük ve insafsız bir yalancılık her geçen gün vites yükselterek devam ediyor…

Bölge insanının gözleri önünde cereyan eden, dünya basınının da iştirakiyle gerçekleşen tanıtım ve açılış töreni faaliyetlerini bile gölgede bırakmayı amaçlayan, izahı ve rezervi çok muğlak bir yalancılık var ortada…

Görüntü çağında, görünenin neyi gösterdiği artık gittikçe önemini kaybederken, bu tür yalancılıkların ilişki kurduğu yapıları çok iyi tanımak gerekiyor…

Sadece görüntüyle ilgilenenler, arkadaki gerçeğe bigâne kalınca görüntü, kötü niyetlilerin elinde bir istismar aracına dönüşüyor…

Gerçekten bağımsız, istedikleri fotoğrafı ekrana vererek kitleleri kendi fotoğraflarına inandırmaya çalışıyorlar ve bunda da başarısız olduklarını söyleyemeyiz…

Mesela, “TOGG’un bir fabrikasının olmadığı” yalanına ne de çok inanalar oldu değil mi?

Hem de güya “koca koca(!)” gazeteciler, siyasetçilerdi bunlar…

Hakeza Karadeniz gazı…

Orada da “gaz yok, iktidar yalan söylüyor” diyebildiler; inanması güç hatta imkânsız olsa da…

Farkında mısınız?

Koca koca gerçeklerimizi yutmaya çalışan ve artık ciddi güvenlik sorunu hâlini alan bir yalancılık var…

Bu yalancılık, hafife alınacak gibi değil zira…

SİHA’ları, füzeleri, gemileri ve dahi iktidarın yaptığı ne varsa onu yutmak için inanılmaz bir iştahı olan yalancılık bu…

Akademisyeniyle, gazetecisi ve siyasetçisiyle, STK’sıyla çok da organize ve yalanla simbiyotik bir süreçten bahsediyorum…

“Politik miyopluk”la malul kafaların kabulde zorlanmadığı bu büyük yalancılığın hedefinde olan her şeyi korumak, hakikat erlerinin işidir…

Yalan artık, mücadele edilmesi gereken en önemli düşmandır; yalancıyı da kurtarmak adına…

Yalan, kimden gelirse gelsin kötüdür ve lanetlenmesi gerekir…

Bütün kötülüklerin anası olan bu günah, en başta tuzu tehdit etmektedir…

Eğer tuzu koruyamaz isek onunla koruduklarımızı da koruyamayacağız demektir…

Müslüman bir toplumda yalanın bir sosyal medya illüzyonuyla bu denli yayılması pek çok sebeple de çok acıdır…

Hakikat, elden gitmeden kurtarılmayı bekliyor…

2023’teki oyunu almak için bütün entrikalarını ve süslerini takınmış bu yalancılığa kanmak ya da kanmamak akıl ve mukayese işi…

Yâ Rabbi, bu sınırlarını kaybetmiş ve çocuklarımızın geleceğini, gerçeğini yutmaya azmetmiş yalancılığın mumunu tez vakitte söndür ve kendi zindanına hapset…

Âmin!

DİRİLİŞ POSTASI

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat