Nüfus, Enflasyon, İstanbul…

  • GİRİŞ02.05.2025 09:55
  • GÜNCELLEME04.05.2025 09:14

Değerli Okurlarım!

Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır 3 çocuk vurgusu yapıyor, öyle değil mi? Söylemekten adeta dilinde tüy bitti. Yıllardır belirli bir kesimin anlamak istemediği mesele şu: Sadece Erdoğan söylediği için değil, ama nüfus, gerçekten ama gerçekten bu milletin beka meselesi!

Geçtiğimiz günlerde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da bir açıklama yaptı ve doğurganlık oranının 1,51’e kadar gerilediğini söyledi.
Bu ne demek?

Maalesef, Türkiye artık nüfusunu yenileyemiyor demek.

Zaten 2,1’in altı kritik sınır olarak tanımlanmakta. Evet, biz ülke olarak o sınırın altına inmiş bulunmaktayız.

Allah göstermesin,  bu gidiş durdurulmazsa birkaç on yıla kalmaz, genç işgücünü mumla arar hâle geleceğiz. Çalıştırmak için başka milletlere ihtiyaç duyacağız.

Dilimiz, kültürümüz, bu topraklardaki varlığımız için sağlıklı ve dengeli nüfus artışını sağlamak, o kadar önemli ki!

Ama atladığımız bir nokta var.

O da nüfusun, daha doğrusu dengesiz bir nüfus dağılımının hayat pahalılığı ve yaşam standartlarına olan etkisi!

İSTANBUL: 16 MİLYONLUK TÜKETİM DEVİ

İstanbul...

Türkiye'nin gözbebeği, ekonomimizin kalbi.

Nüfusun %18,5’i bu şehirde yaşıyor. 85 milyonluk ülkenin yaklaşık 16 milyonu burada.
Bu nüfus üretimde, ancak özellikle tüketimde bu şehri adeta bir canavara dönüştürmüş durumda.

Rakamlara bir göz atalım:

  • İstanbul, 2023 itibarıyla Türkiye GSYH’sinin %30’unu tek başına üretmiş.
  • İstanbul, konut fiyat endeksinde son 5 yılda %1000’e yakın artışla zirvede.
  • İTO verilerine göre Mart 2025’te İstanbul’daki tüketici fiyat endeksindeki artış %46,23.
  • Oysa TÜİK'in Mart ayı enflasyon verisine göre, Türkiye genelinde enflasyon oranı %38 civarında.

İTO Nisan ayı enflasyon verisini dün açıkladı, %47,21.  Türkiye geneli Nisan ayı enflasyon oranları da Pazartesi açıklanacak.

Yani görüldüğü üzere, enflasyon verilerinde İstanbul ile Türkiye’nin kalanı arasında makas oldukça açık.

Nasıl olmasın ki?

Nüfus çok, kafeler ve restoranlar dolup taşıyor, fiyatlar uçuyor.

Nüfus çok konut az, ev fiyatları uçuyor.

Araba çok, otopark az, otopark ücretleri uçuyor.

Tüketim ve tüketici sayısı öyle fazla ki, üretim talebe yetişemiyor. Hal böyle olunca fiyatlar da durmuyor.

Yani İstanbul, bu tüketimiyle Türkiye enflasyonunun lokomotifi olmuş vaziyette.

NÜFUS: GÜCÜMÜZ, GELECEĞİMİZ

Bir milletin asırlar boyu kendi topraklarında dimdik ayakta kalmasının sırrı, güçlü aile yapısında ve dinamik nüfusundadır.

Cumhurbaşkanımız, yıllardır ısrarla 3 çocuk çağrısı yapıyor. Boşuna değil. Her fırsatta dile getiriyor çünkü mesele sadece nüfus değil, bu milletin istikbali.

Ama şu gerçeği unutmamak gerekiyor: Nüfus dağılımının dengeli olması gerekiyor ve maalesef geldiğimiz noktada, bu gerekliliğin çok uzağındayız!

Bugün nüfusun büyük çoğunluğu şehirlerde yaşıyor. İstanbul başta olmak üzere birkaç metropole yığılmış durumdayız. Anadolu’nun bazı şehirleri ise sessizliğe gömülmüş durumda. Köylerde lambalar bir bir sönüyor.

Türkiye'de nüfusun %93,4'ü il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken, belde ve köylerde yaşayanların oranı %6,6'ya gerilemiş durumda. Geçen yıl köy ve beldelerde yaşayan nüfus 315 bin azalmış.

Rakamlar ortada.

Demek istediğim şu:

Nüfus artarken, bu artışın ülke geneline dengeli bir şekilde dağılması lâzım. Zira nüfus yoğunluğunun çarpıklaşması, ekonomik refah seviyesine, yaşam kalitesine doğrudan etki etmekte.

Cumhurbaşkanımızın yıllardır yaptığı çağrı çok anlamlı.

Ancak bu çağrıya; yerel yönetimler, ekonomi yönetimi ve sosyal politikalarla birlikte topyekûn bir stratejiyle karşılık vermek lâzım!

TEŞVİKLER ÖNEMLİ!

Türkiye, uzun yıllardır bölgesel teşvik sistemini uygulamakta. Ancak mevcut teşvikler daha çok işverenleri, yani şirketleri merkeze alıyor. Evet, sigorta prim destekleri gibi uygulamalar var. Fakat bu uygulamalar nüfus hareketlerini yönlendirecek kadar yeterli değil!

Oysa yapılması gereken belli: Teşviklerin ağırlık merkezi bireylere, yani çalışanlara kaydırılmalı. İnsanlara şöyle bir tablo sunulmalı:

“Büyük şehirde değil de başka bir şehirde çalışırsan daha fazla maaş alırsın. Ulaşım daha rahat, trafik derdi yok. Kira düşük, hayat daha sakin.”

Kimse kolay kolay İstanbul gibi bir güzelliği bırakmaz. Eğitim burada, sağlığa erişim burada, kültür-sanat burada.

Ama yaşam koşulları başka şehirlerde belirgin şekilde iyileşirse, tercihler tersine dönebilir. Bu tercihleri yapacak olan vatandaşlara öngörülebilir, karşılaştırılabilir bir tablo sunulması lâzım.

Son Söz: Yeni Bir Denge Şart

Değerli okurlarım,

Türkiye’nin geleceği için güçlü bir nüfus yapısı şart. Ama bu sadece rakamsal bir artış meselesi değil. Planlı, dengeli, yönlendirilmiş bir nüfus artışı gerekli. Nüfusun Anadolu’ya dağılması sağlanmadan ne İstanbul rahatlar, ne de Türkiye uzun vadede huzur bulur.
Bu yüzden devletin, hükümetin, yerel aktörlerin eli taşın altına girmeli.
Çünkü nüfus gerçekten bir beka meselesidir.

Bir de enflasyon var tabii.

Dengeli bir nüfus dağılımının enflasyona da kalıcı bir pozitif etki yapacağı muhakkak.
Rakamlar ortada!

İsmail Vefa AK - Haber7

Twitter: @Ismail_Vefa_AK

Yorumlar72

  • Mühendis 2 ay önce Şikayet Et
    Sorun tamamen özel sektör şartları. Önceden tek kişi çalışır aileye kolayca bakardı. Fakat kapitalist sistem tek kişiye vereceği parayı artık iki kişiye verdiği için kadın mecbur çalışmak zorunda kalıyor. Kadın çalışmazsa zaten evlenemez. Evlendikten sonra çalışmazsa da bu sefer aç kalırlar. Ayrıca haftada 60 saat çalışıp robotlaşan bir bireyde çocuk yapma motivasyonu zaten olmaz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • tora bora 2 ay önce Şikayet Et
    kadınlar iş hayatının bir kısmından çekilmeli,bu gidişle hiç çocuk yapmayacaklar,bir kesim var kim oldukları aşikar aileyi yıkmak için bir yerlerini yırttırıyorlar,hükümetin radikal kararlar alması lazım
    Cevapla
  • Çiftçiler 2 ay önce Şikayet Et
    Gençler geçinemekten korkuyor birde altın fiyatları ev kiraları beyaz eşya daha bir sürü şey yani pahalılık devletimizin gençlere baya bir destek vermesi lazım ya değilse işimiz çok zor
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Türk 2 ay önce Şikayet Et
    Doğu Türkistan dan türk getirin, bizim karı koca maaşlı çalışanlar 1 çocuk yapıyor. Bence en güzel çözüm bu
    Cevapla
  • Hakan 2 ay önce Şikayet Et
    Çalışan annelere ve anne adaylarına ücret kesilmeden yarım zamanlı çalışma imkanı getirilirse bu iş çözülür. Aksi taktirde kesinlikle başka çözümü yok. Küçük altın için kimse çocuk yapmaz. İnsanlar çocuğa vakit ayıramadığı için çocuk yapmıyor.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat