Nüfus, Enflasyon, İstanbul…

  • GİRİŞ02.05.2025 09:55
  • GÜNCELLEME02.05.2025 09:55

Değerli Okurlarım!

Cumhurbaşkanı Erdoğan yıllardır 3 çocuk vurgusu yapıyor, öyle değil mi? Söylemekten adeta dilinde tüy bitti. Yıllardır belirli bir kesimin anlamak istemediği mesele şu: Sadece Erdoğan söylediği için değil, ama nüfus, gerçekten ama gerçekten bu milletin beka meselesi!

Geçtiğimiz günlerde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş da bir açıklama yaptı ve doğurganlık oranının 1,51’e kadar gerilediğini söyledi.
Bu ne demek?

Maalesef, Türkiye artık nüfusunu yenileyemiyor demek.

Zaten 2,1’in altı kritik sınır olarak tanımlanmakta. Evet, biz ülke olarak o sınırın altına inmiş bulunmaktayız.

Allah göstermesin,  bu gidiş durdurulmazsa birkaç on yıla kalmaz, genç işgücünü mumla arar hâle geleceğiz. Çalıştırmak için başka milletlere ihtiyaç duyacağız.

Dilimiz, kültürümüz, bu topraklardaki varlığımız için sağlıklı ve dengeli nüfus artışını sağlamak, o kadar önemli ki!

Ama atladığımız bir nokta var.

O da nüfusun, daha doğrusu dengesiz bir nüfus dağılımının hayat pahalılığı ve yaşam standartlarına olan etkisi!

İSTANBUL: 16 MİLYONLUK TÜKETİM DEVİ

İstanbul...

Türkiye'nin gözbebeği, ekonomimizin kalbi.

Nüfusun %18,5’i bu şehirde yaşıyor. 85 milyonluk ülkenin yaklaşık 16 milyonu burada.
Bu nüfus üretimde, ancak özellikle tüketimde bu şehri adeta bir canavara dönüştürmüş durumda.

Rakamlara bir göz atalım:

  • İstanbul, 2023 itibarıyla Türkiye GSYH’sinin %30’unu tek başına üretmiş.
  • İstanbul, konut fiyat endeksinde son 5 yılda %1000’e yakın artışla zirvede.
  • İTO verilerine göre Mart 2025’te İstanbul’daki tüketici fiyat endeksindeki artış %46,23.
  • Oysa TÜİK'in Mart ayı enflasyon verisine göre, Türkiye genelinde enflasyon oranı %38 civarında.

İTO Nisan ayı enflasyon verisini dün açıkladı, %47,21.  Türkiye geneli Nisan ayı enflasyon oranları da Pazartesi açıklanacak.

Yani görüldüğü üzere, enflasyon verilerinde İstanbul ile Türkiye’nin kalanı arasında makas oldukça açık.

Nasıl olmasın ki?

Nüfus çok, kafeler ve restoranlar dolup taşıyor, fiyatlar uçuyor.

Nüfus çok konut az, ev fiyatları uçuyor.

Araba çok, otopark az, otopark ücretleri uçuyor.

Tüketim ve tüketici sayısı öyle fazla ki, üretim talebe yetişemiyor. Hal böyle olunca fiyatlar da durmuyor.

Yani İstanbul, bu tüketimiyle Türkiye enflasyonunun lokomotifi olmuş vaziyette.

NÜFUS: GÜCÜMÜZ, GELECEĞİMİZ

Bir milletin asırlar boyu kendi topraklarında dimdik ayakta kalmasının sırrı, güçlü aile yapısında ve dinamik nüfusundadır.

Cumhurbaşkanımız, yıllardır ısrarla 3 çocuk çağrısı yapıyor. Boşuna değil. Her fırsatta dile getiriyor çünkü mesele sadece nüfus değil, bu milletin istikbali.

Ama şu gerçeği unutmamak gerekiyor: Nüfus dağılımının dengeli olması gerekiyor ve maalesef geldiğimiz noktada, bu gerekliliğin çok uzağındayız!

Bugün nüfusun büyük çoğunluğu şehirlerde yaşıyor. İstanbul başta olmak üzere birkaç metropole yığılmış durumdayız. Anadolu’nun bazı şehirleri ise sessizliğe gömülmüş durumda. Köylerde lambalar bir bir sönüyor.

Türkiye'de nüfusun %93,4'ü il ve ilçe merkezlerinde ikamet ederken, belde ve köylerde yaşayanların oranı %6,6'ya gerilemiş durumda. Geçen yıl köy ve beldelerde yaşayan nüfus 315 bin azalmış.

Rakamlar ortada.

Demek istediğim şu:

Nüfus artarken, bu artışın ülke geneline dengeli bir şekilde dağılması lâzım. Zira nüfus yoğunluğunun çarpıklaşması, ekonomik refah seviyesine, yaşam kalitesine doğrudan etki etmekte.

Cumhurbaşkanımızın yıllardır yaptığı çağrı çok anlamlı.

Ancak bu çağrıya; yerel yönetimler, ekonomi yönetimi ve sosyal politikalarla birlikte topyekûn bir stratejiyle karşılık vermek lâzım!

TEŞVİKLER ÖNEMLİ!

Türkiye, uzun yıllardır bölgesel teşvik sistemini uygulamakta. Ancak mevcut teşvikler daha çok işverenleri, yani şirketleri merkeze alıyor. Evet, sigorta prim destekleri gibi uygulamalar var. Fakat bu uygulamalar nüfus hareketlerini yönlendirecek kadar yeterli değil!

Oysa yapılması gereken belli: Teşviklerin ağırlık merkezi bireylere, yani çalışanlara kaydırılmalı. İnsanlara şöyle bir tablo sunulmalı:

“Büyük şehirde değil de başka bir şehirde çalışırsan daha fazla maaş alırsın. Ulaşım daha rahat, trafik derdi yok. Kira düşük, hayat daha sakin.”

Kimse kolay kolay İstanbul gibi bir güzelliği bırakmaz. Eğitim burada, sağlığa erişim burada, kültür-sanat burada.

Ama yaşam koşulları başka şehirlerde belirgin şekilde iyileşirse, tercihler tersine dönebilir. Bu tercihleri yapacak olan vatandaşlara öngörülebilir, karşılaştırılabilir bir tablo sunulması lâzım.

Son Söz: Yeni Bir Denge Şart

Değerli okurlarım,

Türkiye’nin geleceği için güçlü bir nüfus yapısı şart. Ama bu sadece rakamsal bir artış meselesi değil. Planlı, dengeli, yönlendirilmiş bir nüfus artışı gerekli. Nüfusun Anadolu’ya dağılması sağlanmadan ne İstanbul rahatlar, ne de Türkiye uzun vadede huzur bulur.
Bu yüzden devletin, hükümetin, yerel aktörlerin eli taşın altına girmeli.
Çünkü nüfus gerçekten bir beka meselesidir.

Bir de enflasyon var tabii.

Dengeli bir nüfus dağılımının enflasyona da kalıcı bir pozitif etki yapacağı muhakkak.
Rakamlar ortada!

İsmail Vefa AK - Haber7

Twitter: @Ismail_Vefa_AK

Yorumlar69

  • Türk 9 dakika önce Şikayet Et
    Doğu Türkistan dan türk getirin, bizim karı koca maaşlı çalışanlar 1 çocuk yapıyor. Bence en güzel çözüm bu
    Cevapla
  • Hakan 21 dakika önce Şikayet Et
    Çalışan annelere ve anne adaylarına ücret kesilmeden yarım zamanlı çalışma imkanı getirilirse bu iş çözülür. Aksi taktirde kesinlikle başka çözümü yok. Küçük altın için kimse çocuk yapmaz. İnsanlar çocuğa vakit ayıramadığı için çocuk yapmıyor.
    Cevapla
  • öneri2 23 dakika önce Şikayet Et
    Öğretmen memur fazlası var belediyeler istihdam arpalığı. Şu anda türkiyede çalışan kesimin finanse edebileceğinden daha çok kamu çalışanı var. Vergilerimiz köpek beslemeye harcanıyor. Belediyeler vergilerimizi çarçur ediyor ahlaksız belediyeciler zimmetine geçiriyor. Üniversite mezunu kaç gencin evde işsiz oturduğunu biliyor musunuz? Bunlar gözönüne alınarak nüfus planlaması yapılmalı.
    Cevapla
  • öneri 29 dakika önce Şikayet Et
    %8 işsizlik var. 50 yaşında işsiz kalan iş bulmakta zorlanıyor. Zenginler neden çok çocuk yapmıyor? tekstil işi otomasyona geçti hatta inşaat işi otomasyona geçiyor. Orduyu robotlar insansız araçlar destekliyor. Tarım ve hayvancılık otomasyonları var. Bunları gözönüne alarak nüfus planlaması yapılması lazım.
    Cevapla
  • Captain GOKCEHAN. 1 saat önce Şikayet Et
    Sevgili Vefa bey kardesim. Her zamanki gibi cok dogru ve ozverili bir calisma sonucu urettiginiz bir yorum. Emekleriniz icin cok tesekkur ederim.Sevgili Vefa bey kardesim. Her zamanki gibi cok dogru ve ozverili calisma sonucu urettiginiz bir yorum. Emekleriniz icin cok tesekkur ederim.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat