Üst düzey Türk heyetinin geçenlerde Libya’ya gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Ankara ile Trablus arasında petrol ve hidrokarbon rezervleriyle ilgili mutabakat muhtırası imzalanıp Türkiye’nin Libya münhasır ekonomik bölgesinde (MEB) petrol ve doğalgaz aramasının önü açılınca Yunan hükûmetinin etekleri bir kez daha tutuştu.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias panik hâlinde soluğu Kahire’de aldı.

Mısırlı mevkidaşı Sami Şükri’yle görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında anlaşmanın “bölgesel istikrar için tehdit” olduğunu ileri süren Dendias, Abdülhamit ed-Dibeybe başkanlığındaki hükûmetin “görev süresi dolduğu için” herhangi bir uluslararası anlaşma veya mutabakat zaptı imzalama yetkisi olmadığını iddia etti.

Libya’da hâlihazırda iki hükûmet var.

Biri uluslararası toplum tarafından Libya halkının meşru temsilcisi kabul edilen Ed-Dibeybe hükûmeti diğeri Halife Hafter - Akile Salih ikilisinin desteğiyle kurulan ve Mısır’dan başka hiçbir ülkenin yüz vermediği korsan Fethi Başağa hükûmeti.

Abdülhamit ed-Dibeybe, geçen yıl şubat ayında Birleşmiş Milletler (BM) öncülüğünde İsviçre’de toplanan Libya Siyasi Diyalog Forumu’nda Libya'nın farklı kesimlerini ve coğrafi bölgelerini temsil eden 74 üyenin katıldığı oylama sonucunda başbakan, Muhammed El-Menfi de Başkanlık Konseyi Başkanı seçildi.

Dört listenin yarıştığı seçimde Akile Salih - Fethi Başağa ikilisi ise seçimi kaybetti.

O gün seçimi kaybedenler ve destekçileri şimdi çıkmış Ed-Dibeybe hükûmetinin görev süresinin sona erdiğini ve dolayısıyla meşruiyetini kaybettiğini, kurdukları “meşruiyeti kendinden menkul” paralel hükûmetin Libya halkının temsilcisi olduğunu iddia ediyorlar.

Ed-Dibeybe başkanlığındaki hükûmet, seçimlere kadar ülkeyi yönetmek üzere kuruldu ve aralık ayında seçim yapılabilseydi görevi yeni hükûmete devredecekti.

Fakat seçim yapılamadı ve dolayısıyla da görev süresi sona ermedi.

Uluslararası topluma göre Libya’da şu an öncelik yeni bir hükûmetin kurulması değil, seçimlerin bir an evvel yapılması.

Ed-Dibeybe hükûmetinin görev süresinin sona erdiğini iddia eden Akile Salih, kendi görev süresinin çoktan sona erdiğinden hiç bahsetmiyor.

Başında olduğu Temsilciler Meclisi’nin Haziran 2014’te katılımın sadece yüzde 18 olduğu ve güvenlik sebebiyle birçok yerde oylama yapılamayan seçimlerle oluştuğuna değinmiyor.

Filistin’de görev süresi 9 Ocak 2009’da sona eren Mahmud Abbas, başkanlık seçimleri yapılamadığı için görevine devam ediyor.

Ed-Dibeybe’ye “Aralık 2021’de görevin sona erdi” diyen Mısır ve Yunanistan, Abbas’a “Ocak 2009’da görevin sona erdi” demiyor.

Böyle bir çifte standart ve ikiyüzlülükle karşı karşıyayız.

Kısacası Yunanistan ve Mısır’ın, Akile Salih ve Fethi Başağa’nın iddialarının hiçbir tutarlı yanı yok.

Libya Ulusal Birlik Hükûmeti Sözcüsü Muhammed Hammude’nin de işaret ettiği gibi, Libya’yı kimin temsil edeceğine Atina ya da Kahire değil Libya halkı karar verir.

Uluslararası toplum Libya’da istikrar istediği için Mısır’ın ve Yunanistan’ın itirazlarının ne önemi var ne de etkisi.

Mısır’ın Libya’dan Yunanistan lehine Doğu Akdeniz’deki haklarından vazgeçmesini istemesi ise, en hafif ifadeyle söylemek gerekirse, yüzsüzlükten başka bir şey değil.

DİRİLİŞ POSTASI