Coşkusuz uzlaşı anlaşması

  • GİRİŞ19.10.2022 08:25
  • GÜNCELLEME19.10.2022 08:25

Filistinli grupların bir süredir Cezayir’in arabuluculuğunda yürüttükleri diyalog görüşmeleri geçenlerde imzalanan yeni bir uzlaşı anlaşmasıyla taçlandırıldı.

Dışişleri Bakanlığı, Filistinli gruplar arasında gerçekleştirilen ulusal uzlaşı konferansının olumlu sonuçlanmasından memnuniyet duyulduğunu ve Cezayir'in sürece katkılarının takdirle karşılandığını ifade etti.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ise anlaşmayı “Filistin halkının bölünmüşlüğünü sona erdirme ve ulusal birliğin yeniden sağlanması yolunda önemli bir adım” olarak niteledi.

Hamas’ın Cezayir Temsilcisi Muhammed Osman’ın anlaşmayla ilgili Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamalarda da yine anlaşmanın “ne kadar önemli” olduğunun anlatılmaya çalışıldığını gördük.

Filistinliler arasında birlik ve bütünlüğün sağlanması, Filistin halkının haklı davasını destekleyen herkesi elbette memnun eder.

Bu stratejik amacın gerçekleşmesi için harcanan her türlü çaba takdire şayandır.

Ancak Cezayir’de imzalanan anlaşmanın pratikte pek bir şey değiştirmeyeceğini ve Filistin halkının bu tür anlaşmalara güvenini kaybettiğini, dolayısıyla yeni uzlaşı anlaşmasının en ufak bir coşkuya dahi yol açmadığını görmek gerekiyor.

Çünkü daha önce benzer birçok anlaşmaya imza atıldığı hâlde hiçbirinden sonuç alınamadı.

Sebebi de gayet basit.

Mahmud Abbas ve çevresindeki ekip Filistin’de yönetimin -işgal altında da olsa- kendilerinin kontrolünde kalmasını istiyor.

Onların bu düşünceleri İsrail’in ve en büyük destekçisi Amerika’nın işine geliyor.

Muhammed Osman, Türkiye ile Mısır, Katar ve diğer bazı Arap ülkelerinin bu bildirinin imzalanmasına destek verdiklerini, bu ülkelerin de Cezayir ile birlikte bildirinin uygulanmasında önemli rol oynayacaklarını belirterek Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) bünyesine dahil olacaklarını söylemiş.

FKÖ’nün Filistin davasının “tek meşru mercii” olduğuna ve örgütün uzun zamandır Filistin davasındaki rolünün zayıfladığına dikkat çekmiş.

Hamas ve İslami Cihad, yıllardır FKÖ çatısı altına girmek istiyor fakat örgütü “babalarının çiftliği” gibi kullanan Fetih liderleri buna bir türlü yanaşmıyor.

Her iki hareketin FKÖ bünyesine dahil olması konusu daha önceki uzlaşı anlaşmalarında da gündeme geldi ama gerçekleşmedi.

Yine gerçekleşmeyecek.

Hamas ve İslami Cihad FKÖ çatısı altına girerse Abbas ve çetesi “Filistin davasının tek meşru mercii” olarak nitelenen örgütü keyfine göre kullanamaz.

Anlaşmada iki hareketin FKÖ’ye dahil olacağının yazması bir şey ifade etmez.

Çünkü Fetih liderleri bu maddenin uygulanması için yine “FKÖ’nün geçmişte imzaladığı anlaşmaların kabulü” şartını ileri sürecekler.

Bu şartın kabulü “İsrail’in resmen tanınması” ve Filistin topraklarının büyük bir bölümü üzerinde “işgalin meşruiyetinin kabul edilmesi” anlamına geliyor.

Dolayısıyla Hamas ve İslami Cihad’ın FKÖ çatısı altına girmek için söz konusu şartı kabul etmeleri mümkün değil.

Olmaz ya, her iki direniş örgütü Fetih’in bu şartını kabul etseler bile Abbas ve çetesi onların FKÖ bünyesine dahil olmalarını önlemek için başka bir bahane bulacaktır.

İsrail dışında herhangi bir ülkenin Fetih liderlerini uzlaşıya zorlama gücü olmadığı için boş yere ümitlenmeye hiç gerek yok.

DİRİLİŞ POSTASI

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat