İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs’te neredeyse her gün yeni bir direniş eylemi gerçekleştiriliyor. İşgal güçleriyle Filistinliler arasında silahlı çatışmalar ve adı konulmamış bir intifada yaşanıyor.

Eylemler ve çatışmalar daha çok Kudüs, Cenin ve Nablus’ta yoğunlaşırken şehit haberi gelmeyen gün kalmadı.

İsrail ordusunun yıkıcı saldırıları ve savaşlarla yorgun düşen Gazze Şeridi’nde ise sükûnet hâkim.

Filistinli direniş grupları Gazze’nin intifadaya doğrudan dâhil olması hâlinde Batı Şeria ve Kudüs’teki eylemlerle bunalan işgalcilerin intikam amacıyla tüm öfkelerini Gazze Şeridi sakinleri üzerine boşaltmaya kalkışacaklarının farkındalar ve buna fırsat vermek istemiyorlar.

Mahmud Abbas başkanlığındaki Filistin Yönetimi’yle yürüttüğü güvenlik koordinasyonu sayesinde Batı Şeria’da direnişin kökünü büyük ölçüde kuruttuğunu zanneden İsrail, son günlerde yaşananlar karşısında hayli şaşkın.

İşgal ordusu eski genelkurmay başkanlarından Gadi Eizenkot, geçenlerde yaptığı açıklamada, Batı Şeria’nın şu an 2005’teki El-Aksa İntifadası’ndan bu yana en tehlikeli durumda olduğunu söyledi.

Eizenkot’un da dikkat çektiği gibi, geçmişte bıçaklama ve otomobille çarpma şeklinde gerçekleştirilen eylemler daha çok görülürken şimdi İsrail askerlerine, polislerine ve Yahudi yerleşimcilere ateş açma eylemleri ağırlıkta.

İşgal güçleri Filistin Yönetimi’nin yardımıyla Batı Şeria’da Hamas’ı etkisiz hâle getirdiğini düşünürken karşısında “Aslan Yuvası” adlı yeni bir direniş grubu beliriverdi.

Eylemleriyle işgal güçlerini korkutan ve yeni nesil direnişçilerden oluşan grup Nablus kent merkezindeki Eski Belde semtinde doğdu.

Pusuya düşürdüğü işgal güçlerine ve İsrail askerlerinin görev yaptığı kontrol noktalarına ateş açma eylemleriyle dikkat çeken gruba halkın sempatisi de her geçen gün büyüyor.

İşgal güçleri Filistin Yönetimi’nden grubu bir an önce etkisiz hâle getirmesini istedi.

Fakat Abbas’a bağlı güvenlik güçleri - birçok kişiyi gözaltına almasına rağmen - henüz İsrail’in arzusunu yerine getirebilmiş değil.

Filistin Yönetimi’nin bir yandan Batı Şeria’da sükûneti sağlamak için İsrail’den kendisine zaman tanımasını talep ettiği ve diğer yandan da “Aslan Yuvası” grubu üyesi gençlere direnişi bırakıp güvenlik güçlerinde görev almayı teklif ettiği söyleniyor.

Adını daha çok duymaya başlayacağımız grubu direnişten vazgeçirme konusunda Abbas’ın sopasının da havucunun da işe yaramayacağı kesin.

İşgal güçleri, Nablus kentini ve çevresindeki beldeleri yaklaşık iki haftadır kuşatma altında tutuyor.

Arap Parlamentosu, cuma günü Birleşmiş Milletler’e (BM) seslenerek Nablus’a uygulanan haksız ablukanın kaldırılmasını sağlamak üzere harekete geçmeye davet etti ve kent sakinlerinin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen ablukanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti.

Nablus’un Eski Belde semtinde dün sabah erken saatlerde yol kenarına bırakılan bomba yüklü motosikletin patlaması sonucu “Aslan Yuvası” komutanlarından Tamir el-Keylani hayatını kaybetti.

İsrail’in sorumlu tutulduğu saldırının Filistinlilerden destek almadan gerçekleştirilmesi neredeyse imkânsız.

Filistin halkının güvenlik koordinasyonuna bir kurban daha verdiğini söylemek yanlış olmaz.

DİRİLİŞ POSTASI