Washington-Riyad krizi mi?

  • GİRİŞ07.11.2022 08:40
  • GÜNCELLEME07.11.2022 08:40

ABD Başkanı Joe Biden’ın petrol üretimini artırarak petrol fiyatlarını düşürmesi talebinin Suudi Arabistan tarafından reddedilmesi, Washington ve Riyad arasında gerilime yol açtı.

Biden, OPEC+ grubunun günlük petrol üretimini kasım ayından itibaren iki milyon varil azaltma kararının ardından Suudi Arabistan ile ilişkileri gözden geçireceğini açıkladı.

Washington’dan gelen bu açıklamaya cevap veren Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan, Suudi Arabistan’ın ABD ile stratejik ilişkilere sahip olduğunu fakat petrol üretimini kısma kararının “ekonomik” olduğunu söyledi.

Riyad’ın tavrı bazıları tarafından “Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Amerika’ya kafa tutması” ve “Suudi Arabistan’ın Rusya’ya yaklaşması” şeklinde yorumlandı.

Fakat bu tür abartılı yorumlar gerçeği tam olarak yansıtmıyor.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanının da dikkat çektiği gibi, Washington ve Riyad arasındaki ilişkiler kurulduğu günden bu yana “stratejik” ve “kurumsal”.

Riyad’ın Moskova’ya yaklaştığı yorumu da doğru değil.

Nitekim Suudi Arabistan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda Rusya’nın Ukrayna bölgelerini yasa dışı ilhakının kınanması yönünde oy kullandı ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman iddiaların asılsız olduğunu göstermek için Rusya’yla savaş halinde olan Ukrayna’ya 400 milyon dolar yardım sözü verdi.

Dolayısıyla Washington ve Riyad arasındaki mevcut gerilimi farklı bir bakış açısıyla okumak gerekiyor.

İki ülke arasındaki ilişkileri yakından takip edenlere göre öncelikle krizin adı yanlış konuluyor.

Yani bu bir “ABD-Suudi Arabistan krizi” değil, Demokratlar ile Veliaht Prens Muhammed bin Selman arasında yaşanan “geçici bir gerginlik”.

“Beyaz Saray’da Biden değil de Trump oturuyor olsaydı, Suudi Arabistan yine aynı tavrı gösterir miydi?” sorusuna genelde “Hayır” cevabı veriliyor ve Muhammed bin Selman’ın petrol fiyatlarının düşmesini önleyerek ABD’deki ara seçimler öncesi Cumhuriyetçilere destek olduğu söyleniyor.

Suudi Arabistan yönetiminin Demokratlardan pek hoşlanmadığı ve Cumhuriyetçi bir başkanı tercih ettiği sır değil.

Bu arada, Ağustos 2005 - Ocak 2007 arasında Washington’da büyükelçi olarak bulunan eski Suudi Arabistan İstihbaratı Başkanı Prens Türki el-Faysal, ABD ve Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin 1973’teki petrol krizi gibi çözülebileceğini söyledi.

Türki el-Faysal, Arap-Amerikan İlişkileri Ulusal Konseyi’nin (NCUSAR) Washington’da düzenlediği konferansta yaptığı konuşmada, Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Birliği’nin (OAPEC) Arap-İsrail Savaşı’nda ABD’nin İsrail ordusuna destek vermesine misilleme olarak Ekim 1973’te ilan ettiği petrol ambargosunu hatırlattı.

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissenger’ın gece yarısı gelen tehdit niteliğindeki mesajını uyumaya hazırlanan babası Kral Faysal’a ilettiğini ancak ambargonun birkaç ay daha devam ettiğini ve ABD’nin baskısıyla İsrail’in Sina Yarımadası’ndan ve Golan Tepeleri’nden çekildiğini söyledi.

Petrol ambargosuyla Suudi Arabistan’ın Washington’a istediğini yaptırdığını ima eden fakat Riyad’ın bu kez krizin çözülmesi için ne talep ettiğini açıklamayan El-Faysal, 1973’teki petrol krizinin babası Kral Faysal’ın hayatına mal olduğunu unutmuş olamaz.

Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat