Türkiye ve Mısır arasındaki ilişkileri normalleştirme görüşmeleri istenilen sonucu vermemiş, süreç bir noktaya gelip tıkanmıştı.

Daha ileriye gidilmesi için Erdoğan’ın Abdülfettah es-Sisi’yle görüşmesi gerekiyordu.

O görüşme, Katar’daki Dünya Kupası açılış töreni sırasında gerçekleşti.

Erdoğan’ın koşullar uygun olması hâlinde Beşşar el-Esed’le görüşebileceğini açıklamasının ardından bu köşede yayınlanan “Erdoğan Sisi’yle görüşmeli mi?” başlıklı yazımda konuyla ilgili iki farklı görüş olduğuna işaret etmiştim.

Özetle tekrarlamak gerekirse, bir kesim Cumhurbaşkanı’nın asla Mısır cuntası lideriyle görüşmemesi gerektiğini söylüyordu ve diğerleri ise Erdoğan’ın Hertzog, Muhammed bin Zayid ve Muhammed bin Selman’la görüştüğüne göre Abdülfettah es-Sisi’yle de görüşebileceğini savunuyordu.

Doha’daki tokalaşma Ankara’nın ikinci görüşü daha makul bulduğunu gösteriyor.

Ayaküstü yapılan görüşmenin tesadüfen gerçekleştiği ve çok fazla anlam yüklenmemesi gerektiği şeklindeki yorumlar doğru değil.

Erdoğan’ın bilgisi ve onayı olmadan Katar Emiri Temim bin Hamed emrivaki yaparak böyle bir sahnenin ortaya çıkmasını sağlayamaz.

Doha’daki görüşme hiç şüphesiz Cumhurbaşkanı’nın Abdülfettah es-Sisi’yi muhatap almaya karar vermesinden sonra üzerinde çalışılmış, baştan sona planlanmış ve iki tarafın da yeşil ışık yaktığı bir adımdır.

Devamı da gelecektir.

Nitekim Mısır Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada Erdoğan ve Abdülfettah es-Sisi’nin Katar’daki el sıkışmasının “ikili ilişkileri geliştirmenin başlangıcı” olacağı ifade edildi.

Erdoğan da dönüş yolunda Mısır Cumhurbaşkanıyla yaptığı görüşmeyle ilgili değerlendirmesinde, “Temennim odur ki, önce bakanlarımızla başlayan bir süreci, daha sonra inşallah üst düzey görüşmelerle iyi bir noktaya taşıyalım istiyoruz” dedi. 

Ankara-Kahire ilişkilerinin hızla normalleşmesi için atılabilecek başka adımlar da var.

Borç yükü tepeden yuvarlanan kartopu misali büyüyen Mısır, boğucu bir ekonomik krizin pençesinde kıvranıyor.

Abdülfettah es-Sisi’nin bugünlerde en çok ihtiyacı olan şey para.

Erdoğan iş adamlarıyla birlikte Mısır’a çıkarma yapabilir ya da Mısır Cumhurbaşkanı ülkesindeki iş adamlarıyla birlikte Türkiye’ye davet edilebilir.

Mısır’a yönelik dikkate değer bir “yardım ve yatırım paketi” ilişkilerin restorasyon sürecine mutlaka ivme kazandıracaktır.

Ankara-Kahire ilişkilerinin normalleşmesiyle Türkiye ve Mısır’ın Akdeniz’de deniz sınırı anlaşması imzalamasının önünde herhangi bir engel kalmayacak.

Abdülfettah es-Sisi, Mısır’ın da yararına olan anlaşmayı imzalaması için üzerinde daha çok baskı hissedecek.

Dolayısıyla, Katar’dan dünyaya servis edilen tokalaşma görüntüsünün en çok Yunanistan’ı endişelendirdiğini söyleyebiliriz.

Mısır cuntası liderinin eli kanlı bir katil olduğunda şüphe yok.

İki günde bir İdlib’deki kampları bombalayan ve çocukları katleden Putin de öyle.

ABD Başkanı’nın elinde ne kadar çok masum insan kanı olduğunu hatırlatmaya gerek yok.

Türkiye’nin millî çıkarları ve Türk halkının refahı için kendi duygularını ve iç dünyasını bir yana bırakıp devlet adamı sorumluluğuyla hareket eden, muhalefetin eleştiri konusu yapıp yapmayacağına bakmadan atılması gereken adımları atan Erdoğan’ı takdir etmek gerek.

DİRİLİŞ POSTASI