Mescid-i Aksa ve ramazan

  • GİRİŞ21.02.2024 08:14
  • GÜNCELLEME21.02.2024 08:14

Mescid-i Aksa’yı yıkıp enkazı üzerinde Süleyman Mabedi’ni inşa etme hayalleri kuran işgalciler, bu planlarını hayata geçirebilmek için uzun süredir aşamalı bir plan uyguluyor.

İslam dünyasını alıştırma amacıyla hedeflerine doğru kontrollü bir şekilde ilerleyen işgalcilerin ilk amacı Mescid-i Aksa’yı -El-Halil’deki İbrahim El-Halil Camisi gibi- Müslümanlar ve Yahudiler arasında ikiye bölmek.

Likud Partisi Milletvekili Amit Halevi’nin Knesset’e sunmak için hazırladığı, Müslümanlara sadece Kıble Mescidi’ni bırakarak Mescid-i Aksa’nın yüzde 70’ini Yahudilere tahsis eden yasa tasarısına gazetemiz Diriliş Postası geçen yıl dikkati çekmişti.

Mescid-i Aksa’yı ilk aşamada ikiye bölmeyi planlayan İsrail, amacına ulaşacak zemini hazırlamak için çeşitli yollara başvuruyor.

Bunlardan biri Yahudi yerleşimcileri işgal güçleri himayesinde ve kalabalık gruplar hâlinde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye teşvik etmek ve diğeri de Filistinlilerin Mescid-i Aksa’ya girmelerine kısıtlama getirmek.

İşgalciler kısıtlamalar için de yine farklı taktikler uyguluyorlar.

Kudüs’ün önde gelen isimleri ile kadın ve erkek aktivistlere çeşitli sürelerde Mescid-i Aksa’dan uzaklaştırma cezaları vermek, Mescid-i Aksa’nın kapılarında kimlik kontrolü yapıp çıkışta geri verilmek üzere kimliklere el koymak, Mescid-i Aksa’ya girişlere yaş sınırlaması getirmek, Batı Şeria’dan ve 1948’de işgal edilen Filistin topraklarının çeşitli bölgelerinden Mescid-i Aksa’ya gitmek isteyenlerin Kudüs’e ulaşmalarını engellemek o taktiklerden bazıları.

İşgal güçleri bazı günlerde ve saatlerde de Mescid-i Aksa’nın kapılarını Müslümanlara tamamen kapatıyor.

İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir geçenlerde Filistinlilerin ramazan ayında Mescid-i Aksa’ya girişlerinin tamamen yasaklanması çağrısında bulundu ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun da yasaklama yerine kısıtlama getirilmesine onay verdiği aktarıldı.

Mescid-i Aksa ramazan ayında ve özellikle itikâfa girilen son on gününde çok kalabalık olur.

Geçmişte İsrail hükûmeti herhangi bir gerginlik ve çatışma yaşanmaması için o günlerde Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya girmelerine izin vermiyordu.

Ancak son yıllarda Yahudi yerleşimciler ramazan ayında ve son on gününde de Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemeye başladılar.

Söz konusu baskınlar sırasında işgal güçlerinin şiddete başvurmasıyla Mescid-i Aksa görevlilerinden ve cemaatinden çok sayıda kişi yaralandı ve gözaltına alındı.

Müslümanların ilk kıblesinde ve en kutsal mekânlarından birinde Müslüman kanı döküldü.

Yahudilerin antik Pers İmparatorluğu döneminde “yok edilmekten” kurtulmalarını kutladıkları Purim Bayramı bu yıl ramazan ayının ortalarına denk geliyor.

Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya düzenledikleri baskınlara katılım Yahudi bayram günlerinde daha yoğun oluyor.

Dolayısıyla işgal güçlerinin Mescid-i Aksa’yı yine savaş alanına çevirmesi kuvvetle muhtemel.

Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri’nin ısrarla vurguladığı gibi Mescid-i Aksa sadece Müslümanlara ait.

İsrail’in ibadet özgürlüğüne aykırı kısıtlama kararları uluslararası hukuka göre de yok hükmünde.

Fakat İsrail ne uluslararası hukuka uyuyor ne de İslam ülkelerinden gelen “şiddetli kınamalara” kulak veriyor.

Diriliş Postası

Yorumlar1

  • Kaan 2 ay önce Şikayet Et
    Ellerinize sağlık
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat