ABD Başkanı Donald Trump’ın Körfez turunun ilk ayağı Suudi Arabistan’da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara’yla bir araya gelmesi ve sonrasında yaptığı açıklamalar önemli mesajlar içeriyor.

Trump’ın eş-Şara ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmeye Cumhurbaşkanı Erdoğan da telekonferans yoluyla katıldı.

Medyaya yansıyan fotoğraf karelerinde üç liderin Erdoğan’ı pürdikkat dinledikleri görüldü.

Trump, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımları kaldırmaya karar verdiğini açıklarken bu kararı Erdoğan’ın ve Muhammed bin Selman’ın talebi üzerine aldığını söyledi.

Erdoğan’ın Riyad’daki görüşmeye telekonferans yoluyla da olsa katılmasını Trump’ın istediği aşikâr.

ABD Başkanı’yla ilk kez bir araya gelen Ahmed eş-Şara’nın böyle bir talepte bulunacak konumda olmadığı ortada.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi de tüm övgüyü kendisi almak yerine bir başkasıyla paylaşmak istemez.

Bir kez daha anlaşıldı ki Trump, Türkiye’nin Suriye’deki rolünü “vazgeçilmez” olarak görüyor.

ABD Başkanı daha önce de Suriye’de Baas rejiminin devrilmesini Erdoğan’ın başarısı olarak niteleyen açıklamalarda bulunmuştu.

Trump’ın Suudi Arabistan’da verdiği mesajları en iyi anlayan İsrail oldu.

İsrail medyasında ABD Başkanı’nın Türkiye’yi tercih ettiği ve Suriye’ye uygulanan yaptırımların kaldırılmaması için çaba sarf eden Netanyahu’nun başarısız olduğu yorumları yapıldı.

Uluslararası toplum Suriye’nin istikrara kavuşmasını istiyor.

Riyad’daki görüşme ve Trump’ın açıklamaları, İsrail başta olmak üzere Suriye’yi karıştırmak isteyenlere bu mesajı net bir şekilde verdi.

Suriye’nin istikrarı ve yeniden imarı için de Türkiye’ye ve Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkelerine güveniliyor.

Türkiye’nin rolü daha çok Suriye’nin güvenliğinin sağlanması ve toprak bütünlüğünün korunmasıyla ilgili.

Ankara ayrıca engin devlet tecrübesiyle Suriye’de her alanda devletin yeniden inşası sürecine yardımcı olacak.

Gücünü sahip olduğu petrol ve doğal gaz zenginliğinden alan Körfez ülkelerinden ise Suriye’nin yeniden imarı için “kesenin ağzını açmaları” bekleniyor.

Suudi Arabistan dâhil Körfez ülkelerinin Suriye’de Türkiye’nin bugüne kadar oynadığı ve bundan sonra oynayacağı rolü üstlenme gücü ve imkânı yok.

Riyad’daki görüşmenin devamında Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın ABD’li ve Suriyeli mevkidaşlarıyla Antalya’da gerçekleştirdiği üçlü toplantı da Türkiye’nin rolünün esas olduğuna işaret ediyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, istikrarlı bir Suriye’nin son yılların en büyük gelişmelerinden biri olduğunu belirterek Türkiye gibi bölgesel ortaklarının olmasının iyi bir haber olduğunu söyledi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre Trump, Ahmed eş-Şara’dan ABD’nin DEAŞ ile mücadelesine yardımcı olmasını ve örgüt üyelerinin tutulduğu Kuzeydoğu Suriye’deki hapishanelerin sorumluluğunu üstlenmesini istedi.

Bu açıklama PKK/YPG/SDG’nin Suriye’deki rolünün bitmesi anlamına geliyor.

Terör örgütü bugüne kadar DEAŞ ile mücadele bahanesiyle destekleniyordu.

O bahane şimdi tümüyle ortadan kalkıyor.

DEAŞ üyelerinin tutulduğu hapishanelerin sorumluluğunu yakında Şam üstlenecek.

Türkiye’nin girişimiyle Suriye ve komşuları tarafından kurulan beşli mekanizma da bu konuda Şam’a destek verecek.

İsmail Yaşa / Diriliş Postası