Sırada Türkiye mi var?

  • GİRİŞ16.06.2025 10:13
  • GÜNCELLEME16.06.2025 10:13

Türkiye’deki “İran lobisi” yıllardır “İran düşerse Türkiye de düşer” diye propaganda yapar ve Türklerin ne pahasına olursa olsun İran’ı desteklemeleri gerektiğini öne sürer.

İsrail’in cuma günü erken saatlerde İran’a düzenlediği hava saldırılarının ardından aynı slogan yeniden dolaşıma girdi.

Arap sokağında, İran diz çökerse bir sonraki hedefin Türkiye olacağını ve İsrail’in bölgede “orantısız güç” haline geleceğini düşünenlerin sayısı hayli fazla.

İran’a düzenlenen saldırıyı “Türkiye’ye verilen sinsi bir mesaj” olarak niteleyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye göre de nihai hedef Türkiye.

İsrail’in Erdoğan liderliğindeki Türkiye’yi düşman olarak gördüğü ve büyüyüp nüfuzunun artmasından korktuğu kesin.

Netanyahu’nun Osmanlı Devleti’yle ilgili açıklamaları ve Tel Aviv’in Washington’dan Türkiye’nin Suriye’de üs kurmasına izin vermemesini istemesi bu düşmanlığın ve korkunun yansıması.

Ancak Türkiye, İran kendisini en güçlü hissettiği ve imparatorluk hayalleri kurduğu dönemde dahi İsrail’in hedefindeydi.

Demografisini değiştirme yoluyla Halep’i Şiileştirerek Türkiye’yi kuşatma planları yapan ve bölücü terör örgütü PKK’ya destek verdiği en yetkili isimler tarafından defalarca açıklanan, Azerbaycan’a karşı Ermenistan’ın yanında yer alan ve Türkiye’yi Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerine bağlayacak Zengezur Koridoru’nun açılmasına ölümüne karşı çıkan İran’ın da bize yönelik politikasının dostça olduğu söylenemez.

İsrail’den çok Müslüman kanı döken İran’ı istemeyerek de olsa savunmak zorundaymışız gibi bir algıya kapılmak doğru değil.

Türkiye’nin İsrail ile hesabı ayrı ve ona göre hazırlığını yapar.

Ayrıca yıllardır “İsrail’i haritadan silme” tehditleri savuran İran’ın içine düştüğü durumdan alınması gereken dersler var.

İsrail’in saldırıları İran’da tahminlerin ötesinde bir güvenlik ve istihbarat zafiyeti olduğunu gösterdi.

İsrail uçakları İran hava sahasında neredeyse hiçbir engellemeyle karşılaşmadan uçuyor.

İran ordusu balistik füzelerle misillemede bulunurken ve Demir Kubbe’yi aşabilen füzeler İsrail’de daha önce benzeri görülmemiş şekilde maddi hasara yol açarken, İsrail ordusu nokta atışı operasyonlarla İranlı generalleri ve nükleer bilim insanlarını öldürmeye devam ediyor.

İsrail sanki Lübnan’da Hizbullah’a uyguladığı taktiği yineliyor.

Bu arada, bölgedeki sıcak gelişmeleri takip edenlerin aklına ilk gelen sorulardan biri şu:

İsrail benzer bir sürpriz saldırıyı Türkiye’de de gerçekleştirebilir mi?

Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de de güvenlik ve istihbarat zafiyeti var mı?

Türkiye, güvenlik ve istihbarat kurumlarını FETÖ hücrelerinden büyük oranda temizleyerek önemli bir zafiyetten kurtuldu.

Fakat tehlikenin tamamen sona erdiği söylenemez.

Dolayısıyla daha ileri tedbirler almak zorundayız.

Çünkü İsrail’e hizmet eden sadece FETÖ değil.

Ayrıca geç başladığımız ancak hızlı ilerlediğimiz savunma sanayi projelerine daha çok önem vermemiz ve ortaya çıkan yeni koşullara göre farklı ürünler üzerinde çalışmamız gerekiyor.

En önemlisi de realiteden uzaklaşmamak.

Yedi aylık doğan bir bebek yaşayabilir ancak iki-üç ayda dünyaya gelmesini isterseniz o düşük olur.

Zamanla yarışıyor olsak bile mutlaka geçilmesi gereken aşamaları atlayıp sonuca gitmeye çalışmak felaket getirir.


İsmail Yaşa / Diriliş Postası

 

Yorumlar1

  • Doğrucu Davud 2 ay önce Şikayet Et
    Eski abd dışişleri bakanı condoliza rice'ın bölgede 22 devlet kurulacağını söylemesi ve diğer batlılılarda Türkiyenin bölünmüş parçalanmış haritalarını çok gördük !..
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat