Suriye’nin başkenti Şam’daki Mar İlyas Kilisesi’ni hedef alan intihar saldırısında 25 kişi hayatını kaybetti ve 50’den fazla kişi de yaralandı.

Pazar ayini sırasında gerçekleştirilen eylemin failinin terör örgütü DEAŞ üyesi bir canlı bomba olduğu açıklandı.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara saldırıyı kınayarak, ülkenin güvenlik ve istikrarına yönelik tehditlere karşı birlik ve bütünlük içinde olmalarının önemine işaret etti.

Terör eyleminin üzerinden 24 saat geçmeden Suriye İçişleri Bakanı Enes Hattab, eylemden sorumlu DAEŞ hücresinin elebaşı ile 5 üyesinin gözaltına alındığını, biri kilise saldırısına katılan iki teröristin de baskın sırasında etkisiz hale getirildiğini duyurdu.

Operasyonda bomba yüklü bir motosiklet, bombalı yelekler, silah ve mühimmat ele geçirildi.

DEAŞ hücresinin çökertilmesinin ardından örgüt kilise saldırısından sorumlu olmadığını öne sürse de bu iddiaya itibar edilemez.

Şam’daki kiliseye düzenlenen saldırının Suriye’nin istikrarını hedef aldığı şüphe götürmez bir gerçek.

Kiliseye girip kendini patlatan eylemcinin şu veya bu örgüt üyesi olmasının önemi yok.

Klasik ifadeyle, saldırının gerçek failini görmek için “kuklaya değil kuklacıya bakmak” gerek.

Olağan şüpheliler de Baas rejiminin yıkılmasının ardından ülkeyi yönetmeye başlayan devrimcilerin başarısız olmasını, Suriye’nin kaosa sürüklenmesini ve bölünmesini isteyenler geliyor.

Onların kimler olduğu herkesin malumu.

Kilisenin hedef alınmasının bir diğer amacı ise Batı’ya mesaj vermek ve Hıristiyanların tehlikede olduğu algısı oluşturarak dış müdahaleye zemin hazırlamak.

Terör eyleminin Suriye’deki Amerikan askerlerinin çekilmesini önlemeye yönelik olduğunu söylemek de yanlış olmaz.

Ancak bu tür numaralar oldukça ucuzladı.

Suriye’deki Hıristiyanların büyük çoğunluğu bugüne kadar dış müdahale ve federasyon çağrılarına prim vermedi.

Terör eylemi sebebiyle de tavırlarının değişmesi beklenmiyor.

Suriye’deki azınlıkların güvenliği dış müdahaleye değil Şam’daki yeni yönetimin başarısına ve ülkede istikrarın sağlanmasına bağlı.

Onlar da kaostan en çok azınlıkların zarar göreceğinin farkında.

Terör eylemi sonrası Suriye hükûmeti Hıristiyanların yaşadıkları ve kiliselerin bulunduğu bölgelerde güvenlik önlemlerini artırdı.

Eylemden sorumlu DEAŞ hücresinin kısa sürede çökertilerek sorumluların yakalanması Şam yönetiminin terörle başarıyla mücadele edebileceğinin göstergesi.

Kilise saldırısını düzenleyen DEAŞ üyelerinin PKK/YPG/SDG kontrolündeki cezaevlerinden “şartlı olarak” serbest bırakıldıkları söyleniyor.

Saldırının hemen ardından PKK/YPG/SDG medyasında eylemin sorumlusu olarak Şam yönetiminin gösterilmesi ve tepkilerin yönlendirilmeye çalışılması dikkat çekici.

Yakalanan örgüt üyelerinin sorgulanmasıyla eylemle ilgili birçok soru da cevabını bulacak.

Şam’daki Mar İlyas Kilisesi’ne düzenlenen saldırıyı lanetleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’nin taşeron terör örgütleriyle yeni bir istikrarsızlık ortamına çekilmesine asla izin vermeyeceğiz.” dedi ve Türkiye’nin Suriye hükûmetinin terörle mücadelesine destek vermeyi sürdüreceğini açıkladı.

Saldırıyı gerçekleştiren örgütün sadece kukla olduğunu ve kuklacının Suriye’yi kaosa sürüklemek istediğinin Ankara da farkında.

Diriliş Postası