Filistin ve Gazze istismarı

  • GİRİŞ30.06.2025 10:51
  • GÜNCELLEME30.06.2025 10:51

Filistin davasının en büyük talihsizliklerinden biri de çok farklı kesimler tarafından istismar ediliyor olması, hizipsel ve kişisel çıkarlara alet ediliyor olması.

Kimilerine göre Filistin Arap milliyetçiliğinin ve sosyalizminin, kimilerine göre de İran’ın milli menfaatlerini korumak için kurduğu sözde direniş ekseninin en büyük davası.

İsrail karşıtlığı herkesi aynı çatı altında buluşturuyor görünse de gerçek öyle değil.

Çünkü amaçlar çok farklı.

LGBT savunucusu küreselciler ile ilk kıbleleri Mescid-i Aksa’yı özgür görmek isteyen Müslümanların hedeflerinin aynı olduğu söylenebilir mi?

Kudüs’ü, Filistin davasını istismar eden ve ekmek kapısı haline getirenlerin varlığı da bir gerçek.

Bu Filistin davasının bir kusuru değil elbette.

Gazze Şeridi’nde yaşanan felaket de ne yazık ki benzer bir durumla karşı karşıya.

Duyarlılık adı altında sosyal medyada takipçi artırma peşinde koşanların, insanların acılarını siyasi kavgalarına alet eden ve iç politika malzemesi haline getirenlerin, Gazze Şeridi sakinlerine en ufak bir yararı olmadığı halde başkalarını hiçbir şey yapmamakla suçlayanların varlığı sır değil.

Filistin direnişini terör olarak gören İsrail yandaşları bile Gazze Şeridi’ni istismar etmeye kalkıştılar.

Bir buçuk milyon takipçili Filistinli “İslamcı” bir yazar geçenlerde Erdoğan’ın Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğu için Libya’ya ve Suriye’ye müdahale ettiğini ancak Gazze Şeridi’nde yaşananları seyretmekle yetindiğini yazdı.

Ona göre Libya’nın ve Suriye’nin koşullarıyla Gazze Şeridi’nin koşullarının birbirinden çok farklı olmasının, saha gerçeklerinin, hatta Türkiye’nin şartları sonuna kadar zorlayarak yaptığı yardımların, üzerinde Türk bayrağı bulunan çuvala sarılıp “Sevgili unumuz geldi anne, bize ekmek yap” diyen çocuğun sevincinin önemi yok.

Maksat Gazze bahanesiyle Türkiye’ye ve Erdoğan’a saldırmak.

Maalesef böyle bir ahlak sorunuyla karşı karşıyayız.

Suriye’de Baas rejiminin yıkılmasından bu yana devrik rejim yanlısı Arap milliyetçiler ve sosyalistler ile İran yanlısı grupların Filistin ve Gazze üzerinden Şam’daki yeni yönetimi vurmaya çalışmaları da dikkat çekici.

Suriye halkının da en az Filistin halkı kadar mazlum olduğu, zalim Esed rejiminin ve müttefiklerinin gerçekleştirdiği katliamların ve işkencelerin İsrail’in yaptıklarıyla yarıştığını göz ardı edip Filistin adına Suriye devrimine saldırmanın, Suriye ve Filistin halkları arasına fitne tohumları ekmenin Filistin davasına yarar değil zarar vereceği kesin.

Hamas’ın askeri kanadının adını aldığı İzzeddin el-Kassam Suriyeli bir alim.

İzzeddin el-Kassam, bugün yaşıyor olsaydı kesinlikle Suriye devriminin bir numaralı destekçisi ve Baas rejiminin en büyük düşmanı olurdu.

İsrail propagandasının üzerine atlayıp İzzeddin el-Kassam’ın torunlarının devrimine çamur atmaya çalışmak en hafif tabirle ahlaksızlık.

Bunu yapanların başında da Arap milliyetçisi ve sosyalist Filistinli bir şair geliyor.

Bağdat’ta Şii milislerin organize ettiği etkinlikte Emevilere söven, anti-emperyalist şairin kapitalizmin kalesi ABD’de bir eli yağda bir eli balda yaşarken Filistinli direnişçilere “İsrail ateşkes isterse asla kabul etmeyin. Kudüs’ü işgalden kurtarma fırsatını kaçırmayın!” diye “gaz verdiğini” hatırlatalım.


İsmail Yaşa / Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat