Suriye-İsrail ilişkileri normalleşecek mi?

  • GİRİŞ02.07.2025 09:13
  • GÜNCELLEME02.07.2025 09:13

Abraham Anlaşması çerçevesinde İsrail ile ilişkilerini normalleştiren Arap ülkeleri arasına Suriye’nin de katılacağına dair son günlerde birçok haber ve yorum yayınlandı.

Geçenlerde Tel Aviv’de reklam panolarına asılan afişlerde ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bazı Arap liderler yan yana gösteriliyor, “Yeni bir Orta Doğu için yeni bir şans”, “Yeni bir Orta Doğu’nun vakti geldi” gibi ifadeler yer alıyordu.

Devrik Baas rejimi ve İran yanlılarının Suriye devrimine saldırmak için paylaşma yarışına girdikleri afişte Trump ve Netanyahu’yla birlikte tasvir edilen liderler arasında Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara da var.

Bu nedenle, bir düşünce kuruluşu tarafından asılan afişe Suriye devrimi düşmanları tarafından sanki Şam’daki yeni yönetimin İsrail’le normalleşme arzusunu yansıtıyormuş muamelesi yapılıyor.

Oysa Ahmed eş-Şara, birkaç ay önce İngiliz The Economist dergisinin konuyla ilgili sorusuna gayet zekice bir cevap vermiş, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri’ndeki işgalin normalleşmeye engel olduğuna işaret etmişti.

İsrail’in Suriye’yle normalleşme uğruna Golan Tepeleri’nden çekilmesinin mevcut koşullarda imkânsız olduğu herkesin malumu.

Nitekim İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, önceki gün yaptığı açıklamada Suriye’yle yapılacak herhangi bir barış anlaşmasında Golan Tepeleri’nin İsrail toprağı olarak kalacağını söyledi.

Baas rejiminin devrilmesiyle panikleyen İsrail, Suriye’deki yeni durumdan ve Türkiye’nin artan etkisinden rahatsız.

Özgür Suriye’yi kontrol altına alabilmek ve korkularını giderebilmek için bir yandan tehditler savuruyor, diğer yandan da kendi istediği koşullarda bir normalleşmeyi zorlamaya çalışıyor.

Uluslararası ve bölgesel koşullar İsrail’in Suriye’de arzu ettiği denklemi silah zoruyla kurmasına engel.

Dolayısıyla Netanyahu hükûmeti alternatif olarak normalleşme seçeneğini gündemde tutuyor.

İsrail ile normalleşen ve normalleşmeyi planlayan Arap rejimleri de Şam’ı kendilerine suç ortağı yapmak istiyorlar.

Washington, Suriye ve İsrail ilişkilerinin normalleşmesinden yana.

Trump bu arzusunu zaten Körfez turu sırasında açıkça dile getirdi.

Ancak Beyaz Saray, ABD-Suriye ilişkilerinin normalleşmesi için İsrail-Suriye ilişkilerinin normalleşmesini şart koşmuyor.

Nitekim Trump ABD’nin Suriye’ye uyguladığı yaptırımları kaldıran kararnameyi önceki akşam imzaladı.

Ahmed eş-Şara liderliğindeki yönetimin şu anki önceliği Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumak, güvenlik ve istikrarı tesis etmek, Baas rejiminin geride bıraktığı enkazı kaldırarak devleti sağlam temeller üzerine yeniden inşa etmek, ülke ekonomisinde ve hizmetlerde hissedilir bir iyileşme sağlamak.

Bu süreçte -İsrail’in provokasyonlarına rağmen- yeni bir savaşa daha girmek istememesi gayet normal.

Şam’ın hâlihazırda peşinde olduğu şey Tel Aviv ile normalleşme değil, İsrail’in Suriye’yle 1974’te imzaladığı Kuvvetlerin Çekilmesi Anlaşması’na uymasını sağlamak.

İran ve İsrail arasında imzalanan ya da Hamas’ın Gazze Şeridi’nde imzalamak istediği türden bir anlaşma ve çatışmasızlık.

Ankara da Şam’ın bu yaklaşımını destekliyor.

Dolayısıyla Suriye’nin Abraham Anlaşmaları’na katılma ve İsrail ile ilişkileri normalleştirme gibi bir gündemi yok.

İsmail Yaşa / Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat