Suriye’de operasyonsuz olmayacak gibi

  • GİRİŞ12.07.2025 09:15
  • GÜNCELLEME12.07.2025 09:15

Yıllardır Türkiye’nin kanını emen ve enerjisini tüketen bölücü terör belasına son verecek “Terörsüz Türkiye” projesinde kritik aşamaya girilirken PKK’nın Suriye’deki kolu YPG/SDG silah bırakma kararına direniyor.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack çarşamba günü Şam’da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara tarafından kabul edildi.

Barrack, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Suriye’de federalizmin mümkün olmadığını belirterek, YPG/SDG’ye Şam’ı adres gösterdi.

Örgütün müzakerelerde ve entegrasyon yolunda ilerlemede “yavaş” olduğunu söyledi.

Bunlar elbette “bağımsız devlet” olmasa bile en azından Suriye’nin bir bölümünde “özerk yönetim” hayali kuran YPG/SDG’nin duymak istemediği açıklamalar.

Aynı gün YPG/SDG’den bir heyet de Şam’daydı.

Heyet üyelerinden Fevze Yusuf, “Sanki devlet mi var?!” diyerek Ahmed eş-Şara başkanlığındaki hükümeti tanımadıklarını gösterdi ve Halk Sarayı’nda sorun çıkardı.

Fevze Yusuf, daha önce yaptığı açıklamada da talepleri kabul edilmedikçe Şam’daki yönetimle uzlaşma olmayacağını öne sürmüştü.

Ahmed eş-Şara ve Mazlum Abdi’nin imzaladıkları anlaşmanın uygulanması yönünde henüz ciddi bir adım atılmamışken, anlaşmanın yılsonuna kadar uygulanacağını beklemek aşırı iyimserlik olur.

Bölücü terör örgütü hendek kazmayı ve olası bir operasyona karşı hazırlığı hiç bırakmadı.

Bugünlerde Haseke’ye bağlı Amuda kentinde Arap ailelere bölgeyi terk etmeleri yönünde ihtarnameler gönderildiği haberleri geliyor.

Anlaşılan o ki, YPG/SDG Arap çoğunluğun yaşadığı Deir ez-Zor ve er-Rakka’yı Şam yönetimine bıraksa bile Haseke’de “özerk yönetim” hayalini sürdürmek istiyor.

Bunun için de demografiyi değiştirmeye çalışıyor.

Çok sayıda aile tehcir tehdidiyle karşı karşıya.

Öcalan’ın çağrısına ve ABD’nin Şam’ı işaret ederek bir an önce yeni yönetime entegre olmalarını istemesine rağmen YPG/SDG’nin zaman kazanmaya çalışması anlaşılabilir bir tavır.

Onlarca yıl bağımsız Kürt devleti kurmak için savaştıktan ve Arap Baharı rüzgârlarıyla birlikte değişen koşullarda Suriye’de bu hayali hayata geçirebileceklerine inandıktan sonra o hayalden bir anda vazgeçmek zor.

Örgüt ideolojisiyle beyinleri yıkanmış militanların Suriye ordusuna entegrasyonu başlı başına bir sorun.

YPG/SDG çatısı altındaki çok sayıda kadın militan nerede ve nasıl görevlendirilecek?

Bölücü terör örgütü Suriye’de toprak bütünlüğünün ve üniter devlet yapısının korunmasına sonuna kadar direneceğinin sinyalini veriyor.

YPG/SDG şımarık tavrını terk etmediği sürece Ahmed eş-Şara başkanlığındaki yönetimin sorunu barışçıl yollarla çözmek istemesinin bir anlamı yok.

Tek taraflı iyi niyet gösterisi gereğinden fazla devam ederse zafiyet olarak algılanır.

Şam’daki yeni yönetim uluslararası toplum tarafından tanınma sürecini büyük ölçüde tamamladı.

“Terörsüz Türkiye” projesinin başarıyla hayata geçirilmesi de YPG/SDG’ye karşı elini güçlendirecek.

Örgütün işgali altındaki bölgelerde yaşayan halk bir an önce işgalden kurtarılmayı bekliyor.

Salih Müslim kazanımlarını koruyacaklarını ve her şeyi silahla çözme güçleri olduğunu öne sürerken bu kafayla hâlâ barışçıl yollarla sonuca ulaşılabileceğini zannetmek saflık olur ve gideceği yer hayal kırıklığından başka bir şey değildir.

İsmail Yaşa / Diriliş Postası

Yorumlar1

  • Habil 2 hafta önce Şikayet Et
    Allah razı olsun, çok önemli bir yazı. pkknin varlığı Türkiye'ye sdf bölgesine meşru müdahale hakkı sağlıyordu. pkk olmadığında, meşruiyet Şamın talebi ile sağlanabilir. Fakat sdf blok halinde Suriye ordusuna katılırsa, bu da zora girer. hatta Türkiye işgalci ülke konumuna düşebilir. İnşallah pkk Türkiye'nin sdfye müdahalesini erteletmek için, bu fesh kararını almamıştır..
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat