Hangi Filistin?
- GİRİŞ28.07.2025 09:41
- GÜNCELLEME28.07.2025 09:41
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un “Orta Doğu’da adil ve kalıcı bir barışa yönelik tarihsel taahhüdüne sadık kalarak, Fransa’nın Filistin devletini tanımasına karar verdiğini” açıklaması büyük yankı uyandırdı.
Macron bu konudaki resmi açıklamayı eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda yapacağını söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı’nın açıklaması İsrail hükümetini çıldırttı.
Netanyahu açıklamayı şiddetle kınadığını ifade ederken, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir Fransa’yı Filistin devleti olarak tanımayı önerdi.
Macron’un açıklamasına Washington’dan gelen tepkiler de çok farklı değil.
ABD Başkanı Donald Trump, Macron’un açıklamasının hiçbir önemi olmadığını söylerken, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Fransa’nın Filistin devletini tanıma kararının Hamas’ın propagandasına hizmet ettiğini ve “7 Ekim 2023’te hayatını kaybedenlerin yüzüne atılmış bir tokat” niteliğinde olduğunu öne sürdü.
İsrail’deki ABD Büyükelçisi Mike Huckabee, kararla alay ederek, Macron’un ilan edeceği Filistin devletine Fransız Rivierası’nı vereceğini ve yeni devletin adının “Franc-en-Stine” olacağını ifade etti.
Macron’un kararı Filistin tarafında ise sevinçle karşılandı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, kararın Orta Doğu’da barış sağlanmasına katkıda bulunmasını ümit ettiğini söyledi.
Hamas da Fransa Cumhurbaşkanı’nın kararını “mazlum Filistin halkına insaf ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasını destekleme yönünde atılmış doğru bir adım” olarak niteleyerek karardan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ancak ortada kafa karıştıran ve cevap bekleyen birçok soru var.
Macron, Filistin devletini tanıyacaklarını duyuruyor ancak aynı zamanda Hamas’ın silahsızlandırılması gerektiğini de söylüyor.
Diğer bir ifadeyle, Fransa Cumhurbaşkanı’na göre İsrail’in kendini güvende hissetmesi için Filistin devleti silahlardan arındırılmış olmalı.
Fakat İsrail nükleer dâhil her türlü silaha sahip olabilmeli.
Yine Macron’a göre Filistin devletinin İsrail’i tanıması gerekiyor.
Yani Filistinliler aslında kendilerine ait olan tarihi Filistin topraklarının büyük bölümü üzerindeki işgali meşru kabul etmeliler.
Bu yeni bir öneri değil ki.
“İki devletli çözüm” adı altında geçmişte de gündeme gelen plan Hamas dâhil Filistinli direniş grupları tarafından reddediliyordu.
Sırf İsrail tarafından kabul edilmiyor olması planın iyi olduğu anlamına gelmez.
Macron’un gündeme getirdiği öneri, Filistin davasına destek adı altında kağıt üzerinde tanınacak Filistin devletiyle direnişini tasfiye projesinin bir başka versiyonu.
Arkasında ABD desteği varken iki devletli çözümün İsrail’e nasıl kabul ettirileceği meçhul.
İşgalcilerin Doğu Kudüs’ten ve Mescid-i Aksa’dan barışçıl yollarla çıkarılabileceklerini zannetmek gerçekleşmeyecek bir hayal.
İşin özeti şu:
Netanyahu’nun çılgınlığının ve pervasızca sağa-sola saldırmasının bölgede depreme yol açmasından ve sarsıntıların kendi varlıklarını da tehlikeye atmasından korkan Arap rejimleri ve müttefikleri, Macron’un Hamas’ı silahsızlandırma ve Gazze’nin yönetimini Abbas’a verme önerisini destekliyor.
Plan başarılı olursa Suudi Arabistan başta olmak üzere birçok ülkenin Abraham Anlaşmaları’na katılıp İsrail ile ilişkilerini normalleştirmesinin de önü açılacak.
İsmail Yaşa / Diriliş Postası
Yorumlar5