Türkiye’nin Denizlerindeki Enerji Çalışmaları “Açık Deniz Teknolojisi” Mezunu Gençlere Emanet
- GİRİŞ08.05.2025 08:48
- GÜNCELLEME08.05.2025 08:48
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi “Açık Deniz Teknolojisi” ön lisans programı ile Türkiye’nin stratejik beşeri sermayesinin önemli bir açığını kapatacak genç nesiller yetiştiriyor.
YÖK son yıllarda üniversitelerin özellikle ön lisans bölümlerinde büyük bir atılım yaparak birbiri ardına yeni bölümler açıyor. İşte bu bölümlerden en dikkat çekenlerden bir tanesi olan “Açık Deniz Teknolojisi” programı da bu bölümlere verilecek en güzel örneklerden bir tanesi. Biz de bu bölüme ilk defa 2022 yılında öğrenci alan üniversitemiz olan Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin kıymetli Rektörü Sayın Prof.Dr.İsmail Hakkı Özölçer ile hem bu bölümü hem de bu bölümün mezunları üzerine keyifli bir söyleşi yaptık. Sayın Rektör ile bu yıl ilk mezun öğrencilerini ülkemiz beşerî sermayesine katacak olan “Açık Deniz Teknolojisi” programını enine boyuna konuştuk.
***
Sayın Rektörüm, Sakarya Gaz Sahası ve Filyos Vadisi’nde yürütülen çalışmalar, Türkiye’nin enerji alanındaki bağımsızlık hedefleri açısından büyük önem taşıyor. Bu bağlamda Üniversitenizin bu stratejik bölgede yer alması ve Türkiye’de İlk ve tek olan Açık Deniz Teknolojileri ön lisans programının açılması üniversiteniz ve ülkemiz açısından ne ifade ediyor?
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi olarak, ülkemizin enerji alanındaki yerli ve millî hamlelerine doğrudan katkı sunabilmek bizler için büyük bir gurur ve sorumluluktur. Sakarya Gaz Sahası, Karadeniz’deki en büyük doğal gaz keşfi olup; Filyos Vadisi bu stratejik sürecin merkezinde yer almaktadır. Bu sahada aktif olarak görev yapan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’nın (TPAO) çalışmalarına hem yerli ve milli insan kaynağı hem de akademik destek sağlamak amacıyla Açık Deniz Teknolojileri programlarını hayata geçirdik. Bu işbirliği, yalnızca bir akademik açılım değil, aynı zamanda Türkiye'nin enerji bağımsızlığına yönelik stratejik bir katkıdır.
Türkiye’de bir ilk olan Açık Deniz Teknolojileri ön lisans Programlarının açılma süreci nasıl gelişti? YÖK ve TP-OTC ile yapılan iş birliğinin üniversitenize ve öğrencilere katkıları nelerdir?
Program, Yükseköğretim Kurulu (YÖK), Türkiye Petrolleri Offshore Technology Center (TP-OTC) ve üniversitemiz arasında imzalanan protokol kapsamında oluşturuldu. Bu işbirliği, hem yükseköğretimin sektörel ihtiyaçlara duyarlılığını hem de üniversite sanayi işbirliğinde model niteliğinde bir birlikteliği temsil etmektedir. Program sayesinde öğrencilerimiz yalnızca teorik bilgiyle değil, aynı zamanda sektörle iç içe bir eğitimle donanıyor. Öğrencilerimize TP-OTC ön lisans burs programı kapsamında eğitim hayatları boyunca 12 ay burs imkânı sağlanıyor, uygulamalı eğitimler için saha ve laboratuvar desteği sunuluyor. Bu tür destekler, nitelikli ve motive bir öğrenci profili oluşmasını sağlıyor.
Bu programların %30 İngilizce olması ve yabancı uyruklu akademisyenlerle İngilizce konuşma derslerinin verilmesi, mezunlarınızın uluslararası alandaki yetkinliklerini nasıl etkilemektedir?
Enerji sektörü küresel ölçekte faaliyet gösteren bir yapıya sahiptir. Bu nedenle terminolojisi büyük ölçüde İngilizce olan bir alanda nitelikli bireyler yetiştirmek istiyorsak, dil yeterliliğini eğitim sürecinin doğal bir parçası haline getirmeliyiz. Bu anlayışla; %30 İngilizce ders içeriği, bir yıl zorunlu İngilizce hazırlık ve yabancı hocalar eşliğinde haftalık 12 saatlik konuşma derslerini entegre ettik. Mezunlarımız hem teknik becerileriyle hem de yabancı dil yeterlilikleriyle yurt içinde ve yurt dışında çalışabilecek nitelikte yetişmektedir. Bu yönüyle programlarımız, sadece ulusal değil uluslararası rekabete de açık bireyler yetiştirmektedir.
Uygulamalı eğitim açısından üniversite yerleşkesinde kurulan F-125 tipi sondaj kulesi ve TP-OTC bünyesinde yapılan stajlar, öğrencilerin mesleki donanımını nasıl geliştirmektedir?
Uygulamalı eğitim, teknik alanlarda verilen ön lisans eğitiminin vazgeçilmez bir parçasıdır. Üniversitemizde inşa edilen F-125 tipi sondaj kulesi, Türkiye'de bir ilktir ve öğrencilerimize gerçek saha koşullarında birebir uygulama fırsatı sunar. Bununla birlikte TP-OTC bünyesinde, Sakarya Gaz Sahası içinde gerçekleştirilen yaz stajları da öğrencilerimizi doğrudan sektörle tanıştırmakta, onları mezuniyet öncesinde saha gerçekleriyle buluşturmaktadır. Bu olanaklar, öğrencilerimizin mezun olduklarında “hazır iş gücü” niteliği kazanmalarını sağlamaktadır.
İlk mezunlarını verecek olan bu programların çıktıları ve mezun öğrenciler için öngördüğünüz istihdam olanakları hakkında neler söylemek istersiniz? Geleceğe dair hedefleriniz nelerdir?
Bu yıl iki programımız da ilk mezunlarını verecek. Bizler öğrencilerimizi enerji sektöründe özellikle açık deniz operasyonlarında ulusal ve uluslararası ölçekte faaliyet gösteren sektör temsilcilerince istihdam edilebilecek şekilde tam donanımlı olarak yetiştirdik. Nitelikli ve uygulamalı eğitim almış ve alanda spesifik olarak yetişmiş ilk mezunlarımızın enerji sektöründen yoğun bir talep göreceğini tahmin ediyoruz. Bu başarı bizi mutlu ettiği kadar sorumluluğumuzu da artırıyor. Önümüzdeki dönemde, AR-GE ve sürekli eğitim alanında yeni modüllerin eklenmesi gibi hedeflerimiz var. Türkiye’nin enerji yolculuğunda üniversitemizin stratejik rolünü daha da güçlendirmek istiyoruz.
Değerli görüşleriniz ve bu keyifli söyleşi için şahsım ve haber7.com okuyucuları adına çok teşekkür ediyorum kıymetli Hocam.
Günün sözü ile kıymetli okuyucularıma veda etmek isterim:
“Geleceğin insanını inşa etmek, geleceğin meslekleri peşinde koşmaktan çok daha önemlidir.” (İsmail Yolcu)
İsmail Yolcu
Ankara Bilim Üniversitesi
Eğitim ve Kariyer Uzmanı
Eğitimci, İletişimci ve Yazar
ismail.yolcu@ankarabilim.edu.tr
Yorumlar1